Kimden milletvekilliği adaylığı sözü aldı, hangi bakanla çok samimi, hangi bakanın eşi onu kıskanıyor?
Abone olNil Demirkazık... Ankaralı sosyete antikacısı. AKP'ye, özellikle de Recep Tayyip Erdoğan'a hayran. Seçim gezilerinde partinin tüm mitinglerine katılıp, hep ön saflarda yer aldı. Başbakan olduktan sonra Erdoğan'ı AB gezilerinde de yalnız bırakmayan Demirkazık, açtığı internet sitesinde ise AKP'ye olan büyük inancını yazdı. Şimdilerde de AKP'lilerle yaşadığı anılarını kitaplaştırıyor... Kimden milletvekilliği adaylığı sözü aldı, hangi bakanla samimi olarak görüşüyor, hangi bakanın eşi kendisini kıskanıyor? Hepsini kaleme almaya başladı ve ilk olarak star'a açıkladı. Demirkazık, 'Yazdıklarımın hepsi doğru. Kötü bir şey de yok. Politik hayatımın bir bölümünü kaleme aldım' dedi. Bitmek üzere olan kitabın adı belli değil. Demirkazık'ın aklında iki fikir var. 'Nil'in Özgür Yüreği'nden' ve 'Nil'in Sayfaları'... Kim adaylık sözü verdi? Demirkazık, olay yaratacak kitabında, seçim döneminde kendisine adaylık sözü verdiğini öne sürdüğü kişiyi açıklıyor... 'Bodrum'da tatildeyken seçim işlerinden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı sayın Vecdi Gönül ile iki defa telefon görüşmesi yapmıştım. Kendisinden hafta başı için randevu talep etmiştim. Kendisi de kabul etmişti'... Demirkazık, randevu gününden 2 gün önce adaylık başvurusunun sona erdiği yönünde haberler alıyor ve panikliyor. 'Sayın Gönül'ü aradım. Kendisine başvuruların sona erip ermediğini sordum. Bugün bitiyor ama 2 gün daha uzatılacak, cevabını aldım. Hemen gelip başvuru formunu doldurabileceğimi söyleyince 'O zaman acele edin, formu teslim edin. Vecdi Bey'in bilgisi var, deyin. Diğer eksik evrakları da Pazartesi gelince tamamlarsınız' dedi. Konuşma sırasında bana hangi ilden aday olmak istediğimi sordu. Ben de İstanbul 2. Bölge diye cevapladım. 'Neden Ankara 1. Bölge'yi düşünmüyorsunuz?' dedi. Ben İstanbul 2. Bölge tercihini yineledim, 'Peki, şeref verirsiniz' cevabı alınca da teşekkür ettim ve telefonu kapattım'... Aksu eşiyle tartışmış 'Meclis resepsiyonu skandalında adı geçen isimler arasında sayın Abdülkadir Aksu da vardı. Aksu'yu, bana davetiye veren kişi olarak bir televizyon kanalı montajla değiştirerek yayınlamasının ardından, o gece geç saatlerde cep telefonum çaldı. Arayan kişi sayın Aksu'ydu. Televizyon programını izlemiş ve davetiyeyi verenin o olmadığını açıklamamı rica ediyordu. Evde hanımı ile arasında bazı tartışmaların yaşandığını söyledi. Kendisine, durumdan benim de rahatsız olduğumu, ertesi gün bir basın açıklaması yaparak, davetiyenin kendisi tarafından verilmediğini söyleyeceğimi ilettim. Çok sevindi, teşekkür ederek telefonu kapattı'... Demirkazık, bu bölümde Abdülkadir Aksu'yla nasıl tanıştığını şöyle anlatıyor: 'Aksu ile tanışmamız, benim milletvekili aday adayı olarak İstanbul İl Başkanlığı'nın açılış töreni için İstanbul'a giderken uçakta başladı. İl Başkanlığı'nın açılış töreninde de beni uzaktan görüp gülerek el sallamayı ihmal etmedi. Böylece başlayan dostluk daha sonra da devam etti. Aday listelerinin hazırlanması döneminde sayın Aksu'yu ziyaret ederek görüşlerini alıp, listelerdeki şansımı ve sıralamadaki yerim hakkında görüştük. Bu süreçte bana oldukça yardımcı olup, beni listede üst sıralara yerleştirmek için elinden geleni yaptığından eminim...' En samimi davranan kim? Bir düşkırıklığı ve Aksu'dan, Demirkazık'ı teselli edecek sözler... 