BIST 9.916
DOLAR 35,05
EURO 36,39
ALTIN 2.949,96
HABER /  GÜNCEL

Bu cemaat yazısı camiayı salladı

Muhafazakar kesimin "akil" adamlarından Karaman Hoca, ilk kez kavgayı yazdı ve "cemaate ince bir ayar" çekti. Bu yazı muhafazakarların dilinde.

Abone ol

GAZETECİLER.COM - Muhafazakarların akil adamlarından İslam Hukuku Profesörü Hayrettin Karaman'ın kaleme aldığı yazı büyük yankı buldu.

İktidar-Cemaat-Liberal ayrışmasını kaleme alan Karaman hoca, cemaat ile sivil toplum örgütleri ve medyaya ince bir ayar çekti... Bu yazının bir diğer özelliği de Karaman Hoca'nın Cemaate yönelik ilk kez açık bir eleştiride bulunuyor olması...

"Lütfen herkes haddini bilsin!" diyen Karaman Hoca, "iktidarın kimsenin tapulu malı olmadığını, AK Parti'nin halkın oyuyla yönetime geldiğini" hatırlatıyor.

ÖKÜZ ÖLDÜ ORTAKLIK BOZULDU

İşte muhafazakar çevrelerde dilden dile dolaşan o yazı;

"Askerî darbeler kimi zaman sağa, kimi zaman sola, bazen de her ikisne yöneldi, zarar verdi. Darbelerden fayda umanlar vardı, onlar şakşakçılık yaptılar, hala da yapıyorlar. Zarar gören ve mağdur olanlar ise –her biri kendine mahsus iddia ve hedeflerinden ya vazgeçerek veya onları erteleyerek- bir an önce demokrasiye geçebilmek için işbirliği yaptılar, dayanışma örnekleri verdiler. Çünkü demokrasi her birinin serbest at oynatmasına, amacına ulaşmak için örgütlenmesine, hızlı veya yavaş yoluna devam etmesine en uygun siyasi sistem idi.

Bahsedilen işbirliği ve dayanışma çerçevesi içinde sağcılar, solcular, liberaller, islamcılar, her birinin klikleri... vardı.

İyi kötü demokrasi geldi, vesayetler önemli ölçüde azaldı. Böylece ortak tehlike ortadan kalkınca –öküz öldü ortaklık bozuldu- kabilinden her bir gurup kendi işine (davasına, yoluna, yöntemine, menfaatine...) döndü. Bu durumda az veya çok yol, yöntem, amaç, menfaat çatışması kaçınılmazdı.

İKTİDAR SİZİN ROBOTUNUZ DEĞİL

Şimdi grupların her birinin karşısında diğeri olmakla beraber, hemen tamamının da karşısında ve hedefte iktidar var. Çünkü her biri yolunda yürümek, amacına ulaşmak, özel programını uygulamak ve menfaatini kotarmak... için iktidarı "kullanmak" istiyor. Sanki iktidarın hiçbir bilgisi, programı, amacı, görüşü, ilkesi ve ahlakı yok; sanki robot, birileri kuracak, programlayacak, sonra düğmeye basacak ve oynatacak!

İktidar robot olmadığını ortaya koyunca göstermelik dostluklar bozuluyor, nezaketler bir yana bırakılıyor, hakaretler, hatta komplolar başlıyor.

İKTİDARIN GÜCÜ HALKTA, CEMAATTEN DEĞİL

Benim gördüğüm kadarıyla bugünkü iktidar gücünü ve halk nezdindeki kredisini hiçbir sivil guruba (örgüte, sermaye ve medya patronlarına) borçlu değil. Ülkemizde sivil toplum örgütlerinin –ayrı ayrı- güçleri bellidir. Bu güç ne bir partiyi iktidara getirebilir, ne de iktidardan düşürebilir.

Gruplar belli sebeplerle iktidarı (partiyi) desteklemiş olabilirler; bazıları da karşı propagandalar yaptılar, partinin iktidara gelmemesi için ellerinden geleni arkalarına koymadılar; sonunda ne oldu? Malum (boylarının öşlçüsünü aldılar). Bu noktada önemli olan halkın (oy tabanının) nabzını iyi tutmak, iyi ölçmektir, iktidar da bunu yapabiliyor.

