BIST 9.725
DOLAR 35,18
EURO 36,79
ALTIN 2.970,68
HABER /  SPOR

Bu cevap Feneri küplere bindirecek!

Türk Futbol Federasyonu'ndan Fenerbahçe yönetimine yanıt: Galatasaray'ın Stadı sizinkinden daha iyi...

Abone ol

Türkiye Futbol Federasyonu (TFF), Fenerbahçe Kulübü'nün 2016 Avrupa Futbol Şampiyonası adaylığı için UEFA'ya bildirilen stadlar içinde Şükrü Saraçoğlu Stadı'nın olmaması nedeniyle yaptığı açıklamaya cevap verdi.

Futbol Federasyonu'nun internet sitesinden yapılan açıklamada Avrupa 2016 Futbol Şampiyonası'nı düzenlemek için önemli bir yarışın içerisinde oldukları ifade edilerek, "Bu aşamada tüm ülkemizin desteğini, Türkiye'nin projesinin yanında görmek arzusundayız. Adaylık çalışmalarına başladığımız günden bu yana yerli ve yabancı kamuoyundan aldığımız takdir, bu konudaki şevkimizi artırıyor." denildi.

Dün Fenerbahçe Kulübü'nden konuyla ilgili yapılan açıklamanın kendilerini şaşırttığı belirtilirken, açıklamanın ön yargılı ve somut bilgilerden uzak olduğu savunuldu.

Federasyonun açıklamasında, UEFA'ya bildirilen 8 şehir 9 stadın hangi kriterleri içermesi gerektiği konusunda bir bilgilendirme yapmanın yerinde olacağı kaydedilerek, şöyle denildi: "Adaylık dosyasının alt başlıklarından olan ev sahibi şehirler ve stadlar konusu, UEFA kriterleri çerçevesinde titizlilikle ele alınmıştır. Söz konusu kriterler içinde; 'Şehrin raylı sistem ya da metroya sahip olması, aday şehirler arasındaki mesafenin kısa olması, şehirlerin birbirine toplu taşıma sistemleri ile bağlanmasına engel olacak bir problemin yaşanmaması, ev sahibi şehrin yaz turizminde çekim merkezi olması, 50 bin seyircinin bir gecede diğer şehirlere rahatlıkla ulaştırılabilmesi, maçların oynanacağı stadyum ve çevresinin en az 100 dönümlük bir arazi içinde yer alması, aday şehrin turnuva için belirlenen 4 konaklama merkezine yakın olması, şehrin minimum 2600 odalık otel kapasitesine sahip olması' konu başlıkları, Haziran ayından bu yana UEFA ve Türkiye Futbol Federasyonu arasındaki teknik toplantılarda değerlendirilmiş ve uzun çalışmalar sonucunda aday şehirler belirlenmiştir.

UEFA'nın aynı şehirde en fazla 2 statta maç oynanmasına müsaade etmesi ve final maçının oynanacağı stadyumun minimum 60 bin kapasiteli olmasının istenmesi, İstanbul'da 2 stad ile sınırlı tutulmasını beraberinde getirmiştir. Yeni projesiyle 81 bin kişiye ulaşması hedeflenen kapasitesi ile Atatürk Olimpiyat Stadyumu, final için belirlenen koşullara uygun tek staddır. Çevresindeki geniş alanlar ve UEFA'nın ana önceliği olan güvenlik konusunda oluşacak yeterliliğin yanı sıra ulaşım kolaylığı ve kapasitesiyle Türk Telekom Arena'nın, İstanbul'un 2.stad kontenjanına alınması daha uygun bulunmuştur.

Ayrıca Türkiye'nin daha önce farklı federasyon yönetimlerinde aday olduğu 2008 ve 2012 Avrupa Şampiyonluklarında aday gösterilen şehirler incelendiğinde, bu seçimin hemşerilik duygularına indirgenmeyecek kadar kapsamlı bir süreç sonucu yapıldığı rahatlıkla da görülebilir. Hatırlanacağı üzere EURO 2012 adaylık dosyası ile en yüksek teknik puanı alan TFF, EURO 2016 adaylığında da yine en yüksek teknik puanı almayı hedeflemektedir. Keza, teknik puanlama ev sahibi ülkeyi belirleyecek en önemli unsur haline gelmiştir. Türkiye Futbol Federasyonu, sadece bu adaylık konusunda değil, bütçesiyle ilgili tüm harcama kalemlerinde en üst düzeyde sorumluluk ve şeffaflık anlayışı ile hareket etmektedir. TFF bütçesi ile ilgili her detaya, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Haziran ayında yapılan olağan mali genel kurulda cevap verilecektir.

Son olarak şunu vurgulamak isteriz; bu proje, Türkiye'nin projesidir. Bir futbol etkinliğinden ibaret olmayan EURO 2016; turizm, kültür, tesisleşme, spor eğlencesi ve en önemlisi ülke tanıtımı konularında ülkemize tarihi katkılarda bulunma potansiyeline sahiptir. Ülkemizde futbolun kaderini değiştirecek ve kazanmaya oldukça yakın olduğumuz bu projeye başta büyük kulüplerimiz olmak üzere futbol kamuoyundan destek beklerken, böylesine bir tartışmanın açılması; oluşturmaya çalıştığımız sinerjinin geriye çekilmesi anlamına gelmektedir. Bu kadar prestijli ve keyifli bir projeye, "Ben yoksam proje de olmasın" yaklaşımıyla bakmak, en azından büyük kulüp olmanın misyon ve sorumluluğuna ters düşmektedir."