Balyoz Harekat Planı davasının tutuklu sanıklarından Kurmay Albay Hanifi Yıldırım, iddianamedeki zaman ve mekan çelişkilerine dikkat çekti
Abone olBalyoz Harekat Planı davasının tutuklu sanıklarından Jandarma Kurmay Albay Hanifi Yıldırım'ın iddiası davayı zora soktu.
Albay Yıldırım, çapraz sorgusunda kendisine ait suçlamalara neden olan 11 No'lu CD'nin "sonradan hazırlandığı ve komplo olduğu" görüşünü kanıtlamak için söylediği sözler mahkeme heyetini bile şaşırttı:
"Hazırladığı iddia edilen 'görevlendirilecek kamu personeli' listesinde Muammer Güler İstanbul valisi olarak kayıtlı. Kayıt tarihine bakıldığında evrak, Güler, daha valilik görevine başlamadan valilik sandalyesine oturtulmuş"
Cumhuriyet gazatesinin haberine göre Balyoz Harekât Planı davasında tutuklu sanık eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek, suçlamalara dayanak olan 19 CD'ye ilişkin 2 TÜBİTAK ve 2 emniyet raporunun incelendiğini dosya sayısının birbirleriyle çeliştiğine dikkat çekti.
Örnek bilirkişi raporlarında CD'lerin işletim sistemleri, son kaydeden 10 yazarı gibi "sahtekârlıkları" ortaya koyabilecek analizlerin bulunmadığını belirterek Örnek, "Bu dava belgeler savaşı değil, üstveriler savaşıdır. Ama hiçbir bilirkişi sahtekârlık belirtisi olabilecek üstveri uyumsuzluklarına bakmıyor" dedi.
Emekli Tümgeneral Behzat Balta, 28 Şubat sürecinde hassasiyetlerin farklı olduğunu belirterek "Bazı şeyler öcü gibi değerlendiriliyordu. Konjonktür öyleydi" diye konuştu. Davanın dünkü 42. oturumunda sanık ve avukatlar "İddiaları kabul etmiyorum, tahliyemi talep ediyorum" dedi.
Örnek, mahkemenin dosyadaki CD'ler üzerinde yeniden bilirkişi incelemesi yapılması taleplerini reddettiğini anımsatarak "Ben mahkemenin cevabından şunu anlıyorum: Yapılacak her şey yapılmıştı ve elinizin altındadır. Onun için sizlere imajları vermeyeceğiz" diye konuştu. Örnek, savcılığa teslim edilen 19 CD'nin imajlarının alınması 1.5 saatte tamamlanmasına rağmen imaj işleminin ertesi gün bitirildiğini, CD'lerin seri no'larının karşılarına hash değerlerinin de yazılmadığını belirti.
287 Mİ, 297 Mİ?
İddianamede suçlamalara dayanak olan 11 No'lu CD'nin içerisinde 287 dosya olduğunun yazıldığına dikkat çeken Örnek, "Emniyet analizinde 286 dosya, TÜBİTAK ise 297 dosya analiz etmişlerdir. Aradaki farklar hakkında raporlarında bir kelime yer almamaktadır. TÜBİTAK'ın 22 dosyayı iki kez analiz ettiğini, dolayısıyla gerçekte 275 farklı dosyayı incelediğini görüyoruz. 287'ye karşı 297 ve 275. Aradaki fark nereden kaynaklanıyor, bilinmiyor" dedi. TÜBİTAK'a ikinci kez analiz yaptırıldığını anımsatan Örnek, "İkinci analizinde TÜBİTAK 282 dosya için rapor veriyor. 287'ye karşı 282. Yine bu raporda bu fark için bir kelime yer almıyor" diye konuştu.
Örnek şöyle devam etti: "Hiçbir bilirkişi sahtekârlık belirtisi olabilecek üstveri uyumsuzluğuna bakmıyor. Ama üstverilerde 'CD yazılma tarihi ile uyum içindedir' diyor. Bu inceleme sahtekârlıkları ortaya koyacak en geçerli analizlerdir."
'100 ZAMAN VE MEKAN ÇELİŞKİSİ VAR'
Tutuklu sanık Jandarma Kurbay Albay Hanifi Yıldırım savunmasında kendisinin suçlanmasına neden olan yaklaşık 100 bin kişinin fişlendiği listelerin bulunduğu 11 No'lu CD'nin "şer odakları, satılmış iftiracılar" tarafından hazırlandığını anlattı. Yıldırım "Türk Subayına Nasıl Komplo kuruldu" başlığı altında iddianamede en az 100 zaman ve mekân çelişkisi olduğunu söyledi. Yıldırım'a çapraz sorguda emekli Korgeneral Ayhan Taş, "Eski İstanbul Valisi Muammer Güler'i valilik sandalyesine oturmadan önce tanıyor muydunuz" diye sordu. Yıldırım'ın "tanımıyordum" şeklindeki yanıtı üzerine Taş, "Yıldırım'ın hazırladığı iddia edilen 'görevlendirilecek kamu personeli' listesinde Muammer Güler İstanbul valisi olarak kayıtlı. Kayıt tarihine bakıldığında evrak Güler, daha valilik görevine başlamadan valilik sandalyesine oturtulmuş" diye açıklamada bulundu.
Tutuklu sanık Kurmay Albay Mustafa Koç, ise şunları anlattı:
"Tutuklanma nedenim Gölcük'te çıkan 'Kilit görevlere atanacak personel' listesinde adımın bulunması. Bu belgenin son kaydedilme tarihi 27 Aralık 2010 olarak görünüyor. Ben 27 Aralık tarihinde burada mahkemedeydim. Ben hiç İstanbul Jandarma Bölge Komutanlığı emrinde çalışmadım."