Gezi Parkı eylemlerinin 13'üncü gününde BDP Batman milletvekili Ayla Akat Ata'dan çarpıcı yorumlar geldi.
Abone olNESRİN YILMAZ/İNTERNETHABER-ANKARA- Gezi Parkı'nda ağaçların kesilmesiyle başlayan eylemler 13 gün geçmesine rağmen devam ediyor.
Eylemlerin ağaç meselesiyle başladığını ama artık başka bir hal aldığını belirten BDP Batman milletvekili Ayla Akat Ata İnternethaber'e konuştu:
ÖZÜNDE MESELE AĞAÇ DEĞİL
"Direnişin başladığı günden itibaren olaya bakarsak, Türkiye farklı bir hava soludu, farklı bir gerçeklikle yüzleşmiş oldu. Bu olayın çıkışı Gezi Parkı'ndaki ağaçlarla ilgili olabilir ama esasında mevcut yönetimin bugüne kadar var olan pratiklerine halkın tepkisidir özü itibariyle. Sadece Gezi Parkı'ndaki ağaç meselesi değil, özellikle Başbakan tarafından bugün olduğu gibi dün de savunulan yanlışların hepsine ortak bir refleks göstermiştir halk. Bu refleksin bileşenlerine baktığınız zaman çok uzun yıllardır bir araya gelmeyen kesimler bir araya gelmiş, kendi itirazlarını, muhalefetlerini ortaya koymaya başlamışlardır. Bu açıdan çok önemli"
BU DAVA BİZİM DAVAMIZ
"Bizim bulunduğumuz yerden bakarsanız, zaten bizim sistemimiz, demokratik, ekolojik, cinsiyet özgürlükçü bir sistem. Bu paradigmayı hayata geçirmeye çalışıyoruz. Yıllardır, 3'üncü kuşak haklarının konusu olan, temiz çevre, doğayı, kültürü, tarihsel mirası koruma konusunda yıllardır mücadelesini veriyoruz. Hem de, gazlanma, coplanma, yargılanma dahil olmak üzere hepsini göze alarak veriyoruz. Hasankeyf'te Ilısu barajına karşı olduğumuz için şu an bizim bütün yöneticilerimiz yargılanıyor."
"Bu zaten bizim davamız. Bu çerçevede orada günlerdir bu direnişi sergileyen halkımızla birlikte, onların ortaya koymuş olduğu direnişi selamlayarak ve sahiplenerek de bu direnişin içerisinde olmaya çalıştık. Ama belirttiğim gibi, bu sadece Gezi parkı'ndaki ağaçlar eksenli bir itiraz ya da muhalefet değildir. Hükumetin bu kadar yıllık pratiği var ortada. 12 yıldır iktidarı süresince ortaya koymuş oldukları tüm yanlışlar halkın muhalefetini, tepkisini, itirazlarını da geliştirdi. Şimdi o itirazların, o muhalefetin, o tepkilerin ortak yekvücut ortaya konulduğu ve Türkiye'nin gündemine 10 günü aşkın bir zamandır doldurduğu bir süreci yaşıyoruz."
ORTAYA ÇIKAN REFLEKS ANLAMLIDIR
"Tabii ki siyasal bir takım tedbirler, siyasal bir takım pratikler olmasa, bu sürecin nereye gideceğini şu aşamada kestirmek zor olur. Umut ediyoruz ki, birincisi siyasal iktidar var olan inadından vazgeçecektir, ikincisi, sadece Gezi Parkı direnişe konu olan çerçevede değil topluma, halka daha duyarlı bir yönetim anlayışı hayata geçirilecektir, üçüncüsü Türkiye toplumu şunu göstermiştir; hiçbir ekonomik sosyal faaliyet insan yaşamına olduğu gibi doğaya, çevreye, kültüre zarar verecek şekilde hayata geçirilemez. Bu çerçeveden bakınca ortaya çıkan refleksin ne kadar anlamlı ve önemli olduğunu görüyoruz."
BAŞBAKAN SUSMALIDIR
"Sayın Başbakan, ülkenin başbakanıdır, partisinin genel başkanı değildir. Belki iktidar partisinin genel başkanı olabilir ama tüm ülkenin başbakanıdır. Ülkedeki her gelişmeye dair, o gelişmenin olumsuz sonuçlar çıkarabileceği açık ve gün yüzündeyken bunu hesaplayarak orada o direnişi sergileyenlerin Başbakanı olduğunu dabilerek davranmalıdır. Bu kadar ülke gündemini meşgul eden ve yıllardır ilk defa yaşanan bir gelişme karşısında Başbakanın günde 6 kez konuşmasına gerek yoktur. Az, öz ve çözüm olacaksa konuşmalıdır Başbakan. Sorunu derinleştirecekse susmalıdır."
KİME GÖRE İLLEGAL ÖRGÜT
"Yıllardır örgüt üyesi olmaktan, örgüt propagandası yapmaktan yargılanan bir tabanımız var ve bizler de yargılananlar içerisindeyiz. Yıllardır belki Türkiye'de şimdi yaşayarak öğrendi polisin ne kadar gaddarlaşabildiğini ve zalimleşebildiğini. Yıllardı bu zulmün tanığıyız, mağduruyuz ve aynı zmanda davacısı olduk. Kime göre illegal örgüt diye sormak lazım. Mevcut yasalar önünde doğayı çevreyi korumak bir illegal örgütlenme değildir. Kime göre, neye göre, hangi ölçüye göre illegal? Bugün uluslararası belgelere bile batığımızda, 3'üncü kuşak insan haklarına baktığımızda bunların güvence altına alındığını görüyorsunuz, biz de mevcut Anayasa çalışması içerisinde için 3'üncü kuşak haklarının belli bir kısmını güvence altına almaya çalıştık. Yıllardır bir korku toplumu yaratılmaya çalışıldı. Belli sıfatlarla belli çevreler illegalize edilmeye çalışıldı. Sayın Başbakan yine aynı yöntemi kullanıyor, toplumun var olma duyarlılığı hassasiyetini birilerini illegal ilan ederek bu kadar insancıl bu kadar toplumsal bir refleksi görmeyeyerek kendisine olan tepkiyi törpülemeye çalışıyor, ortaya çıkacak başka refleksleri de şimdiden önlemeye çalışıyor. Yıllardır savaş diyerek Türkiye'deki bir çok şey gizlendi, doğa katliamı, çevre katliamını, ölümleri gizledi bu savaş. İnsanlar direk örgüt diyerek her şeyi meşru göstermeye çalıştılar, şimdi aynı şeyi yaşıyoruz, Başbakan yine aynı şeyi yapıyor. 11 illegal örgüt var diyerek Gezi Parkı'ndaki doğa katliamını gizlemeye çalışıyor."