Kahramanmaraş İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, 128 yıl sonra tekrar kente getirilen Maraş Aslanı heykelinin ikizi olabileceği ihtimali üzerine...
Abone olKahramanmaraş İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, 128 yıl sonra tekrar kente getirilen Maraş Aslanı heykelinin ikizi olabileceği ihtimali üzerine araştırma başlattı.
Geç Hitit Devletlerinden Gurgum Krallığı’nın hükümdarlarından Üçüncü Halparuntaş döneminde (İ.Ö. 810-783) yaptırılan ve kraliyet ailesinin soy kütüğünü taşıması açısından büyük önem taşıyan Maraş Aslanı’nın ikizinin olduğu düşünülüyor. İl Kültür ve Turizm Müdürü Seydihan Küçükdağlı, “Gerek kapı aslanı olması, gerekse de mevcut heykelin fiziki yapısı bir ikizinin olduğu düşüncesini ortaya çıkartıyor. Ancak heykelin Maraş topraklarında olmadığı kanısındayım. Fakat bulmak için gerekli araştırmaları yapıyoruz” diyerek bu yolda ilk adımı attıklarını söyledi.
Heykelin, 1886 yılında İkinci Abdülhamid döneminde İstanbul’a nakledildiğini ifade eden Küçükdağlı, 128 yıldır İstanbul Arkeoloji Müzeleri Eski Şark Eserleri Müzesi’nde sergilenen eseri, bakanlık onayıyla Kahramanmaraş’a getirmenin mutluluğunu yaşadıklarını söyledi.
Kahramanmaraş Arkeoloji Müzesi’nde teşhir edilen eserin bir ikizinin olduğunu düşündüklerini dile getiren Küçükdağlı, bu durumun heykelin üzerindeki hiyeroglif yazıtta da ifade edildiğini kaydetti. Küçükdağlı şöyle devam etti:
“Maraş, o dönem Gurgum Krallığı’nın başkentidir. Maraş Aslanı da Gurgum Krallarından Üçüncü Halparuntaş tarafından yaptırılmış, üzerinde atalarının soy ağacı bulunan ve o zamanki dini vecibeleri ifade eden bazı söylemlerin yer aldığı yazıtlı bir eserdir. Kayıtlarda da yazıtlı kapı aslanı diye geçiyor. 1886 yılında Maraş’ta müze bulunmadığı için İstanbul Arkeoloji Müzesi’ne gönderiliyor. İşte 128 yıl İstanbul Arkeoloji Müzeleri Eski Şark Eserleri Müzesi’nde teşhir edilen, insanlara sunulan, tarih sayfalarında da önemle yer edinen Maraş Aslanı’nın orijinali tekrar Kahramanmaraş topraklarına geldi. 2006 yılından bu yana bunun için talepte bulunuyorduk. Beşinci talebimizden sonra nihayet makam onayıyla Kahramanmaraş’a teslim edildi. Şimdi ise bu aslanın bir ikizinin olduğunu düşünüyoruz. Çünkü Maraş Aslanı’nın sağ tarafı ve arka tarafı düz. Zaten kapı aslanı olması münasebetiyle kapının sol tarafında da eşinin, ikizinin olduğunu tahmin ediyoruz. Uzmanlarımızın genel kanaati bu. Ama şu anda nerede olduğunu bilemiyoruz. Gerekli çalışmalar yapılıyor.”
Küçükdağlı, aslanın eşinin nerede olabileceğine ilişkin ise, “Ben ikizinin Maraş’ta olduğunu zannetmiyorum. Kahramanmaraş topraklarında olsa şimdiye çoktan ortaya çıkardı. Çünkü mütemadiyen her yıl yüzey araştırmaları yapıyoruz. Arkeolojik bir kent konumunda olan Kahramanmaraş’ın her tarafında kuzeyinden güneyine birçok yerde araştırmalar yapılıyor. Maraş topraklarında olsaydı muhakkak izine rastlanırdı. Fakat bulabilmek için araştırmalarımızı sürdüreceğiz. Bizi şu anda mutlu eden şeyse, mevcut aslanı şık bir sunumla vatandaşımızın beğenisine sunmak. Bu durum bizi de halkımızı da mutlu ediyor” diye konuştu.
