Başbakan Erdoğan, “Türkiye’de Suriye sınırında cihatçı grupların sayısının arttığı” iddiasını dillendiren gazeteciye, “Böyle bir grup mu var...
Abone olBaşbakan Erdoğan, “Türkiye’de Suriye sınırında cihatçı grupların sayısının arttığı” iddiasını dillendiren gazeteciye, “Böyle bir grup mu varmış? Bu konudaki ellerindeki belgeleri nedir?” sorununu yöneltti. Erdoğan, gazetecinin “El Nusra’yı kast ediyorum” demesi üzerine ise, bu iddianın iftira olduğunu söyledi.
Erdoğan, İsveç Başbakanı Frederik Reinfeldt ile görüşmesinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında Suriye konusunda sorulan bir soru üzerine, "Bakın burada bir aldatmacaya da gelmeyelim diyorum. Nedir o? Şimdi dünyada şöyle bir oyun oynanıyor. Kimyasal silahlara karşı Suriye’ye karşı yaptırım uygulayalım veya uygulamalayım. Bir defa bu bir aldatmaca. Niye aldatmaca? Kimyasal silahlarla kaç kişi öldü? 1,500 kişi. Peki konvasiyonel silahlarla ne kadar insan öldü? 150 bin insan öldü. Yani konvansiyonel silahlarla öldüğü zaman önemli değil, ama kimyasal silahla öldüğü zaman önemli. Sonu ölüm olan her şey önemlidir. Bunu bir kenara atamayız. Suriye ile ilişkilerimiz bunlardan dolayı bozulmuş durumda" ifadelerini kullandı.
"SURİYE TAVSİYELERİMİZİ DİNLEMEDİ"
Erdoğan, "Gerçekten baba Esad’ın döneminde ülkemizde bir sıkıntı yaşandı. Ve bu sıkıntının yaşanmasının ardından da ilişkilerimzi iktidarımıza kadar bozuktu. İktidara geldikten sonra komşularımızla bu tür düşmanlıkları ortadan kaldıralım istedik. Çünkü bizim Suriye halkı ile bir sıkıntımız yok. Tam aksine Suriye halkı ile akrabalık bağlarımız var. Bunlar bizim dini bayramlarda, özel izinlerle karşı taraflara gidip gelirlerdi. Bunu kaldıralım dedik. Girişimlerimiz olumlu sonuç verdi. Ve ifade ettiğiniz gibi gerçekten aile dostluğu kurduk. İşi bu kadar ileri noktaya getirdik" dedi.
"HALEP’TE SAATLERCE OTURUP KONUŞTUK"
Arap Baharı’nın başladığı dönemde Cumhurbaşkanı Esed ile "çok açık ve net konuştuğunu" söyleyen Erdoğan, "Saatlerce oturup konuştuk ve bu görüşmemizi Halep’te yapmıştık. Kendisine dedim ki bakın şu andaki rüzgar iyi esmiyor, bu aynen sizi vurabilir. Çünkü Suriye’de o ana kadar tek partili bir yaşam vardı. Yani demokrasi yoktu. Otokratik bir rejim vardı. Bu otokrasiden çıkmanız gerekir. Bu konuda size her türlü desteği vermeye hazırız dedim. Hatta adamlarını da gönderdiler. Bizim çalışmalarımızı gördüler.Kendilerine anlattık. Çok partili sistemin nasıl kurulacağına kendilerine anlattık. Tabi bir ay, iki ay, üç ay ne yazıkki bunlar olmadığı gibi, diğer taraftan orada tanklarla, toplarla insanları öldürmeye başadılar. Ben özel temsilcilerimi gönderdim. Telefon görüşmeleri yaptık. Bakın bunlar iyi olmuyor. Sonu bunun iyi gelmeyecek. Tabi biz ne dediysek, bunlar teröristler dediler. Mabedde ibadetini yapan insanlara terörist denir mi?" şeklinde konuştu.
Suriye’de başlangıçta ölenlerin yüzlerle, binlerle anıldığını hatırlatan Başbakan Erdoğan, "Şu anda gelinen noktada 150 bine yakın insan öldürülmüş durumda. Bu kayıtlı olan. Fazlası var, azı yok. Sadece ülkemde şu anda 600 bini aşkın sığınmacı var. Bu 600 bini aşkın sığınmacının dışında, Lübnan ve Ürdün’ü de alırsak, 2 milyona ulaşıyor. Suriye içindeki, farklı yerlere göç edenleri de alırsak 7 milyona ulaşıyor. Bu insanlar rejimin silahlarından kaçıyor. Bunların içinde konvansiyonel silahlar var, kimyasal silahlar var" dedi.
