BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46

Bu CHP'lileri Pelin Batu'ya havale ediyorum

Bu yıl fazla sayıda şehit verdiğimiz için 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı resepsiyonu ve resmi törenler iptal edildi.

Antalya'da 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nın kutlandığı alandan bir fotoğraf karesi...

O fotoğrafın kadrajına sığdırılan altı, bilemedin yedi yaşlarında beş masum çocuk...

Hepsi ellerine tutuşturulan kendi boylarındaki pankartları medya mensuplarına gösteriyor.

Pankartların birinin üzerinde "Cumhuriyet çocuklarına yasak işlemez", bir diğerinde ise, "23 Nisan'a anamı da aldım geldim" yazıyor. Onların arkasında kaybolan bir başka çocuğun elindeki pankartta yazılanlar ise şöyle: "Ensar'a değil, bayrağa sahip çık!"

Pankartlar da dikkat çeken bir başka ayrıntı var. Tamamının altında, "CHP Muratpaşa İlçe Teşkilatı" yazıyor.

Çocukların yüzünde bırakın gülmeyi, gülümsemeye dair bir emare bile yok. Büyükleri kendilerini nasıl bir hınç ve öfkeyle doldurmuşsa, nefretleri bakışlarından belli oluyor.

Bir şeyleri protesto etmek adına ancak bu kadar karaktersiz olunabilirdi! CHP siyasetinde gelinen en dip, en çukur nokta bu olsa gerek.

Kürtaj tartışmaları sürerken 75-80 yaşında bedenleri pörsümüş kadınları sahaya sürüp, "Sevişirim evlenmem, hamile kalırım doğurmam. Bedenime dokunma!" pankartları taşıtıyorlardı. 

Bu numara tutmayınca bu kez totoşları cepheye sürdüler, "Yasak ne ayol! Velev ki ibneyim" pankartlarının altında sırıtarak poz verdiler.

Müftünün karısı, imamın ablası, müezzinin yengesi derken son umut olarak küçücük çocuklar üzerinden siyaset üretmeye karar vermişler.

Bir kaç yıl sonra Mahmut Tanal ve Levent Gök amcaları polislere ana avrat küfretmeyi öğretir. Şafak Pavey halaları PKK'lılarla bir olup nasıl sallayacaklarının dersini verir. Sezgin Tanrıkulu amcalarıyla Gamze Akkuş İlgezdi teyzeleri de PKK'lı cenazesinde nasıl ağlamaları gerektiğini aşılar.

Dedeleri Kemal Kılıçdaroğlu da DHKP-C militanlarını alınlarından nasıl öpmeleri gerektiğini öğretir ve ders tamamlanır!

Bu ülkenin çocukları yıllarca böyle kullanıldı.

"Ağaç yaşken eğilir" sözünün gereği olarak daha çocukken beyinlerine yılanın zehri gibi fikirler enjekte edildi. 

Askeri okullara yazdırılan çocuklara din ve inanç nefreti yüklendi. Peygamber ocağı sayılan TSK bu sayede Allah'a inancı olanların ihraç edildiği bir kurum haline getirildi. 

Paralel Yapı 35 yıl boyunca bu taktiği kullandı.

Henüz ortaokulda Gülen'in vaazları eşliğinde eğitmeye başladıkları çocuklar bugün karşımıza cuntacı polis, hakim veyahut savcı olarak çıkıyor. En masumları bile şu an Paralel Yapı'yı savunmaya devam ediyor.

Terör örgütü PKK ve onu temsil eden siyasi partiler küçük yaştaki çocuklara "T.C devleti bizim düşmanımızdır" nefretini aşıladı. O günün çocukları bugün dağlardan şehirlere katliam yapmak için iniyor, şehirlerde hendekler kuruyor veyahut bombalı araçlarla masumları paramparça ediyor.

CHP formülü bulmuş anlayacağınız. 

AK Parti'ye muhalefet edeceğiz diye yarının, yarınların azılı militanlarını daha şimdiden yetiştirmeye başlamışlar. 

Şunu çok net söyleyeyim.

Ülkenin Güneydoğu'sunda çocukların arkasına saklanarak askere ve polise ateş edenler ne kadar teröst ise çocukların arkasına saklanıp kin ve nefret pankartları taşıtanlar da en az onlar kadar teröristtir.

Ha çocukları mermilerin önüne atmışsınız, ha mermi gibi soğuk pankartlar taşıtmışsınız.

Fark yok.

Bugün o çocukların eline, "Anamı aldım da geldim" pankartı tutturanlar, yarın aynı çocuklara "Katil Devlet" sloganları attıracak. 

Acaba diyorum...

Acaba AK Parti'nin herhangi bir teşkilatı 5 çocuğun eline, "Kahrolsun Kemalizm, kahrolsun laiklik, kahrolsun CHP" yazılı pankartlar tutuştursaydı ne olurdu?

Muhtemeldir ki merkez medyanın televizyon kanalları bu pankartları günlerce tartışma konusu yapar, ülkenin solcu kesimi hezeyanlar içinde bağrışır dururdu.

"Tecavüz sadece bedene olmaz. Çocukların beynine tecavüz ediliyor" diyen Kılıçdaroğlu bir kez daha belaltı vurarak namussuz siyasetten örnekler verirdi. 

Şimdi CHP'lilere sormanın zamanıdır...

Aynı yaştaki çoçuklar Kur-an kursuna gittiğinde, "Aman efendim o çocuklara sordunuz mu?" diyen, "Bırakın bu çocuklar büyüyünce kendi kararını versin" diyen samimiyetsizler...

Öldünüz mü yoksa, neredesiniz?

Nefret pankartlarını ellerine tutuşturduğunuz çocukların kararını sordunuz mu? Sormadığınız gibi, bir türlü beceremediğiniz iğrenç siyasetinize alet ettiniz.

Boşuna demiyorum ben ülkenin sizin gibi siyasetçilere ihtiyacı yok diye. Ellerine pankart tutuşturduğunuz çocuklar kadar zekaya sahip değilsiniz. Pankartlara yazdığınız sloganlardaki "de" ve "da" eklerinin ayrı olması gerektiğini bilmeyecek kadar cahil ve yobazsınız! 

O çocuklar ileride bu fotoğrafları gördüğünde sizin ne kadar mal olduğunuzu daha iyi anlayacak!

Tarih uzmanınız Pelin Batu'ya uğrayın da kafanızın içine biraz kömür atsın bari!...

Belki hızlı çalışır!