Mustafa Savın, aşırı kilolarından kurtulmak için kullandığı karışımdan dolayı yaşamını yitirdi
Abone olManisa'nın Saruhanlı ilçesine bağlı Mütevelli beldesinde yaşayan Mustafa Savın, aşırı kilolarından kurtulmak için yaklaşık bir aydır düzenli olarak kullandığı elma sirkesi, limon ve sodanın midesini delmesi sonucu yaşamını yitirdi.
Alınan bilgiye göre, Mütevelli beldesinde lokanta işletmeciliği yapan evli ve 2 çocuk babası Mustafa Savgın (50), 190 kiloya ulaşması üzerine diyet yapmaya karar verdi. Yediği yemekleri azaltan Savgın, zayıflamak için ayrıca her gün düzenli olarak elma sirkesi, limon suyu ve maden suyu tüketmeye başladı.
Yaklaşık bir ay boyunca devam ettiği uygulama sonucunda yaklaşık 30 kilo zayıflayan Savgın, bu süre sonunda midesinden rahatsızlanması üzerine Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne kaldırıldı.
Yapılan tetkikler sonucunda midesinin delindiği anlaşılan Savgın, yapılan ameliyatın ardından yoğun bakım ünitesinde tedavi altına alındı. Savgın, 20 gün süreyle kaldığı yoğun bakım ünitesinde yaşamını yitirdi.
Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi yetkilileri Mustafa Savgın'ın, zayıflamak için tükettiği içecekler sonucu ülsere bağlı mide delinmesinden kaynaklanan karın zarı iltihabı sonucu yaşamını yitirdiğini açıkladı
ONUN BAŞI YAŞITLARINA GÖRE 4 KAT BÜYÜK!
HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN
[PAGE]
Kastamonu'nun Mehmet Akif Ersoy Mahallesi'nde yaşayan Nuri ve Fatma Çalık çiftinin, doğum sırasında beyin damarı zedelenen çocukları 3 yaşındaki Eren Can'ın başı, yaşıtlarının 4 katı büyüklüğüne ulaştı. Ayrıca minik Eren'e lösemi teşhisi konuldu.
Özel bir şirkette asgari ücretle işçi olarak çalışan 26 yaşındaki Nuri ile ev kadını eşi 25 yaşındaki Fatma Çalık'ın 7 aylık doğan oğulları Eren Can, doğumundan itibaren hastalıkla mücadele ediyor. Doğum sırasında beyin damarının zedelenmesi sonucu Hidrosefali hastası olan minik Eren Can'ın başı, hastalık nedeniyle her geçen gün büyüyor. Hidrosefali rahatsızlığına bağlı beynin ürettiği sıvının vücuttan doğal yollardan atılamaması sonucu Eren Can'ın başının büyüklüğü yaşıtlarının 4 katına ulaştı. Hastalığı nedeniyle kafası sürekli büyüyen Eren Can'ın kolları ve bacakları ise inceldi.
Eren Can'ı doğumundan itibaren Kastamonu ve Ankara'da hastane hastane dolaştıran aile, bu nedenle ekonomik olarak sıkıntıya düştüklerini söyledi. Çocuğunun tedavisi için köydeki tarla ve traktörünün yanı sıra, düğünden kalan altın ve bilezikleri de sattıklarını belirten aile, oğullarının tedavisi için yardım bekliyor. Aile, çocuklarını Ankara'da özel bir hastanede sosyal güvence kapsamında ameliyat ettirmek istediklerini, ancak ek masraflar nedeniyle Kastamonu'ya geri dönmek zorunda kaldıklarını anlattı.
Rahatsızlığı nedeniyle hareket edemeyen, konuşamayan talihsiz Eren Can, ailesiyle ancak gözlerini kırparak iletişim kurabiliyor. Aç olduğunu, hastalandığını ve altının ıslandığını annesine göz işaretleri ve iniltilerle anlatmaya çalışan Eren Can'a, Ankara'da yapılan tahliller sonucu 'lösemi' teşhisi de konuldu.
