Bu CHP hiç akıllanmayacak mı?
Suç duyurusu rakamları binleri, on binleri, yüzbinleri bulmalı bir an önce. Ve bu kadın millete hizmet makamlarından uzaklaştırılmalı ve dahi cezalandırılmalı.
Bazı sözler vardır kavgada bile söylenmez. Eğer söylenirse bunun mutlaka bir bedeli olur.
Onun için atalarımız “Bin düşün bir söyle” demişlerdir.
İBB Genel Sekreter Yardımcısı Yeşim Meltem Şişli, kavgada bile söylenmeyecek sarf ettiği sözleri medyaya yansıdı geçtiğimiz hafta.
Yeşim Meltem Şişli hakkında savcılığa 14 kadın suç duyurusunda bulundu.
Suç duyurusu rakamları binleri, on binleri, yüzbinleri bulmalı bir an önce.
Kadının insanlık onurunu teslim etmek üzere savunuculuk yapan bir sivil toplum kuruluşu olduğunu misyon olarak belirlediğini zikreden KADEM bütün üyeleriyle suç duyurusunda bulunmalı.
Cumhur İttifakına üye olan bütün siyasi parti teşkilatları bir bütün olarak organize halinde suç duyurusunda bulunmalı.
28 Şubatta bütün soğukluğu ile mağduriyeti yaşamış olan başörtülülerin tamamı suç duyurusunda bulunmalı.
Ve bu kadın millete hizmet makamlarından uzaklaştırılmalı ve dahi cezalandırılmalı.
Suç duyurusunda bulunan 14 kadın arasında bulunan Sümeyra Sağlam 19 Ağustos 2019'da diğer arkadaşlarıyla birlikte Yeşim Meltem Şişli'nin kendilerini ofisine davet ettiğini belirterek, "İlk 5-10 dakikalık tanışma faslından sonra evvela bizlerin eğitim durumlarını sorguladı. Biz de kendisine izah ettik. Konuşmamız arasına girerek, şaşkın bir şekilde müdür beye dönüp 'Bunların diksiyonu ne kadar kötü', bize dönüp, 'Siz hiç eğitim almadınız mı?' dedi. Biz tabii böyle bir şey beklemediğimiz için oldukça şaşırdık, rencide olduk." diye konuştu.
Devamında ise, "Bir ellerinizi kaldırın bakalım kaç tane bekar var aranızda." dediğini aktararak, şöyle konuştu:
"Y.M.Ş Hanım, arkadaşlarımızın el kaldırmasının akabinde, 'Ne kadar da çok bekarınız varmış.' dedi, yine müdür beye döndü, 'Bu bekarlarla itfaiyecileri buluşturalım, bir gece düzenleyelim, arkadaşları kaynaştıralım' dedi. Utanç duyduk, arkadaşlarımızla böyle bir şeyle ilk kez karşılaştık. Çantalarımızdan tutun, gözlükler, eşarplar, sosyal medyada gezen ne kadar aslı astarı olmayan şey varsa önümüze iddia olarak çıktı maalesef. Biz bunların tamamına maruz kaldık. İnanılmaz bir mobbinge uğruyoruz 7 aydır. İstanbul Büyükşehir Belediyemizin kurumsal yapısına saygı duyduğumuz için şimdiye kadar bunları sineye çektik. Ancak maalesef geldiğimiz noktada büyük bir hak kaybına uğradık. Gerekli haklarımızı elbette avukatlarımız aracılığıyla arayacağız."
Sağlam ayrıca Yeşim Meltem Şişli'nin, "Bu parayla otobüse minibüse nasıl biniyorsunuz? Siz başörtülerinizle otobüse binince terlemiyor musunuz? Zor olmuyor mu?" gibi sorular sorduğunu hatta "Kokuyorsunuz!" ifadesini kullandığını söyledi.
Her şeyden önce hemen hemen her ortamda kadın haklarından bahseden ve kendilerini “feminist” olarak tanıtan bir kişinin kendi hemcinslerine karşı takınmış olduğu tavrı ve söylediği sözleri anlamak mümkün değil.
Hani derler ya “Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu”…
Hem kadın haklarını savunacaksın hem de kadınlara “kavgada bile söylenmeyecek” sözler sarf edeceksin. Anlayabilen varsa beri gelsin…
Bu zavallı kadına şunu hatırlatmak icap eder; sizler o koltuklara maalesef zamanlama açısından doğruyu görememiş Müslümanların eliyle oturtuldunuz! Haddinizi bilin…
Aslında bu tutum sadece Yeşim Meltem Şişli’ye ait değil. Bu CHP zihniyeti aslında.
CHP zihniyeti Şişli’nin sözlerinde ve davranışlarında şekil bulmuş.
Kurulduğu ilk günden itibaren milletin değerleri ile kavgalı olan CHP zihniyeti bulduğu hemen her fırsatta kendini gösteriyor.
Milleti aşağılayan ve tepeden bakan CHP zihniyeti aslında bu tavrının karşılığını her zaman milletten tokat yiyerek alıyor. Ama ne hikmetse “aklını başına devşirmekten” de her zaman imtina ediyor.
Bir insan yaptığı hatalardan ders alır, davranışını, hareketlerini, sözlerini değiştirir. Ama gelin görün ki CHP zihniyeti yıllardır defalarca yediği tokatlara rağmen hala eski zihniyetini sürdürüyor maalesef.
Görünen o ki CHP hala eski CHP.
Hiç değişmemiş, değişmeyecek.
Değişmeye de niyeti yok. Birileri de anlamış olsa gerek artık bu gerçeği…
Eh, millet olarak da bize düşen bu kadim zihniyete bir şamar daha indirmek.
Ne demiş atalarımız: “Nus (nasihat) ile uslanmayanı etmeli tekdir, tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir”…
Yeri gelmişken yazı insicamından ayrı müstakil olarak şunu da ifade etmek gerekir; sözüm ona ders verme mahiyetinde İBB seçimlerinde CHP’yi desteklemiş Mü’min ve Mü’mine vatandaşlarımız acaba iliklerine kadar pişmanlığı yaşıyorlar mıdır?
Hadi Fetöcüleri anlarız zira mayalarında her türlü ihanet mevcut lakin Müslümanca yaşıyor olmasına rağmen ders verme niyetiyle CHP ve zihniyetine oy vermiş muhafazakâr ve Mü’min vatandaşların ‘elim kırılsaydı da bu oyu vermeseydim’ diyecekleri günlerin yakın olduğu da aşikâr.