BEĞENMİYORLARSA BAŞKA PARTİYİ DESTEKLESİNLER

Sivil toplum, sermaye ve medya iktidarı ele geçirme, kendi irade ve menfaatleri doğrultusunda yürütme sevdasından vazgeçmeli; tenkit, uyarı, nasihat hakkını/vazifesini insaflı kullanmalı, dedikleri olmadı diye iktidarı düşman yerine koymamalı, beğenmiyorlarsa başka bir partiyi desteklediklerini açıkça ortaya koymalıdırlar.

HERŞEYİ ONLAR MI İYİ BİLİYOR?

Hiçbir kimse Allah'tan vahiy almıyor ve doğru/iyi/uygun olanı bulmak ve bilmek hiçbir kimsenin tekelinde değil. Bunca milletvekili, bakan, müsteşar, bilinen ve bilinmeyen danışman cahil, gafil, aymaz da yalnızca bazı köşe yazarları ve sivil toplum sözcüleri mi her şeyin doğrusunu biliyor?

Lütfen herkes haddini bilsin, daha mütevazı olalım, üst perdeden konuşmayalım, hele hele asla hakaret etmeyelim; yapabiliyorsak doğru bulduğumuzu münasip bir lisan ile ifade edelim.

İktdar da hiçbir kimseye tapulu değil, yanlış yapana halk zamanı gelince dersini verir.

YENİ KÜRT PLANI'NIN ÜSTÜNÜ HASAN CEMAL BİR KALEMDE ÇİZDİ...
CEMAAT YORUMU İSE ŞAŞIRTTI. DİĞER SAYFADA...
[PAGE]
HASAN CEMAL PLANIN ÜSTÜNÜ ÇİZDİ

GAZETECİLER.COM - Habertürk ekranından Ece Üner'in sorularını yanıtlayan Milliyet yazarı Hasan Cemal, hükümetin Kürt sorunu üzerine yeni yol haritası olarak basına sızdırdığı planı yorumladı.

Hasan Cemal'in asıl dikkat çeken yorumu ise cemaat-AKP arasındaki kavgaya dair geliştirdiği senaryoydu. İddiasına göre Cemaat, AK Parti'yi aklıyor.

Cemal, planın 90'lı yıllardaki stratejilerden bir farkı olmadığını, başarılı olma şansı bulunmadığını ve her hangi bir yenilik içermediğini söyledi.

BU PLAN YENİ FALAN DEĞİL! YENİ OLAN
MÜZAKERE STRATEJİSİYDİ


Hükümetin sızan planda yeni bir şey demediğini kaydeden Cemal 'yeni olan hükümetin diyaloğu hedefleyen önceki stratejiydi. Yeni denen bu strateji 2011 seçimlerinden önce uygulanmaya başlandı ve devam ediyor.' dedi.

"Eski stareteji yeniydi çünkü Başbakan Erdoğan büyük bir cesaretle davranarak kendi özel temsilcisini Kandil'den gelen temsilcilerin karşısına oturttu . Yeni olan buydu. Çünkü silahların yerine siyaset ve insanlar konuşmaya başlamıştı. Sonra vites değiştirildi ve tersi yola girildi. KCK operasyonlarıyla seçilmiş Kürt siyasetçileri kitleler halinde tutuklandılar. Diğer yandan Büşra Ersanlı ve Ragıp Zarakolu gibi aydınlar da tutuklanmaya başlandı, tutuklu vekiller için hiç bir şey yapılmadı. Bütün bunlar aslında yeni şeyler de değildi. Eskiden de hep böyle olurdu zaten. 90'lı yıllarda insanlar öldürüldürdü şimdi tutuklanıyor, eskiden Vekiller faili meçhullere gittiğini görüyorduk bugün ise Ahmet Türk gibi barışcıl biri isim bile polis tarafından yumruklanıyor...