'Listelerin belli olmasından sonra Aksu'yu ziyaret ettim ve düş kırıklığına uğradığımı söyleyip, listelerde neden olmadığımı sordum. Bana nasihatı şöyle oldu: 'Dur bakalım, hemen pes etme. Politika uzun soluklu bir iş. Daha başındasın. Her şey milletvekilliği ile sınırlı değil. Önümüzde yerel seçimler var. Belediye başkanlığı seçimlerinde istediğin ilçe var mı?' Ben de gülerek 'İstanbul Şişli uygun olabilir' dedim. Kendisi de gülmeye başladı ve 'Olabilir, o zaman gelince bakarız, tamam mı? AKP'de bir nefer olarak çalışmalarına devam et'. Aksu'nun bu cümleleri benim için belirleyici oldu. Aksu'yu sık sık Genel Merkez'de ziyaret ederek değerli görüşlerini almaktan çekinmedim. Bana parti için en yakın, en samimi davrananların başında olduğunu söyleyebilirim. ' Mumcu'nun eşi kıskandı Kitapta, Demirkazık'ın Kültür ve Turizm Bakanı Erkan Mumcu'yla tanışmasına da yer verilmiş... 'Sayın Mumcu bir viski söyleyerek hatırımı sordu. O günlerde kendisi ANAP Genel Başkanı olmak için yola çıkmış ama başarılı olamamıştı. Bana, ANAP'ta devam etme niyetinde olmadığını, yakında birtakım sürprizler yapabileceğini söyledikten sonra 'Türkiye'de politik olarak birtakım değişiklikler olabilir' dedi. Dediklerinin gerçekleşmesi ben de, sayın Mumcu'nun görüş sahibi tecrübeli bir politikacı olarak algılamamı sağladı. Kim derdi ki, 2 ay sonra sayın Mumcu ve ben aynı partide politika yapmayı seçeceğiz, bu partinin çağdaş ve modern imajını temsil edeceğiz. Erkan Bey'le daha sonraları birçok defalar, çeşitli vesilelerle, bir sürü yerde bir araya geldik. Her defasında bana son derece kibar, nazik, ölçülü ve sıcak davranmıştır. Sayın Mumcu'nun gösterdiği kibar ve samimi davranışları ne yazık ki sayın Işıl Mumcu'dan göremedim. Her karşılaşmamızda kendisinin son derece düşmanca ve kıskanç bakışlarına hedef olduğumu gördüm ve bu beni çok şaşırttı. Bu olay ile ilgili son düşüncelerim şudur; Bayanların kıskançlıkları çok mantıksız ama önlenmesi de mümkün değil.' 'Arınç'a niye kızdım?' Nil Demirkazık, kendisi için 'Şöhret meraklısı kişi' diyen Meclis Başkanı Bülent Arınç'a olan kızgınlığına da kitabında yer vermiş. Bakın, bu konuda neler söylüyor... 'Daha beni tanımadan, benim karakterim ve AKP'yi neden desteklediğim konusunda en ufak bir bilgi birikimine sahip olmadan, önyargıyla yaptığı bu yorumu kendisi için son derece talihsiz bir konuşma olarak adlandırıyorum. Eğer sayın Bülent Arınç, başım açık, kıyafetim çağdaş ve modern olduğu için bu yorumu yapmışsa kendisinin, sayın Erdoğan'ın yapmak istedikleri konusunda, hiçbir fikre sahip olmadığını düşünüyorum. 70 milyonu kucaklamayı amaçlayan hoşgörü partisiyle nasıl bağdaşabileceğini şu ana kadar anlayabilmiş değilim'... Kaynak : Star