Bu bir düzeltme ve özür yazısıdır!
Yazının ana konusuna geçmeden önce bir hak helalliği almam ve düzeltmede bulunmam gerekiyor.
Yıllardır alışılagelmiş bir sistem içinde Pazartesi, Çarşamba ve
Cuma günleri yazıyorum. Ancak bugün istisnai bur durum var.
"İstisnai bir durum var" dememe bakmayın. Afilli
bir yazıyla huzurunuza gelmedim, üzgünüm! Bugün okuyacaklarınız
sadece ve sadece bir düzeltme ve özür yazısı olacak.
Dün kaleme aldığım yazıda, İş ve Meslek Danışmanları'na yapılan bir
haksızlığı dile getirmiştim. Bu personelin memuriyete
alınması sırasında maaşlarından 800 TL kesildiğini dile getirmiş ve
şunları söylemiştim:
"Tamamı bu statüye geçtikten sonra
kendilerine, "Siz bu statüye geçmeyi kabul ettiğinize göre
maaşlarınızdan 800 TL kesinti yapılacak" dendi.
Çoğunun düzeni altüst oldu. Tayin usulüyle atandıkları illerde
kiraladıkları evlerden çıkmak zorunda kaldılar. Bankalardan
çektikleri kredileri ödeyemez hale geldiler.
Aylarca bakanlığa isyan ettiler ve nihayet Başbakan seslerini
duydu, "Bu haksızlığı ortadan kaldırın" talimatı
verdi. Bakanlık haksız yere ellerinden alınan paranın iadesine
karar verirken, ortaya bambaşka bir komedi çıktı. İşkur'un Genel
Müdürü, "Bu maaş onlara çok efendim" diyerek
yapılacak olan iadeye itiraz etti!
Sebep mi?
Beyefendinin oğlundan fazla maaş alamasınlar diye!"
Dün Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'ndan aradılar. Arayan
kardeşim, yazıdaki bazı rakamsal hatalar konusunda bilgi verdikten
sonra istemeden yaptığım önemli bir hata olduğunu söyledi.
Ben yazımda, "İşkur'un Genel Müdürü,
"Bu maaş onlara çok efendim" diyerek yapılacak
olan iadeye itiraz etti! Sebep mi? Beyefendinin oğlundan fazla maaş
alamasınlar diye!" demişim.
Hemen düzelteyim...
Yazıda bahsini ettiğim cümleleri söyleyen kişi İşkur İstanbul Şube
müdürü Muammer Coşkun'dur. Hatta maaş indiriminin ardından
kendisine, "Müdürüm içiniz soğumuştur inşallah. Artık
çocuğunuzdan daha az maaş alıyoruz" diyen personeli,
İstanbul'un bir ucundan diğer ucuna, Başakşehir Şubesi'ne sürgün
etmiştir Muammer Coşkun...
Anlayacağınız mesele doğru ama, yazıda geçen isim yanlış.
Bu nedenle dünkü yazıda suçladığım İşkur Genel Müdürü Nusret Yazıcı
beyefendiden ve yanlış bilgilendirdiğim okurlardan tüm samimiyetim
ve saygımla özür dilerim...
Yarın sabah bana uğrarsanız yeni bir yazı konusuyla karşınızda
olacağım inşallah...