Bingöl depremi sonrasında tedavi altınan öğretmene Halim Emen'e tedavi gördüğü hastaneden 5 milyarlık fatura kesildi.
Abone olBingöl Özel Hulusibey İlköğretim Okulu’nda sınıf öğretmenliği yapan Halim Emen, 1 Mayıs depreminden sonra tedavi gördüğü hastaneden 5 milyar liralık fatura gönderilince 2. depremi yaşadı. 1 Mayıs sabahı meydana gelen 6,4 büyüklüğündeki depremde yerle bir olan Erel 2 Apartmanı 6 numaralı dairede oturan Halim Emen, eşi Serpil, 3 yaşındaki oğlu Mert ve kayınbiraderi Süleyman Ceviziçi ile birlikte enkaz altında kaldı. Ceviziçi dışında Emen ailesi, sivil savunma ekipleri tarafından 8 saat sonra yaralı olarak kurtarıldı. Bingöl Devlet Hastanesi’nin de depremde ağır hasar görmesi nedeniyle hastalar bahçede kabul edildi. Afet anının karmaşası ve yaralı sayısının yüksek olması ile hasta kayıtları yapılmadan durumu ağır olan yaralılar çevre illere sevk edildi. Emen ailesinin üyeleri de hasta kayıtları yapılmadan Erzurum’a gönderildi ve Yakutiye Araştırma Hastanesi’nde tedavi edildi. Deprem üzüntüsünü üzerinden atmak ve dinlenmek için memleketi Mardin’e giden Emen ailesi, Erzurum’dan gelen telefonla şoke olmuş. Erzurum Yakutiye Araştırma Hastanesi tahakkuk servisi, hastaneye ilk yattıklarında depremzedelerden ücret alınmayacağının söylenmesine rağmen, 23 günlük hastane masrafına karşılık Halim Emen ve eşi Serpil Emen’den yaklaşık 5 milyar ücret talep etti. Bu istek karşısında ne yapacağını şaşıran Emen, “Tam yeniden doğdum derken, bu istekle 2. depremi yaşadım.” diyor. Emen, depremde her şeyini kaybettiğini, bu faturayı ödeyecek maddi imkanının bulunmadığını ifade ediyor. Özel Hulusibey İlköğretim Okulu’nda sınıf öğretmenliği yapan Emen, hastane yetkililerinin, tedavi gördükleri sırada bütün masrafların ücretsiz olduğunu beyan ettiklerini, bu nedenle bağlı olduğu Sosyal Sigortalar Kurumu’ndan (SSK) resmi işlem yaptırmadığını söyledi. Taburcu oldukları sırada da kendilerinden bir ücret talep edilmediğini hatırlatan Emen, daha sonra telefonla kendisinden ücret talep edilmesine bir anlam veremediğini dile getirdi. Felaket anını anlattı Emen, başına gelenleri şöyle anlattı: “Deprem gecesi saatimi 03.15’e kurmuştum. Depremden 12 dakika önce saat çalınca, saati kapatıp gözlerime çöken o tatlı uykuya tekrar yenik düştüm. Tam uykuya dalacakken gökyüzünde beliren sıradışı aydınlık ve hemen akabinde korkunç sesler ile birlikte şiddetli bir sarsıntı başladı. Tarifi imkansız olan seslerin en belirgin olanı çok şiddetli gök gürültüsüne benzer olanıydı. Ne olduğunu anlayamadan şiddetli sarsıntı ile birlikte kendimizi karanlık bir yerde bulduk. Deprem olduğunun farkında idik; ama bu yıkıntının boyutunu kestiremiyordum. Yıkılan binanın enkazı arasında hareketsiz kalmıştık. Bir kolum dışında hiçbir yerimi kıpırdatamıyordum. Eşim yanımda ve yaralı durumdaydı. Ağzında bir demir parçasının olduğunu söylüyordu. Kolu altında kalmış, tabut kadar yerde yan yana sıkışıp kalmıştık. Deprem anında ağzımın üzerine gelen eşimin eli nefes almamı zorlaştırıyordu. Aynı odada olan 3 yaşındaki oğlumuz Mert’in sesi birkaç saniye gelip kesilmişti. Bizler onu kaybettiğimizi düşünüyorduk artık. Ümitle ümitsizlik arası canlı canlı kabir azabını yaşıyorduk. Eşim sürekli ağlıyor ve yardım için sesini duyurmaya çalışıyordu. Oksijenimizi daha ekonomik kullanmamız gerektiğini söyleyerek onu uyardım. Çıkarılmaya yakın son 1 saat kala oksijeni derin derin solurken farklı iklimlerden bir nefes geliyordu sanki. Onunla daha da umutlanmıştık artık. Dışarıdaki seslerin ‘Halim Hoca’ deyişini duyuyorduk. Çok geçmeden bize bir havalandırma deliği açıldı. Oradan çıkarıp acilen Bingöl Devlet Hastanesi’ne götürdüler. Daha sonra da Erzurum Araştırma Hastanesi’ne sevk ettiler. Hastanede kaldığımız süre boyunca yetkililer bize depremzedelerin ücretsiz tedavi edildiğini, herhangi bir ücret alınmayacağını ifade ettiler. SSK’lı olduğumu söylememe rağmen benden o süre zarfında hiçbir resmi belge talep edilmedi.” “Şimdi hastane benden ya resmi evrak ya da para istiyor.” diyen Halim öğretmen, “Depremde her şeyini kaybetmiş biri olarak bu parayı ödemem mümkün değil. Sevk işlemleri için bağlı bulunduğum Bingöl SSK Hastanesi’ne müracaat ettim. Hastanede eski tarihli sevk veremeyeceklerini beyan ederek devlet hastanesinden Erzurum’a sevk edildiğime dair belge istedi. Devlet hastanesine gittim. Burada depremdeki yaralı listesiyle ilgilenen memura gitmem gerektiğini söylediler. İlgili memur arandığında memurun dış görevde olduğu anlaşıldı. Olayın aciliyeti üzerine kayıtlar incelendi, depremin birinci günü hiçbir yaralı kaydının yapılmadığı ortaya çıktı. Israrlarım üzerine yetkililer, bana böyle bir belgeyi veremeyeceklerini, vermeleri halinde bunun kanunsuz olacağını söylediler. Yasal haklarımı saklı tutarak yetkililerin bu konuyu çözmelerini bekliyorum.” diyerek çaresizliğini dile getirdi. Erzurum Yakutiye Araştırma Hastanesi yetkilileri, hastalardan direkt para talep etmediklerini, ancak hesabın kapatılmasını yazılı olarak hastalara bildirdiklerini doğruladı. ZAMAN