Milliyet yazarı Taha Akyol, bugünkü köşesinde yayınladığı harita çok önemli bir sosyolojik olguyu gözler önüne seriyor...
Abone olMilliyet Gazetesi yazarı Taha Akyol bugünkü "Kürt sorununda ayrılma seçeneği" başlıklı yazısının içinde ilgi çekici bir harita yayınladı.
Akyol, Öz Diyarbakır otobüs firmasının sefer yaptığı kentlerden hareketle çok çarpıcı bir sosyolojik analiz yaptı:
Akyol öncelikle mevcut şöyle anlattı:
KÜRT meselesinde iki yönlü dinamikler işliyor: Biri, sosyolojik süreç: Daha fazla iç içe geçiyoruz, tarihte olmadık kadar birleşiyoruz...
Öbürü, duygusal süreç: Türkler ve Kürtler duygularında ayrışıyor, kopmalar, travmalar yaşanıyor.
Bu ikili tablo çözümü kolaylaştırmıyor, zorlaştırıyor.
Duygular bu kadar ayrışmasa, siyaset biliminde “entegrasyon” denilen çözüm gerçekleşecek; bireysel özgürlükler ve bütünleşmiş bir demokratik toplum... Fakat duygulardaki kopuş bunu zorlaştırıyor.
Öbür taraftan, sosyolojik olarak bu kadar iç içe geçmeseydik, “evli evine köylü köyüne” denilen çözüm düşünülebilirdi; Çeklerle Slovaklar gibi, hatta Valonlarla Flamanlar, Kanadalılarla Quebekliler gibi...
Hayır, bizde ayrılmak, eşlerin boşanması gibi olmaz, bir gövdenin yarılması gibi felaketli olur!
OTOBÜS FİRMASININ YOL HARİTASI
Akyol ÖzDiyarbakır seyahatin yukarıdaki yol haritasından kalkışarak doğu ile batının nasıl harmanlandığını şu şekilde ortaya koydu:
Etnik bölünme duygusu!
Gözlemlerimden ve aldığım okuyucu ve izleyici maillerinden anlıyorum ki, iki taraflı ayrışma duygusu derinleşiyor maalesef. TÜSİAD Başkanı Ümit Boynr’in “etnik temelde bölünme duygusu sinsice toplumun kılcal damarlarına nüfuz etmeye başladığı kaygısı” maalesef gerçekçidir.
Yandaki haritayı ÖzDiyarbakır firmasının internet sitesinden indirdim. Firma Diyarbakır’ın doğusunda beş kente, batısında, İstanbul ve İzmir’e kadar 34 kente yolcu getirip götürüyor. Yazlık turizm gezisi değil. Bu seferler iş ilişkisi, akraba ziyareti, mülkiyet ilişkisi gibi çok kuvvetli bağların ifadesidir.
Batı illerimizde doğurganlık yüzde 2’ye indiği halde, en yüksek nüfus artışının Marmara Bölgesi’nde olmasının sebebi de iç göçtür, iç içe geçiştir.
Nasıl ayrılacağız?
PKKnın “Demokratik özerklik” denilen “Stalinist komiserler” yönetimi nerelerde kurulacak?! Ülke genelinde bu kadar iç içe geçmiş nüfus bileşimi o zaman ne olacak?!
TEK ÇIKAR YOL AKLIN YOLU
Akyol yazısının finalinde tek çıkal yolun rasyonel aklın yolu olduğunu şöyle anlattı:
Gövdenin yarılması!
Kimlik sorunları “rasyonel” görüş farklarına değil, “duygusal” ayrışmalara dayandığı için rasyonel çözümler üretilmesi çok zordur. Onun için bu konularda ‘aklın yolu’ kolay kolay bulunamıyor.
Batı’da da artık görülüyor ki, “çok kültürcülük” birbirinden kopuk, adeta kabileleşen toplum parçaları yaratıyor. Çatışma riski ve bağnazlık artıyor.
İşte Avrupa’da yükselen ırkçı ve Hıristiyan sağ, göçmen sorunları, entegrasyon zorlukları... Onun için artık “çok kültürlülük” ve “entegrasyon” terimleri birlikte öne çıkıyor.
Bizim işimiz daha zordur. Hiçbirimiz “göçmen” değiliz; sadece resmi aidiyet değil, “toprak” da onurumuzun bir parçası...
Duygularımız ne kadar ayrışsa da ‘aklın yolu’nu aramaktan, ılımlı ve soğukkanlı olmaktan başka yol yok önümüzde.
Duygularımızın peşine takılırsak varacağımız yer, bu kadar iç içe geçmiş bir gövdenin yarılması, Yugoslavya’ya rahmet okutacak felaketlerin patlak vermesidir!