BIST 9.482
DOLAR 34,58
EURO 36,09
ALTIN 3.009,60
HABER /  DÜNYA

Bu, 30 yıllık bir mücadeleydi

Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, “Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki en büyük anlaşmazlık çözüldü. Bu, 30 yıllık...

Abone ol

Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, “Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki en büyük anlaşmazlık çözüldü. Bu, 30 yıllık bir mücadeleydi. TC vatandaşları artık, AB ülkelerinde serbest dolaşım hakkı kazandı” dedi.
TGRT Haber’de Fuat Kozluklu’nun konuğu olan AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Avrupa ülkelerine seyahatte vize uygulamasının kaldırılması çalışmalarına ilişkin, “Bu, 30 yıllık bir mücadeleydi. Avrupa Birliği üyelerinin bize vize uygulaması, 80 darbesinin yanlış kararlarının ve çarpık zihniyetinin neticesidir. Normal şartlarda, 1963 Ankara Antlaşması gereğince bize vize uygulamaması gereken ülkelere, 80 darbesini yapanlar, ‘Bu ülkenin gençleri size sığınmacı olarak gelemesinler, vize koyun’ diyerek bir yerde kendi haklarından da feragat etmişler. Millete atılan kazığı, bugün çıkarma yolunda önemli bir adım atmış olduk. 70 ülkeye vizesiz seyahat edebilen vatandaşlarımız, 3,5 yılda 100’ün üzerine ülkeye serbest olarak gidebilecek. Yani bir anda 28 ülke daha vizesiz ülkeler arasına eklenmiş oldu” dedi.

“GÜNÜMÜZDE HAKLI OLMAK YETMİYOR”
Vize muafiyetinin başlayacağı 3,5 yıllık sürenin artıp, azalabileceğine dikkat çeken Bakan Bağış, şunları söyledi:
“Biz vize kolaylığı değil, vize muafiyeti istedik. Tarafların karşılıklı mesuliyetleri yerine getirmesi süreyi belirleyecek. Mesela, önemli bir konu başlığıdır. Yaklaşık 50 bin kişilik sivil bir sınır güvenlik teşkilatı kurmamız gerekiyor. Sınırları askeri birimlerden alarak, İçişleri’ne bağlı, sadece sınır güvenliğinde uzmanlaşmış profesyonel bir kadroya geçmemiz gerekiyor. Öte yandan üçüncü ülke vatandaşları, Türkiye üzerinden Avrupa’ya yasa dışı yollarla gidebiliyor. Bunlar ispat edildiği ve Türkiye de bunu kabul ettiği takdirde, onları geri alıp barındırıp ülkesine geri gönderme konusunda çalışma yapmamız da gerekiyor. Bunun altyapı ve lojistik maliyetlerinin bir kısmını AB Fonları ile karşılayacağız. Bu başlıkları hallettikten sonra serbest dolaşım hakkı kazanacağız. Bu gelişmeler ‘ekonomik güçlenme’ somut temeline dayanıyor. Günümüzde haklı olmak yetmiyor. Öyle olsa, bunu 5-10 yıl evvel gerçekleştirirdik. Çok şükür bugün güçlüyüz. Eskiden ‘bu Türkler yastığı döşeği alır başımıza dert olur’ endişesi vardı. Şimdi Türkleri ‘yönetici’ olarak davet ediyorlar. Türkleri kendi sorunları çözmek için çağırıyorlar.”