CEMAATİN ŞAHİN TAVRIYLA AKP'NİN
HATALARINI AKLAMAK İSTİYORLAR


Çatışmalarla geçen Nevruz kutlamaları sırasında Batman'da polis tarafından yumruklanan Ahmet Türk'ü hatırlatan Ece Üner "Bu yumruk Ankara'nın iradesini yansıtıyor mu yoksa hükümete rağmen mi yapılmış bir şeydi?" diye sordu.

Cemal, Üner'in sorusunu cemaat ve AKP çatışması üzerinden yorumlarken çarpıcı bir noktaya da değindi: "Polis ve yargıdaki bu gücün varlığı üzerinden Başbakan ve AKP'nin kürt meselesindeki yanlış tavırları aklanıyor". Cemal, Ahmet Türk'e atılan yumruğun ise Erdoğan'ın oyun planına bakarak yorumlanması gerektiğini belirtti ve Başbakan'ın 90'lara döndüğünü kaydetti.

Ece Üner: Bu yumruk Ankara'nın iradesini yansıtıyor mu yoksa hükümete rağmen mi yapılmış bir şeydi?

Hasan Cemal: Bu çok ilginç bir tartışma. Tartışmanın bir taradında cemaat ya da camia var deniyor. Bunlar müzakereci çizgiyi saptırıp çatışmacı tek tönlü bir sürece sokmak istiyor deniliyor. Bu değerlendirmede bir gerçek payı var. Ama tehlikeli bir yanı da var. Polis ve yargıdaki bu gücün varlığı üzerinden Başbakan ve AKP'nin kürt meselesindeki yanlış tavırları aklanıyor. Başbakan ile polis ve savcı bloku arasında KCK operasyonları üzerinde bir anlaşmazlık yoktu. Hatta benim gibi isimler operasyonları eleştirince Başbakan bize cevap verdi, 'tavırlarını gözden geçirsinler' diye... Ahmet Türk'e atılan yumruk bir tuzaktır diyenler varsa bilemem. Önemli olan Erdoğan'ın oyun planıdır. Bu konuda da yeni bir şey yok Erdoğan 90'lı yıllara kaymaya başlamıştır...

KOF KABADAYI BERAAT ETTİ... BAŞBAKAN'IN AÇTIĞI DAVADA KARAR
DİĞER SAYFADA...
[PAGE]
KOF KABADAYI BERAAT ETTİ

GAZETECİLER.COM - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Taraf Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Altan’a açtığı hakaret davasında suç unsurlarının oluşmaması nedeniyle beraatına karar verildi.

Ahmet Altan hakkındaki iddianamede Altan’ın, ”Yazılı bir ileti yoluyla kamu görevlisine görevinden dolayı basın ve yayın yoluyla saldırdığı” iddiasıyla 1 yıldan az olmamak üzere 2 yıl 8 aya kadar hapis cezası isteniyordu.

MEŞHUR KOF KABADAYI YAZISI

Mahkemenin beraat kararı aldığı yazı büyük tartışma yaratmış ve muhafazakar yazarları adeta çileden çıkarmıştı. Altan, mahkemelik olan yazısında şunları yazmıştı:

...Sen lafa, ‘örf ve adetlerimizden, manevi değerlerimizden’ gireceksin sonra ilk sıkıştığın yerde kavgaya ‘baba’yı, ‘aile’yi karıştıracaksın.
Bu mu senin manevi değerlerin?
Bırak bizim örfümüzü, geleneğimizi, manevi değerlerimizi, mafyada bile yoktur kavgaya aileyi karıştırmak.
Başbakan gibi kavga etmek istiyorsan başbakana yakışır bir olgunlukla, delikanlı gibi kavga etmek istiyorsan delikanlıya yakışan bir raconla kavga edeceksin."


CANLI YAYINDA İKTİDAR MEDYASINI BOMBALADI... 28 ŞUBAT'TA BİLE
BU KADARI YAPILMADI...
[PAGE]
İKTİDAR MEDYASINI BOMBALADI 

GAZETECİLER.COM - Habertürk ekranında Balçiçek İlter'in sorularını yanıtlayan gazeteci-yazarı Ahmet Tulgar hükümeti destekleyen medyayı topa tuttu.

