İçişleri Bakanlığı'nın iki ay önce yayınladığı genelge gözlerden kaçtı. Genelge ile okullarda bazı kelimelerin kullanımı yasaklandı. Ali Bulaç bu ilginç gelişmeyi yazdı.
Abone olÇevre Bakanlığı'nın yasakladığı hayvan ve bitki isimlerinden önce İçişleri Bakanlığı'nın iki ay önce yayınldığı genelge dikkat çekti. Kamuoyunun unuttuğu genelge ile ilk olarak 45 kelime yasaklanıyor. Yazar Ali Bulaç unutulan bu genelgeyi Dinin dilini zayıflatmak yazısıyla hatırlattı.
Pek üzerinde durulmadı, ama iki ay önce İçişleri Bakanlığı önemli bir genelge yayınladı. Genelge okullarda bazı terim ve kelimelerin kullanılmalarını yasaklıyor. Amaç “terör örgütleri”nin istismarına açık bu terimlere karşı tedbir almak şeklinde belirtilmiş. İlk elde yasak kapsamına giren 45 kelime sıralanmış.
13 Ocak tarihli Sabah gazetesindeki haber şöyle: “İçişleri Bakanlığı, bu konuda yapılan çalışmaların her ayın 10’una kadar bakanlığa rapor edilmesi talimatı verdi. Bunun için bir de form hazırlandı. Formda, her tedbir ile ilgili nasıl uygulama yapıldığı, uygulama yapılmadıysa gerekçesi belirtilecek. Her okul, ayın 25’ine kadar okuldaki durumu İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne rapor edecek, müdürlükler valiliklere ve valilikler de her ayın 10’una kadar bakanlığa gönderecek.”
Başbakanlık’ın bu yönde hazırladığı genelgeye göre “İslami terör”, “İslamcı terör”, “ılımlı İslam” gibi kavramlar tümüyle yasak. “Öteki bazı kavramlar da kutuplaşmayı körükleyici biçimde kullanılmayacak”. Aynı haberden, Başbakanlık’ın bir süre önce, “Dini Motifli Terör Örgütleri ve Radikal Gruplara Yönelik Mücadele Stratejisi” adı altında bir eylem planı hazırladığını öğreniyoruz. Amaç “terör örgütlerinin amaçlarına hizmet edilmemesi ve dindar vatandaşların rencide edilmemesi” olarak belirlenmiş. Başbakanlık bu planın uygulanması için İçişleri Bakanlığı’nı görevlendirmiş. İçişleri Bakanlığı, bunun üzerine valilikler kanalıyla okul müdürlüklerine uyarı yazısı göndermiş. Yazıda, “Dini motifli terör örgütlerinin kullandığı kavram ve kelimelerin kullanılmasının, bu terör örgütlerinin amaçlarına hizmet edeceği ve toplumda kamplaşma yaratacağı” vurgulanmış. Yasaklanan kelimelerin ilk elde okullarda kullanılmaları söz konusu olduğuna göre, en azından nazari olarak Milli Eğitim Bakanı’nın da bu genelgeden haberi olması gerekiyor.
Yasak kapsamına giren kelimeler şunlar: “bel’am, beyt’ül mal, biat, cemaat, cihad, dar’ül erkam, dar’ül harp, dar’ül İslam, emir (lider anlamında) emir’ül müminin, fetva, firavun, halife, hicret, hilafet’ül müminin, Hizbullah, hizbuşeytan, imam, imamet, infak, kafir, karun, kışla, laikler, laikçiler, Medine dönemi, medrese, Mekke dönemi, mele (molla anlamında A.B.), mücahid, mümin, münafık, müstaz’af, müstekbir, seyda, şehadet, şehit, şeriat, şeyh, şeyh’ül İslam, şirk, şura, tağut, tebliğ, tekke ve tevhid.”
Bu genelge nedense kimsenin ilgisini çekmedi. Ben sadece Yeni Şafak yazarı (aynı zamanda Tokat Milletvekili) Resul Tosun’un bu konuyu ele aldığını tespit edebildim. Tosun yazısında “Dini kavramların doğru kullanılması uyarısıyla hazırlanan bu genelgenin ölçüyü kaçırdığı anlaşılmaktadır.” diyor ve ekliyor: “Bu genelge, akla ve mantığa aykırıdır, hukuka aykırıdır. Bu genelge insan haklarına aykırıdır. Dini Motifli Terör Örgütleri ve Radikal Gruplara Yönelik Mücadele çocuklarımızı ilköğretim çağında yeterli dini bilgi ile donatmaktan geçer, çocuklar hakkında kimi kelimeleri kullanmayı yasaklamaktan geçmez. Ve ben eminim ki ne İçişleri Bakanı ne de Başbakan genelgenin bu şekilde hazırlandığından haberleri olmamıştır. Zannediyorum ki bu genelge kimi bürokratların işgüzarlığıdır. Halk desteği yüzde 61’e yükselmiş AK Parti hükümetine kurulmuş bir tuzak olarak da değerlendirilebilir.” (Resul Tosun, Dindarları incitmemek, Yeni Şafak, 15 Ocak 2005).
Resul Tosun, “ne İçişleri Bakanı’nın ne Başbakan’ın genelgenin bu şekilde hazırlandığından haberleri olmadığı”nı söylüyor. Biz de aynı kanaati paylaşmak istiyoruz. Fakat bugüne kadar hiçbir açıklamanın yapılmamış olması da garip.
Genelge kapsamında yasaklanan kelimeler, İslami literatürün belli başlı terimleri, yani anahtar kavramlar. Büyük bir kısmı Kur’an’da geçiyor. Dini hayatın giderek zayıfladığı bir ülkede temel dini kavramlara da yasak koymak, insanları sadece dini evrenlerinde değil, genel olarak gündelik hayatlarında da lal (dilsiz), hafızasız, köksüz hale getirmenin başka yoludur.
Yazı:Ali Bulaç
Kaynak:zaman.com.tr