Çocuğunun tedavisi için tüm varlığını harcadığını kaydeden gözü yaşlı baba Nuri Çalık ise, mahalle bakkalına sadece bez ve mama parası olarak 2 bin TL borcu olduğunu belirtirken, oğlunun gözleri önünde giderek erimesine dayanacak gücü kalmadığını söyledi.
BÖYLE TECAVÜZ DAVASI GÖRÜLMEDİ
HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN
[PAGE]
Zihinsel özürlü kızını dünürünün hamile bıraktığını iddia eden annenin şikâyeti üzerine açılan davada ilginç gelişmeler oldu. Bebeğin babasının kızın kardeşi olduğu ortaya çıktı
2006 yılında Muğla'da jandarmaya başvuran R.Ü., fiziksel ve zihinsel engelli, 1976 doğumlu kızının eşinin kızkardeşinin kocası ve aynı zamanda dünürü olan H.D.'nin cinsel saldırısına uğradığını bildirdi. Yapılan muayenede, kızın, 16 haftalık hamile olduğu anlaşıldı. Zeka geriliği bulunan kızın ruh sağlığının bozulup bozulmadığına yönelik ayrı bir araştırma ise yapılmadı. Ancak genç kızın, kız kardeşinin de annesiyle aynı yönde ifade vermesi ve H.D.'yi cinsel saldırıda bulunurken gördüğünü anlatması üzerine H.D. hakkında dava açıldı.
KARDEŞİ ÇIKTI
Savcılık, zihinsel engelli kızdan alınan cenin üzerinde araştırma yaptırdı. Araştırma sonunda, bebeğin yüzde 99,9 genç kızın erkek kardeşi H.Ü.den olduğu ortaya çıktı. Bunun üzerine erkek kardeş hakkında ayrı dava açıldı. Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi, mağdurenin ağır mental retardasyon (zeka geriliği) hastası olduğunu, yalnızca annesi ile diyalog kurabilen mağdurenin ailesinin yönlendirmesi sonucu sanığa karşı bu şekilde tepki vermesinin mümkün bulunduğunu belirten bir rapor verdi. Bunun üzerine anne R.Ü., 2009'da H.D. ile ilgili şikayetinden vazgeçti.
MAHKEME DİRENDİ
Yapılan yargılama sonunda, genç kızın kardeşi 8 yıl 9 ay hapis cezası verildi. Yargıtay ise bu süreçte H.D.'nin davasını ele aldı. Yargıtay, ortaya çıkan durum karşısında iki dosyanın birlikte değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, kararı bozdu. Ancak yerel mahkeme, annenin de şikayetinden vazgeçmiş olmasına rağmen, ilk kararının farklı deliller doğrultusunda verildiğini, bebeğin biyolojik babasının kimin olduğuyla ilgisinin bulunmadığını belirterek, ilk kararında direndi.
Bunun üzerine dosya Yargıtay Ceza Genel Kurulu'na geldi. Genel Kurul, direnme kararını kaldırarak, H.D. hakkındaki kararı bozdu. Yargıtay, H.D.'nin tahliyesine de karar vererek, dosyayı yeniden Muğla'ya gönderdi. Buna göre, Muğla'daki mahkeme, gerçek suçluyu bulmak için iki davayı birleştirerek yeniden görecek.
BOĞULAN 4 KİŞİNİN CESEDİ BULUNDU
HABERİ DİĞER SAYAFADA TIKLAYIN
[PAGE]
Arnavutköy'de balık tutmak için açıldıkları gölde teknelerinin alabora olması sonucu kaybolan 4 kişinin cesetleri bulundu.
Alınan bilgiye göre, Boğazköy'de oturan Yusuf Yıldırım, yeğenleri Şevket Yıldırım ve Hasan Yıldırım, Yasin Bacak ve yanlarında bulunan 2 kişi ile birlikte dün sabah saat 10.00 sıralarında balık tutmak için Balabanköyü'ndeki Terkos Gölü'ne gitti. 2 kişi kıyıda beklerken, amca ve 3 kişi tekne ile göle açıldı. Tekneyle açılan 4 kişi ile kıyıda bekleyen 2 kişi, Arnavutköy'de buluşmak için anlaştı. Kıyıda bekleyen 2 kişi, anlaştıkları saatte Arnavutköy'e giderek tekneyi beklemeye başladı. Ancak tekne gelmeyince durumdan şüphelenen 2 kişi, jandarmaya haber verip yardım istedi.