Muhafazakar ve hükümet destekleyen gazetelerin itibarsızlaştırma ve karalama kampanyaları düzenlediğini vurgulayan Tulgar "28 Şubat'ta bu kadar bayağısı yapıldı mı?" diye sordu.

İBRETLE İZLİYORUM TANSU ÇİLLER 28 ŞUBAT MAĞDURU YAPILIYOR

"İbretle izliyorum 28 Şubat tartışmalarını. Şaşkınlıkla izliyorum. 'Türedi demokrat' diyorum ben bunlara... Tanımasak bu insanları, o dönem ne yaptıklarını bilmesek inanacağız. Türkiye'de sahiden demokratik anti militer bir süreç var diyeceğiz. Yok ama iki yüzlülük var... Kiminin makyajı akar kimini riyası... Medyada da siyasette de bunun çok bariz örnekleri var. Tansu Çiller ve islami kesimden bazı insanlar 28 Şubat mağduru yapılıyor... Ama bu insanlar o dönemde öyle ya da böyle sessiz kalmışlar..."

MEDYA 28 ŞUBAT'TAKİ UYGULAMALARI BUGÜN KÜRTLERE YAPIYOR

"Bugün yapılanların 28 Şubat'ta yapılanlardan ne farkı var? Bugün de Kürtlere aydınlara yönelik her türlü manüplasyon ve karalama yapılıyor. Bir profesör (Büşra Ersanlı) resmi bir partinin milletvekilleri olan bir partinin siyaset akademizinde  ders verdiği için tutuklanıyor ve gazeteler 30 yıl önce yaşananları manşete çekip, bir akrabasını 'Musevi' diyerek açıkça hedef gösterdiler. Çok yaygın bir itibarsızlaştırma kampanyası yaptılar. 28 Şubat'ta bu kadar bayağısı yapıldı mı? "


TWİTTER'DA HERKES BU YARIŞMACIYI KONUŞUYOR. SİYASET BİLİMİ ÖĞRENCİSİ
VERDİĞİ CEVAPLA ALAY KONUSU OLDU. DİĞER SAYFADA
[PAGE]SOSYAL MEDYANIN DİLİNE DÜŞTÜ


GAZETECİLER.COM (ÖZEL) Kenan Işık'ın sunduğu Kim Milyoner Olmak İster? yarışmasına katılan Siyaset Bilimi öğrencisi 'TBMM başka hangi adla anılır' sorusuna Yüce Divan cevabı verdi, sosyal medyanın diline düştü.

Yeditepe Üniversitesi Siyaset Bilimi bölümü öğrencisi Gözde Umay Dalkalı, yarışmada "bu soruya yanlış cevap verirsem hocalarım beni..." dedi ama yanlış yanıt vermeyi başardı.

Yanlış yanı veren yarışmacıları son dönemde azarlaması ya da mühtehzi gülüşleri ile iğnelemesi yüzünden defalarca haberini yaptığımız Kenan Işık ise, Siyaset Bilimi okuyan ve Parlamento yanıtını veremeyen yarışmacıya "sizi teselli etmek için söylemiyorum, bu sadece şansızlık" diyerek farklı bir tavır sergiledi.

İŞTE O TWİTTER MESAJLARI

İşte yarışma daha yayınlanırken twitterda dönmeye başlayan sohbetlerden  bazıları:

- TBMM'nin diger adina yüce divan demek ayip degil, sadece biraz starbucks'dan çikip hayata dönmek lazim sevgili 7tepe ögrencileri.

- Neymiş efendim siyaset bilim öğrencisi nasıl olur da yüce divan cevabı verirmiş yıllardır boşuna demiyoruz Sakallı Celal'e kulak verin diye.

- TBMM başka hangi adla anılır sorusuna Yüce Divan cevabı veren Yeditepe siyaset bilimi ogrencsinin dersine skype ile Emre Uslu mu baglaniyor?