YAZITTAKİ “ASLANLAR” İFADESİ İHTİMALİ GÜÇLENDİRİYOR
Gurgum Kralı Halparuntaş tarafından yaptırılan heykelin üzerindeki hiyeroglif yazıtlarda ise şu ifadeler yer alıyor:
“Ben Prens Halparuntaş. Gurgum şehrinin kralı. Yüce Layamaş’ın ilk oğlu. Büyük Halparuntaş’ın torunu. Cesur Muvataliş’in torun çocuğu. Prens Halparuntaş’ın torununun torunu. Kutsanmış Muaviş’in torununun torun çocuğu, Büyük Layamas’ın torununun torununun torunu. Tanrıların sevgilisi. Asillerin ve halkın kabul ettiği, sevilen ve seçilen kral. Sıvı kurban yerlerine ve sunulan ekmeklere sadık kral. Ve tanrıların sevgilisi olan babama adadım. Ben kendim, babamın ruhuna bir oturma yeri adadım. Ve şu tanrı Santaş ve buradaki şu diğer tanrıların yüce olarak davrandıkları yere. İçeri getirilmelerini emrettiği iki aslan koydum. Şimdi Tanrıça Rutaş’ın makamına. Girişte bana taraf olmak için duran bu aslanlar babama adanmıştır.”
Öte yandan, Kahramanmaraş bölgesinden çıkartılan çok sayıda eserin 19. yüzyıl sonları ve 20. yüzyıl başlarında Hristiyan misyonerler tarafından Avrupa ve Amerika’ya kaçırıldığı göz önünde bulundurulduğunda, bu heykelin de aynı akıbete uğramış olabileceği ihtimali üzerinde duruluyor.
3 BİN 500 YILLIK ANTİK FİL İLGİ ODAĞI OLUYOR
Kahramanmaraş Arkeoloji Müzesi’nin bir diğer zenginliği olan 3 bin 500 yıllık antik fil de ziyaretçilerin ilgi odağı oluyor. İl Kültür ve Turizm Müdürü Seydihan Küçükdağlı, müzeyi dizayn ederken Maraş Aslanı ve antik fili ön planda değerlendirdiklerini belirterek, şunları kaydetti:
“Kahramanmaraş Arkeoloji Müzesi’nin yeniden projelendirilerek hizmete sunmaya çalışmamızın asıl iki hedefi vardı. Bunlardan bir tanesi Maraş Aslanını Kahramanmaraş’a getirmek, bir diğeri de müzemizin ilk girişinde bulunan 3 bin 500 yıllık antik filin ayağa kaldırılmasıydı. Her ikisini de gerçekleştirmiş olduk. Büyük bir özveriyle çalışıldı. Şu anda da görüldüğü gibi 7 teşhir salonundan oluşan Kahramanmaraş Arkeoloji Müzesi, bahçesiyle de birlikte farklı bir konsept çalışmasıyla hizmet veriyor. Bu iki eserin diğer eserlerle birlikte sadece Kahramanmaraş’ta bulunduğunu ifade etmek istiyorum. Bu nedenle Anadolu’da eşine az rastlanır bu eserlerin mutlaka görülmesi gerektiğini düşünüyorum.”
Diğer yandan, Arkeoloji Müzesi’nin ilgi çeken bir diğer yeri ise Direkli Mağarası’nda yaşayan ilk insanların 3 D görüntüyle sergilendiği bölüm oluyor. Binlerce yıllık ana tanrıça heykelinin bulunduğu mağaranın tanıtıldığı bu bölümü dolaşan vatandaşlar, izleti sırasında kısa bir tarih yolculuğu yapıyor.
(İHA)