“İNSANİ DEĞERLER, ÇIKARIMIZDAN ÖNEMLİ”
“Suriye’den gelen insanlara bizim için ‘mülteci’ değil, misafirlerimiz’dir” diyen Bağış, “Millet olarak gurur duymalıyız. Küresel insani değerleri, ulusal çıkarların üzerinde tutan ender ülkelerden biriyiz. Biz sadece ulusal çıkarları ön planda tutsaydık, artı eksi hesabı yapsaydık; bugün Suriye politikamız da, Mısır politikamız da, Filistin politikamız da çok başka olurdu. Ama biz önce insan dedik. Ecdat nasıl; ‘insanı yücelt ki; devlet yücelsin’ demişse ve insanı yüceltirken hiçbir ayrım yapmamışsa... Biz de kapımıza gelip de yardım talep edenleri geri çevirmeme geleneğini devam ettirmeye inanıyoruz. 500 bin’den fazla Suriyeli kardeşimiz Türkiye’de… Avrupa Birliği ülkelerinden 20 kişi, 30 kişi, 50 kişi alan var; ama bizim gibi yüksek rakamda insan kabul eden maalesef yok. Biz bu yolda 2 milyar Dolar’ın üzerinde kaynak ayırdık. 26 tane kamp kurduk. 300 bin Suriyeli kardeşimiz orada kalıyor; bir o kadar da insan, çeşitli yollarla ülkemizde ikamet ediyor. Yani vahim bir tablo var ortada. Filipinler’de bir tsunami felaketi yaşandı. Aynı gün bir jumbo jet uçak dolusu yardım malzemesi ile başbakan yardımcımız Filipinler’e gitti. Arakan’a da, Gazze’ye de, Haiti’ye de, Gürcistan’a da, Pakistan’a da yardıma birçok ülkeden evvel vardık. Bu bize, Ecdat’tan yadigar kalan özelliğimiz, bunu yaşatmaya çalışıyoruz. Bunun bir bereketi de var. Görüyoruz ki; bugün Türkiye, üyesi olmaya çalıştığı Avrupa Birliği’nden üç katı hızlı büyüyen bir ekonomiye sahip” dedi.

“‘HAYIRDIR’ DİYE SORMAK İSTERDİM”
Dershaneler tartışmalarına üzüldüğünü gerekçe göstererek AK Parti’den istifa eden Hakan Şükür’ün ayrılık kararı için Bağış, şunları söyledi:
“Başbakanımız, birçok milletvekiline göstermediği kıymet ve teveccühü kendisine göstermiştir. Bu parti içinde çok kişiye gösterilmeyen hukuk, ilgi kendisine gösterilmiştir. Şaşırdım, üzüldüm. Kendisine ‘hayırdır’ diye sormak isterdim. Birçok kapalı grup toplantısı yapılıyor. Bunları orada dile getirip, diyalog ile çözülebilirdi. Netice alamazsa istifa etmesi daha mantıklı olurdu.”

“AYM’NİN KARARINI SORARLAR”
Bakan Bağış, tutuklu vekiller için Anayasa Mahkemesi’nin ret kararı vermesini de değerlendirerek, “Madem ki Anayasa Mahkemesi, ‘bireysel başvuru’ maddesi geliştirmiş ve bunun neticesinde İzmir Milletvekili Mustafa Balbay’ın tahliyesini kabul etmiş, diğer milletvekilleri için aynı sebebi kabul etmemesini ben mantığımda zorluyorum. Balbay’ı tahliye eden Anayasa Mahkemesi diğer vekiller için neden aynı kararı vermedi bunu bilmiyorum ve eminim Brüksel’de gündeme gelecek. Yarından itibaren bunu çalışmamız gerekecek” diye konuştu.

MUHALEFETE ‘DOKUNULMAZLIK’ ELEŞTİRİSİ
Son olarak muhalefet partilerine yüklenen Egemen Bağış, “Yıllarca dokunulmazlığa karşı olan ve dokunulmazlığın kaldırılması gerektiğini söyleyen ana muhalefet partisi son seçimlerde birçok tutukluya dokunulmazlık zırhı kazandırmak için onları seçilebilecekleri yüzde 100 olan yerlerde CHP milletvekili adayı göstermiştir. Aynı hatayı MHP de yapmıştır. BDP bunu zaten gelenek haline getirmiştir. Bu da Türkiye’nin imajına zarar veriyor” ifadelerini kullandı.
(İHA)