- kim milyoner olmak ister'de siyaset bilimi öğrencisi tbmm'nin diğer adına "yüce divan" dedi. eğitim sistemini 40+40+40 yapsan ne yazar..

- Siyaset bilimi okuyan biri "millet meclisinin diğer adı yüce divan" diyebiliyorsa bu durum eğitim sorunu değil zeka sorunudur!

- Yeditepe Üniversitesi Siyaset Bilimi'nden önce Yüce Divan geldi.Şimdi de aynı bölümden Survivor'a katılan biri bakalım ne diyecek ?

- Yüce Divan sarışın olmakla doğru orantılı gibi bişey mi ?

- Okulumuzu rezil eden Gozde Umay Dalkali'ya tebrikler.Seneye okula ögrenci alımları kapanmıştır

- sadece yüce divan'ın ne olduğunu bilmiyor değil daha beteri parlemento'nun da ne olduğunu bilmiyor

KENDİSİ DE YANIT VERDİ

Twitter'da günün en çok konuşulan isimlerinden biri olmayı başaran yarışmacı Gözde Umay Dalkalı, kendisi hakkındaki tüm mesajları retweet ettikten sonra bazılarına da yanıt verdi... İşte o yarışmacının mesajları:

-tamm artık basın açıklamamı yapabılrmym hepnız sustugunuza gore =) 1.si sıkıcı hayatınıza buldunuz malzemeyi bu sizi artık 40 yıl idare eder

-2.si hayatımda güldüğüm en komik geceydi ne isterseniz yazın hatta arkadaslarımla en yaratıcı olanları rt yapıoruuuuuzzz :)

-3.su o bok attıgınız okula girmeye gucunuz bilginiz ve paranız yetmeyince kuyruk acısı çekip böle komplekslere giriyosunuz yapmayın yazık..

-4.su bi insann bilgisi bi yarışmdaki bi soruyla ölculmz bana aptal sarısn dıyen kızlarn ne gotu yer o yarışmaya gırmeye ne de o suratları :)

- evet haklısnz şehitlrmze kelle demedm meclisi gördüktn sonra bu şeklde tt olduysm cidden helal olsun bikere daha bana hatta az bile sölemşm! 

CANLI YAYINA, MEDYAYA SIZAN KÜRT PLANI DAMGA VURDU...
DİĞER SAYFADA...

[PAGE]
CANLI YAYINDA YENİ KÜRT PLANI TARTIŞILDI

GAZETECİLER.COM - Gündeme bomba gibi düşen Kürt sorununda yeni çözüm planı iddiası CNN Türk ekranlarında mercek altına alındı. Cüneyt Özdemir'in sorularını yanıtlayan CNN Türk Ankara Temsilcisi Hande Fırat Ankara kulislerinden edindiği notları aktarırken akademisyen Vahap Coşkun ise hükümetin sızdırdığı planı yorumladı...

PKK'YA BARZANİ DEĞİL LİDERİ SİLAH BIRAKTIRABİLİR

Hande Fırat, BDP lideri Selahattin Demirtaş ile görüştüğünü ve basına sızan planı sorduğunu söylerken aldığı yanıtları canlı yayında paylaştı. Fırat, Demirtaş'ın planda yeni bir şey olmadığını, Kürt sorununa çözüm getirecek bir aklı ifade etmediğini söylediğini belirtti. "Bunun nesi yeni" diye soran Demirtaş planın başarılı olmasının mümkün olmadığını kaydetti. Fırat, Demirtaş'ın plandaki Barzani ayağı için de "PKK'ya Barzani değil sadece lideri silah bıraktırabilir" dediğini de aktardı.

