Bu CHP'lileri Pelin Batu'ya havale ediyorum
Bu yıl fazla sayıda şehit verdiğimiz için 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı resepsiyonu ve resmi törenler iptal edildi.
Antalya'da 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nın kutlandığı alandan bir fotoğraf karesi...
O fotoğrafın kadrajına sığdırılan altı, bilemedin yedi yaşlarında beş masum çocuk...
Hepsi ellerine tutuşturulan kendi boylarındaki pankartları medya mensuplarına gösteriyor.
Pankartların birinin üzerinde "Cumhuriyet çocuklarına yasak işlemez", bir diğerinde ise, "23 Nisan'a anamı da aldım geldim" yazıyor. Onların arkasında kaybolan bir başka çocuğun elindeki pankartta yazılanlar ise şöyle: "Ensar'a değil, bayrağa sahip çık!"
Pankartlar da dikkat çeken bir başka ayrıntı var. Tamamının altında, "CHP Muratpaşa İlçe Teşkilatı" yazıyor.
Çocukların yüzünde bırakın gülmeyi, gülümsemeye dair bir emare bile yok. Büyükleri kendilerini nasıl bir hınç ve öfkeyle doldurmuşsa, nefretleri bakışlarından belli oluyor.
Bir şeyleri protesto etmek adına ancak bu kadar karaktersiz
olunabilirdi! CHP siyasetinde gelinen en dip, en çukur nokta bu
olsa gerek.
Kürtaj tartışmaları sürerken 75-80 yaşında bedenleri pörsümüş
kadınları sahaya sürüp, "Sevişirim evlenmem, hamile kalırım
doğurmam. Bedenime dokunma!" pankartları
taşıtıyorlardı.
Bu numara tutmayınca bu kez totoşları cepheye sürdüler, "Yasak
ne ayol! Velev ki ibneyim" pankartlarının altında sırıtarak poz
verdiler.
Müftünün karısı, imamın ablası, müezzinin yengesi derken son umut
olarak küçücük çocuklar üzerinden siyaset üretmeye karar
vermişler.
Bir kaç yıl sonra Mahmut Tanal ve Levent Gök amcaları polislere ana
avrat küfretmeyi öğretir. Şafak Pavey halaları PKK'lılarla bir olup
nasıl sallayacaklarının dersini verir. Sezgin Tanrıkulu
amcalarıyla Gamze Akkuş İlgezdi teyzeleri de PKK'lı cenazesinde
nasıl ağlamaları gerektiğini aşılar.
Dedeleri Kemal Kılıçdaroğlu da DHKP-C militanlarını
alınlarından nasıl öpmeleri gerektiğini öğretir ve ders
tamamlanır!
Bu ülkenin çocukları yıllarca böyle kullanıldı.
"Ağaç yaşken eğilir" sözünün gereği olarak daha
çocukken beyinlerine yılanın zehri gibi fikirler enjekte
edildi.
Askeri okullara yazdırılan çocuklara din ve inanç nefreti yüklendi.
Peygamber ocağı sayılan TSK bu sayede Allah'a inancı olanların
ihraç edildiği bir kurum haline getirildi.
Paralel Yapı 35 yıl boyunca bu taktiği kullandı.
Henüz ortaokulda Gülen'in vaazları eşliğinde eğitmeye başladıkları
çocuklar bugün karşımıza cuntacı polis, hakim veyahut savcı olarak
çıkıyor. En masumları bile şu an Paralel Yapı'yı savunmaya devam
ediyor.
Terör örgütü PKK ve onu temsil eden siyasi partiler küçük yaştaki
çocuklara "T.C devleti bizim düşmanımızdır"
nefretini aşıladı. O günün çocukları bugün dağlardan şehirlere
katliam yapmak için iniyor, şehirlerde hendekler kuruyor veyahut
bombalı araçlarla masumları paramparça ediyor.
CHP formülü bulmuş anlayacağınız.
AK Parti'ye muhalefet edeceğiz diye yarının, yarınların azılı
militanlarını daha şimdiden yetiştirmeye başlamışlar.
Şunu çok net söyleyeyim.
Ülkenin Güneydoğu'sunda çocukların arkasına saklanarak askere ve
polise ateş edenler ne kadar teröst ise çocukların arkasına
saklanıp kin ve nefret pankartları taşıtanlar da en az onlar kadar
teröristtir.
Ha çocukları mermilerin önüne atmışsınız, ha mermi gibi soğuk
pankartlar taşıtmışsınız.
Fark yok.
Bugün o çocukların eline, "Anamı aldım da geldim" pankartı
tutturanlar, yarın aynı çocuklara "Katil Devlet" sloganları
attıracak.
Acaba diyorum...
Acaba AK Parti'nin herhangi bir teşkilatı 5 çocuğun eline,
"Kahrolsun Kemalizm, kahrolsun laiklik, kahrolsun
CHP" yazılı pankartlar tutuştursaydı ne olurdu?
Muhtemeldir ki merkez medyanın televizyon kanalları bu pankartları
günlerce tartışma konusu yapar, ülkenin solcu kesimi hezeyanlar
içinde bağrışır dururdu.
"Tecavüz sadece bedene olmaz. Çocukların beynine tecavüz
ediliyor" diyen Kılıçdaroğlu bir kez daha belaltı vurarak
namussuz siyasetten örnekler verirdi.
Şimdi CHP'lilere sormanın zamanıdır...
Aynı yaştaki çoçuklar Kur-an kursuna gittiğinde, "Aman
efendim o çocuklara sordunuz mu?" diyen,
"Bırakın bu çocuklar büyüyünce kendi kararını
versin" diyen samimiyetsizler...
Öldünüz mü yoksa, neredesiniz?
Nefret pankartlarını ellerine tutuşturduğunuz çocukların kararını
sordunuz mu? Sormadığınız gibi, bir türlü beceremediğiniz
iğrenç siyasetinize alet ettiniz.
Boşuna demiyorum ben ülkenin sizin gibi siyasetçilere ihtiyacı yok
diye. Ellerine pankart tutuşturduğunuz çocuklar kadar zekaya sahip
değilsiniz. Pankartlara yazdığınız sloganlardaki
"de" ve "da" eklerinin ayrı
olması gerektiğini bilmeyecek kadar cahil ve yobazsınız!
O çocuklar ileride bu fotoğrafları gördüğünde sizin ne kadar mal
olduğunuzu daha iyi anlayacak!
Tarih uzmanınız Pelin Batu'ya uğrayın da kafanızın içine biraz
kömür atsın bari!...
Belki hızlı çalışır!