BIST 8.885
DOLAR 34,31
EURO 37,19
ALTIN 3.018,55
HABER /  POLİTİKA  /  AK PARTİ

Bu başlı başına demokratik ayıptır!

Cemil Çiçek, 12 Eylül davasındaki 'çelişki'ye dikkat çekti..

Abone ol

TBMM Başkanı Cemil Çiçek, 12 Eylül davasına ilişkin olarak, "Bir taraftan 12 Eylül askeri müdahalesini yapanları yargılamaya devam edeceğiz ama bir taraftan siyaset kurumu olarak onların yaptığı anayasa ile idare edileceksek ne iç kamuoyuna ne dış kamuoyuna bu tezadı, bu çelişki açıklayamayız" dedi.

Çiçek, hazırladıkları Anayasa taslağını sunmak üzere gelen, Hukuki Araştırmalar Derneği Başkanı Hüseyin Kaya ve beraberindekileri makamında kabul etti.

"Bildiğiniz gibi Ankara'da bugün önemli bir davanın duruşması yapılıyor" diyerek sözlerine başlayan Çiçek, 12 Eylül askeri darbesinin hukuki açıdan yargılanmasına yönelik bir dava sürecinin başladığını anımsattı.

Davayla ilgili bir şey söylemelerinin söz konusu olamayacağını belirten Çiçek, şöyle devam etti:

"Ancak, 12 Eylül askeri müdahalesinin birinci derecede mağduru TBMM'dir. Çünkü, o tarihte yürürlükte olan 1967 Anayasası'na göre de bugünkü Anayasa'ya göre de yasama yetkisi TBMM'ye aittir. Bu, münhasır bir yetkidir, başkasına devredilemez. TBMM'nin, güç kullanılarak bu yetkisi elinden alınmıştır. Meclis iradesi yerine müdahaleyi gerçekleştiren sınırlı sayıda kişinin iradesi egemen kılınmıştır. Halbuki millet iradesini Meclis temsil etmektedir. Bu hepimizin kabul etmesi gereken bir husus. Biz de bu davayı müdahil olarak yakından takip edeceğiz.

Bu, önemli bir dava. Sonucunu hep beraber göreceğiz, hep beraber yargılama sürecini yakinen takip edeceğiz. 12 Haziran seçimlerinden sonra TBMM'de grubu bulunan siyasi partilerimiz doğru bir kararla anayasa yapım sürecine girdi. Dava vesilesiyle yeni anayasa sürecinin ne kadar anlamlı olduğu çok ortada. Bir taraftan askeri müdahaleyi gerçekleştirenleri yargılıyoruz bir taraftan da aynı iradenin yaptığı bir anayasa ile yönetilmeye çalışıyoruz. Bu başlı başına demokratik eksikliktir, demokratik ayıptır. Bunda herkes müttefiktir. Meclis içinde, dışında bulunan tüm siyasi partiler, sivil toplum örgütleri, meslek kuruluşları, birçok entelektüel çevre bu konuya çeşitli kereler vurgu yapmıştır. Vurgu yapmak yetmiyor, bunu ortadan kaldırmanın tam zamanıdır."

"SORUMLULUĞUMUZ ARTIYOR"

"Yeni bir anayasanın yapılması, bugünkü yargılama kadar önemlidir" ifadesini kullanan Çiçek, yargılamayı yargı organının yapacağını, yasama organının da kendi üzerine düşeni muhakkak yapması gerektiğini vurguladı.

Bu dönem yeni bir anayasanın millete armağan edilmesi gerektiğini belirten Çiçek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu siyaset kurumunun, bu dönemki parlamentonun borcudur. Bunu yapamadığımız sürece bu yargılamaların üzerinden beyanda bulunmanın çok büyük bir faydası olmuyor. Yargı kendi işini yapacak, yasama organı olarak üzerimize düşeni yapmalıyız. Kamuoyunun çok ciddi bir beklentisi var. Siyasi partilerimizin bugünkü yargılamadan sonra sorumlulukları bir kat daha artmıştır.

1 Mayıs'tan itibaren yeni bir sürece başlıyoruz. İşin uzadığı noktasında zaman zaman belli çevrelerden şikayetler geliyor. O nedenle çalışmaların biraz daha hızlanması gerekiyor. 1 Mayıs'tan itibaren yazılım süreci başlatılıyor. Sonra bunu tekrar kamuoyunun müzakeresine, katkısına açacağız. Oradan gelen görüşleri 4 siyasi partimiz yeni baştan değerlendirip, Meclis yeni döneme başladığında muhtemelen ilgili komisyonda ve Genel Kurul'da görüşüp, sonuçlarını halk oyuna sunmamız gerekir."

Yeni anayasa yapımına katı vermek isteyenlerin çabalarını sürdürmesini isteyen Çiçek, gelen her görüşün değerlendirildiğini ifade etti.

"Görülmekte olan dava, bizim biraz daha sorumluluğumuzu artıyor" diye konuşan Çiçek, siyaset kurumunun anayasa yapamama gibi bir mazereti ortaya koyamayacağını ifade etti. Çiçek, "Milletin 'benim anayasam' diyebileceği, içerisinde kendisini görebileceği, nitelikleri, öncelikleri çok iyi çerçevelenmiş bir anayasayı ümit ediyoruz ki milletimize armağan ederiz. Aksi takdirde, bir taraftan 12 Eylül askeri müdahalesini yapanları yargılamaya devam edeceğiz ama bir taraftan siyaset kurumu olarak onların yaptığı Anayasa ile idare edileceksek ne iç kamuoyuna ne dış kamuoyuna bu tezadı, bu çelişkiyi açıklamayız" diye konuştu.