BIST 9.949
DOLAR 35,16
EURO 36,73
ALTIN 2.977,33
HABER /  GÜNCEL

Bu dava Türk hukuk tarihinde bir ilk!

Kanser tedavisi gören N.Ş'nin iki yıllık eşine açtığı boşanma davasında Türk hukuk tarihinde bir ilk yaşanacak

Abone ol

Kanser tedavisi gören N.Ş. iki yıllık eşine boşanma davası açtı. Tedavi süresince yumurtaları zarar görmemesi için alınan ve eşinin de sperm örneği vermesiyle döllenip dondurulan embriyolar duruşmada iç mimar eşinin, "Eşim çocuğum olmuyor diyor ama bu embriyolar nedir?" deyince mahkeme embriyoların incelenmesine karar verdi.

Uluslararası İlişkiler mezunu kadın N.Ş. (39) ile iç mimar erkek N.B.Ş., uzun yıllardır boyunca evlenmeden birlikte yaşadı. Her ikisi de alanlarında başarılı olan çift, çocuk sahibi olmak isteyip, "çalışmalara" başladıktan sonra beklemedikleri bir durumla karşılaştı. Doktorlar, genç kadının doğurganlığında bir sorun olduğunu söyleyince çift, aralarında Amerika'ya gitmenin de bulunduğu birçok çözüm arayışına girdi. Ancak 2009'un Temmuz ayında aldıkları bir haber, çiftin üzüntüsünü ikiye katladı.

KANSER OLDU TÜP BEBEK YAPMAYA KARAR VERDİ

Bu tarihlerde genç kadına, "kanser" teşhisi koyan doktorlar, "Yaşanacak tedavi süreci, sizin doğurganlığınız öldürecek" uyarısında bulununca çift, hekimlerin de yönlendirmesiyle "tüp bebek" yapmaya karar verdi. Bunun için önce evlenmeleri gereken çift, "prosedür gereği" evlendi. İddiaya göre Maslak Acıbadem Hastenesi Tüp Bebek Merkezi'ne giden çiftten, operasyonla, sperm ve yumarta örnekleri alındı. Çiftten alınan örnekler, birleştirilerek "embriyolar" (döllenmiş yumurta), oluşturuldu. Embriyolar, hastanenin Embriyo Dondurma Çözdürme İşlemi Merkezi'nde çeşitli işlemlerden geçirilerek donduruldu.

KURTULMA ŞANSIN YOK

Tüm bu süreç yaşanırken, genç kadının kanser hastalığı da ilerledi. Kemoterapiye alınan genç kadın, bir dizi ameliyat geçirdi, ancak olumlu sonuç alınamadı. Tedavinin İsrail'de yapıldığını öğrenen çift, bu ülkeye gitti. "Kurtulma şansı yok" denilen genç kadın, İsrail'deki 8 aylık tedavinin ardından vücudundaki tümörden büyük ölçüde kurtuldu. Ancak daha sonra yeniden kemoterapiye alınan genç kadın, üzerine bir de felç geçirdi.

GÜCÜM KALMADI

Tüm bunlara dayanamayan genç kadın, uzun yıllardır birlikte yaşadığı, yaklaşık 2 yıldır da evli olduğu eşine, 2010 yılında boşanma davası açtı. Evliliği devam ettirecek gücünün bulunmadığını savunan genç kadın, müşterek çocuklarının bulumadığını beyan ederek, tazminat ya da nafaka talebinin bulunmadığını belirtti. 20 Eylül'de İstanbul Aile Mahkemesi'nde görülen duruşmada, davalı kocanın avukatı, "şok" bir çıkış yaptı. "Karşı taraf, her ne kadar dilekçesinde müşterek çocuklarının olmadığını beyan etmiş ise de tarafların, dondurulmuş tüp bebekleri vardır" dedi. Avukat, 17 Eylül 2009'da yapıldığını iddia ettiği işlemle ilgili olduğunu savunduğu belgeleri de delil olarak sundu. Mahkeme, davalı avukatının iddialarına davacı tarafın diyeceklerinin sorulması için 10 günlük süre verdi. Mahkeme, gelecek yanıta göre bir karar verecek ve Türk hukuk tarihinde ilk kez "tüp bebek" ile ilgili hüküm kurulmuş olacak. Davanın nasıl sonuçlanacağı şimdiden merak konusu oldu.