Yapılan incelemelerde Yazlık ve Örencik köyleri arasında tekneleri alabora olan Yusuf Yıldırım ve yeğenlerinin kayboldukları belirlendi. Bunun üzerine gölde arama çalışması başlatıldı. İl Jandarma Komutanlığı'na bağlı skorsky helikopterler de arama çalışmalarına havadan destek verdi. Amca ve yeğenlerinin gölden çıkıp ormana gitmiş olmaları ihtimaline karşılık komando birlikleri de ormanlık alanda inceleme yaptı.
Gölde yapılan çalışmaların ardından önce amca Yusuf Yıldırım'ın (50) cesedine ulaşıldı. Sürdürülen arama çalışmalarının ardından sırasıyla Yasin Bacak, Hasan Yıldırım ve Şevket Yıldırım'ın da cesetlerine ulaşıldı. Hasan Yıldırım'ın (19) Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Siyasal Bilgiler Fakültesi öğrencisi olduğu, kuzeni Şevket Yıldırım'ın da Kocaeli Üniversite'si 2. sınıf öğrencisi olduğu öğrenildi. Gölde kaybolan Yasin Bacak'ın ise askerden dağıtım iznine geldiği ve bugün Ankara Polatlı'daki Topçu
Birliği'ne teslim olacağı öğrenildi.
Arama çalışmaları sonucu ulaşılan cesetler, olay yerindeki ilk incelemelerin ardından otopsi için morga kaldırıldı.
ESRARENGİZ TELEFONLA GELEN AİLE FACİASI
HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN
[PAGE]
İzmir'de kimliği belirsiz bir kadının, cep telefonundan aradığı 29 yaşındaki Göksel Çetin'e, eşi 41 yaşındaki Sevgül Çetin'den olan 7 yaşındaki oğlunun, kendi babasıyla gizli ilişkisinden olduğunu söylemesi, faciaya neden oldu.
Eşinin tüm ikna çabalarına ve DNA testi önerisine rağmen inandıramadığı Göksel Çetin, kendisini boş arsadaki 30 metrelik su kuyusuna atarak canına kıydı. Şok haberle yıkılan Sevgül Çetin, mutluluğu bulduğu kocasını telefonuyla ölüme götüren kadının bulunmasını istedi. Göksel Çetin'in annesi Şadan Çetin ise, olayın cinayet olabileceği ihtimaline karşı da araştırma yapılmasını istedi.
Nakliye firmasında çalışan Göksel Çetin'in hayatı, 11 yıl önce ilk eşinden boşanan Sevgül Çetin'in, yanlarındaki eve taşınmasıyla değişti. Aralarında başlayan arkadaşlık kısa sürede aşka dönüşünce ikili birlikte yaşamaya başladı. İlk evliliğinden iki çocuğu bulunan Sevgül Çetin, nikahsız yaşamaya başladığı Göksel Çetin'le ilişkisinden de 2004 yılında bir erkek bebek dünyaya getirdi. Göksel Çetin, Sevgül Çetin'le 2007 yılında çocukları üç yaşındayken nikah yaparak birlikteliklerini de resmileştirdi.
ARİFE GÜNÜ GELEN ŞOK TELEFON
Yaklaşık 3 ay önce, bir borcu ödeyemediği için girdiği cezaevinden 2 bin TL kefaletle tahliye olan Göksel Çetin, geçen arife günü kimliği belirsiz bir kadından gelen telefonla şoke oldu. Telefondaki esrarengiz kadın, Göksel Çetin'e, 7 yıldır büyük bir sevgiyle büyüttüğü oğlunun kendisinden olmadığını, babasıyla eşinin yasak aşkından dünyaya geldiğini ileri sürdü. Aldığı şok telefon sonrasında yıkılan Göksel Çetin, bu konuşmadan bahsetmeden eşine, ilk önce oğlunun kendisine benzeyip benzemediğini, ardından da hastaneye gidip kontrolden geçeceğini ve oğlu için DNA testi yaptıracağını söyledi. Eşinin ısrarlı soruları karşısında kendisine gelen telefonu anlatan Göksel Çetin, söylenenlerin doğru olup olmadığıını sordu.