BDP PKK İLE ARASINA MESAFE KOYMADAN MUHATTAP OLAMAZ

Hükümet cephesinden de nabız yoklayan Hande Fırat, AKP'nin bu planla esasen Abdullah Öcalan ve Kandil ile diyaloğu gündemden kaldırdığını söyledi. Fırat, BDP'nin muhattap alınmasının ise PKK ile arasına mesafe koyma şartıyla olabileceğini belirtti. Fırat, hükümetin "BDP terörle arasına mesafe koyup dilini değiştirirse belki o zaman onlarla ya da içlerinden farklı bir grupla görüşebiliriz" dediğini aktarırken "e nasıl çözeceksiniz?" sorusuna ise "muhattap Kürtlerdir, onların talepleridir." cevabını aldığını söyledi.

Fırat, hükümetin bölgede aldığı oya güvendiğini ve Kürtlerin esas temsilcisinin AKP olduğu yönündeki argümanı işlediğini de notlarına eklerken, operasyonların ve tutuklamaların devam edeceğini vurguladı.

AKP: ÖCALAN BİZİ ALDATMAK İSTEDİ! BDP: ONLAR ÖCALAN'I KANDIRMAK İSTEDİ

Fırat'ın aktardığı çarpıcı notlardan biri de İmralı'daki müzakere süreci üzerine oldu. Hükümetten bir kaynağının iddiasını aktaran Fırat, kaynağının "Öcalan devleti kandırmak istedi" dediğini aktardı. Fırat, Demirtaş'ın ise bu iddianın aksini söylediğini aktarırken BDP liderinin "İmralı'daki diyalog sürecinde esas devle Öcalan'ı kandırmak istedi ancak Öcalan çetin ceviz çıkınca masa devrildi" dediğini söyledi.

HÜKÜMET NEDEN PLANI ÜÇ GAZETECİ ÜZERİNDEN SIZDIRDI?

Cüneyt Özdemir
, hükümetin bu planı neden üç gazeteci üzerinden sızdırdığını sorarak esas amacın ne olduğunu sordu. Fırat ise hükümetin bu planı üç gazeteci üzerinden sızdırarak kamuoyundaki tepkileri yoklamak istediğini, sonuçları görmek istediğini söyledi.

BU PLAN HÜKÜMETİN YAPTIĞI BİR MEDYA ÇALIŞMASIDIR

Programa Diyarbakır'dan katılan Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden Yrd. Doç. Dr. Vahap Coşkun ise basına sızan projede yeni bir şey olmadığını söylerken "bu plan esasen bir medya çalışmasıdır ve başarılı olma şansı yoktur" dedi:

"Bu hükümetin yaptığı bir medya çalışmasıdır. Zamanlama olarak da başarılı bir medya çalışmadır. Çünkü hükümetin 2011 Temmuz'undan bu yana uyguladığı politikaların iflas ettiği bu Newroz'da belgelendi. Hükümet de bu resmin basında ve ekranlarda kendisine dönük sert eleştirilere dönüşmesinden sonra bu medya çalışmasını devreye soktu. Böylece güvenlikçi politikalara gelen eleştirileri böyle bir ihtimali hatırlatarak sınırlamayı amaçlıyor. "Bu kapıyı da açabilirim" diyor."

BU PLAN BAŞARISIZ OLACAK İÇİNDE YENİ BİR ŞEY YOK

"Ben bu planın içinde yeni bir şeyin olmadığını düşünüyorum. Neden içinde yeni bir şey yok onu da belirteyim. Fikret Bila'nın sıraladığı 10 maddeyi kapsayan uygulamalar zaten yürürlükte. Hatta uzun zamandır uygulanıyor. Siyasi olarak BDP'yi muhattap alınması noktası ise mümkün değil. Başbakan'ın daha dün yaptığı açıklamalar var BDP'yle ilgili. Ben bu stratejiden bir sonuç alınmayacağını düşünüyorum. Ben iflah olmaz bir iyimserim normalde karamsar olmam ama durum bu sonuçta. AKP ile BDP arasında doğal bir diyalog gelişmesi çok zor gözüküyor. Aynı zamanda dışarda da dingin bir havaya ihtiyacımız, ama baharla birlikte çatışmaların arttığını görüyoruz. Karşılıklı insanlar öldüğü zaman kitlelerin karşı karşıya geleceğini de biliyoruz. Çok umutlu değilim..."