"RUSYA İPE UN SERİYOR”
Erdoğan ayırca, "Esed gitmedikten sonar buranın normal şartlara dönmesi mümkün değil. Şunu da çok açık ve net söylüyorum: Bakınız Cenevre 2’yi destekliyoruz. Ama şimdi Cenevre 2’ye, bizde ipe un sermek diye bir şey vardır, şimdi Rusya Dışişleri Bakanı bir açıklama yaptı. Bu açıklamasında tekrar bir erteleme kararı verildi. Niye? Suriye’deki muhaliflere Esedli bir geçiş hükümetini kabul edeceksiniz diyorlar. Siz şunları ‘şunları kabul edeceksiniz’ diyorlar. Gelin masaya oturun, ön kabulleri bırakın, orada neler konulacaksa ona göre bu adımların atılması gerekir diye düşünüyorum" dedi.
“BÖYLE BİR GRUP MU VARMIŞ?”
“Türkiye’de Suriye sınırında cihatçı grupların sayısının arttığı” iddiasını dillendiren gazeteciye Erdoğan, “Böyle bir grup mu varmış? Bu konudaki ellerindeki belgeleri nedir?” sorununu yöneltti. Erdoğan, gazetecinin “El Nusra’yı kast ediyorum” demesi üzerine ise, bu iddianın iftira olduğunu dile getirerek, “Bir defa Nusra, Kaide gibi örgütlerin şu anda bizim ülkemizde barınmaları söz konusu olamaz. Tam aksine herhangi bir yapılanma olması halinde, bölücü terör örgütleriyle verdiğimiz mücadele neyse, aynı uygulamayı yapmışızdır, yaparız. Ama Suriye’deki El Kaide bağlantılı hangi grup olursa olsun Türkiye’nin hiçbir ilgisi yoktur. Bizim Suriyeli muhaliflerde tanıdığımız bellidir. Suriye Ordusu ile Suriye Ulusal koalisyonu” diye konuştu.
"BUNLARIN HEPSİ YALANDIR, İFTİRADIR, KABUL EDEMEYİZ"
Başbakan Erdoğan konuşmasına şöyle devam etti:
"Tüm insani desteklerimizi, insani yardımlarımızı bunlar vasıtası ile yapmaktayız. Ülkemizdeki sığınmacılara 2 milyar doları aşkın yatırım yaptık. Dışarıdan gelen destek ise 135 milyon dolardır. Biz açık kapı politikası ile Suriye’den göç eden sığınmacılara desteğimizi sürdürmeye devam edeceğiz. Ama bizim tarafımızda asla aşırı uçlara yer vermemiz, onları güvence altına almamız, koruma altına almamız kesinlikle mümkün değildir, böyle bir şeyi kabul edemeyiz. Bunların hepsi iftiradır, yalandır bunları bilmenizi istiyorum."
"SİYASİ ENGELLER KALDIRILIRSA FASILLARI AŞARIZ"
AB ile üyelik müzakerelerinin önündeki engellerin sorulması üzerine ise Erdoğan, "16 farklı fasıl önündeki siyasi engeller AB’de bizi özellikle üzmekte. Çünkü biz hazırız ve bunları aşabilecek güce ve imkana sahibiz. Dolayısıyla süratle eğer siyasi engeller olmazsa bunları aşarız diye düşünüyorum" dedi.
"KIBRIS MESELESİNİ ARTIK NETİCELENDİRMEK İSTİYORUZ"
Başbakan Erdoğan, Kıbrıs Rum yönetimi ile ilişkilerin ileriye götürülmesi konusunda bir ilerleme söz konusu olup olamayacağı sorusuna ise, "Kıbrıs’la ilgili şu anda önümüzdeki dönem yapılmakta olan görüşmelere ben aslında St. Petersburg’dan başlamak istiyorum. Orada BM Genel Sekreteri Sayın Bank ki-mun ile bu konuda bir görüşmem oldu. Bu defa kendilerine dedik ki, bizler garatör ülkeler olarak, Yunanistan, Türkiye ve hatta İngiltere, hep birlikte bu görüşmelerin içinde daha aktif rol, görüşmeler esnasında, alabiliriz. Burayı artık bir neticeye kavuşturalım. Hala bir oyalama devam etmesin. Güney Kıbrıs burada güven veriyorsa, karar veriyorsa, biz Kuzey Kıbrıs’a da aynı şekilde gerekli telkinleri yapabiliriz, yeter ki Yunanistan da bu noktada gerekli telkinleri yapmış olsun ve BM Genel Sekreteri’nin de riyasetinde bunu bir an önce neticelendirelim diyoruz" cevabını verdi. Erdoğan ayrıca şunları söyledi:
"Değerli Dostum Reinfeldt’in bu konuda inancı var. Yani şu andaki Güney Kıbrıs Cumhurbaşkanı’na daha çok inanıyor. Daha çok güveniyor. Biz de tabi bu noktada Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı’na ve orada tüm yönetime inanıyoruz. O zaman gelin adımları atalım. Önümüzde Annan Planı vardı, ama Annan Planı adeta rafa kaldırıldı, buzdolabına kondu. Şimdi arıtk bir Ban ki-mun planı oluşacak, o zaman bu planı oluşturalım, adımı atalım ve neticeye varalım diyoruz."
(İHA)