İKNA OLMADI, KARANLIKTA KAYBOLDU
Duydukları karşısında şaşkına dönen Sevgül Çetin'in, böyle bir olayın yaşanmadığını ve hastaneye gidip DNA testi yaptırabileceklerini söylemesine rağmen ikna olmayan ve psikolojik bunalıma giren Göksel Çetin, geçen pazartesi günü motosikletine binerek hızla evden uzaklaştı.
Sevgül Çetin'in yaşananları anlattığı yakınları, tüm ilçede Göksel Çetin'i aramaya başladı. Bu sırada amca Gürcan Çetin, yeğenini bulup otomobilde konuştu. Amca Gürcan Çetin'in konuşmalarıyla da ikna olmayan Göksel Çetin, hızla otomobilden inip, kendisini öldürmek istediğini söyleyerek koşmaya başladı ve karanlıkta gözden kayboldu.
KUYUDA CESEDİ BULUNDU
Yakınlarının günün ilk saatlerine kadar sürdürdüğü aramalara rağmen bulunamayan Göksel Çetin'in, Menderes'in Ovacık mevkisindeki boş arsadaki kuyuda olabileceği ihtimaline karşı polisten yardım istendi. Polisin haber verdiği itfaiye ekipleri, içerisinde su bulunan yaklaşık 30 metre derinliğindeki kuyuya indiklerinde Göksel Çetin'in cesediyle karşılaştı. Kuyudan çıkartılan ve düşme sırasında vücudunun çeşitli yerlerinden de yaralandığı belirlenen Göksel Çetin, İzmir Adli Tıp Kurumu'ndaki otopsinin ardından Menderes İlçesi'nde toprağa verildi.
'O KADIN BULUNSUN'
Kendisine iftira atıldığını, bunun eşini ölüme kadar götürmesine dayanamadığını söyleyen Sevgül Çetin şunları anlattı:
"Mutluluğu ikinci evliliğimde yakalamıştım, 11 yıldır büyük bir aşkla, aradaki yaş farkına rağmen birbirimizi sevdik. Ne olduysa arife günü gelen telefondan sonra oldu. O kadın kocamı zehirledi ve onun ölümüne neden oldu. Telefon kayıtlarından kim olduğunun bulunmasını ve olayın açıklığa kavuşturulmasını istiyorum. Yaşananlar hem bana, hem de eşimin ailesine haraket."
Göksel Çetin'in annesi Şadan Çetin ise, oğlunun cinayete kurban gitmiş olabileceğini, bu yönde de araştırma başlatılmasını istediğini söyledi.
Polisin olayla ilgili soruşturmasının devam ettiği bildirildi.
14 YAŞINDA BABA KATİLİ OLDU
HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN
[PAGE]
Bursa'nın merkez Osmangazi ilçesinde 14 yaşındaki genç kız, eve geç geldiği için tartıştığı babasını 4 yerinden bıçakladı. Ağır yaralanan baba, hastanede yaşamını yitirdi.Alınan bilgiye göre, özel bir güvenlik şirketinde çalışan Feridun K. (43) ile annesi Gülten K. (40), eve geç gelen kızları 14 yaşındaki A.K., ile tartışmaya başladı. A.K., tartışmanın büyümesi üzerine mutfaktan aldığı ekmek bıçağı ile babası Feridun K.'ye saldırdı.
Biri kalbine olmak üzere göğsüne 4 bıçak darbesi alan Feridun K, olay yerinde yapılan ilk müdahalenin ardından 112 Acil Servis ambulansıyla Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne kaldırıldı.
Feridun K, hastanedeki müdahaleye rağmen yaşamını yitirdi.
Kaçan A.K, polis tarafından evinin yakınlarında yakalandı.
Bursa Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şube Müdürlüğü ekiplerine teslim edilen A.K, Emniyetteki ifadesinin ardından mahkemeye sevk edildi.