Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağa, 'CHP ile aynı noktaya mı geliyorsunuz" sorusuna cevap verdi!
Abone olBaşbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, “Bir yandan askeri ve sivil vesayete karşı, çeteye, mafyaya, başka güç odaklarına karşı Türkiye'yi rahatlatan, milletin önünü açan adımlar atarken, öte yandan başka vesayet makamlarının oluşmasına da izin verilemez, verilmemesi de lazım. Özel yetkili mahkemelerin yasaların kendilerine çizdiği sınırlar içerisinde görev yapması lazım” dedi.
Bekir Bozdağ, katıldığı bir televizyon programında gündemdeki soruları yanıtladı.
Bozdağ, “Özel yetkili mahkemeler konusunda CHP ile aynı noktaya mı geliyorsunuz?” sorusu üzerine şunları söyledi:
“Özel yetkili mahkemeler konusunda Ak Parti'nin, hükümetin kanaati önceden beri belli. Biz bugüne kadar özel yetkili mahkemeleri övücü bir açıklamanın içinde hiç olmadık. Geriye doğru bakarsanız, 'özel yetkili mahkemeler hukuk devletinin olmazsa olmazıdır, hukuk devletinin gereğidir' diyen bir açıklamamız olmadı. Geçmişte de biz devlet güvenlik mahkemelerine karşı duruşlar ortaya koymuş, özel yetkili ağır ceza mahkemeleri kuruluş sürecinde de biz mahkemelerin daha demokratik ve hukuk devletinin gereklerini daha fazla taşıyan bir biçimde oluşturulması konusunda çabalarımız oldu.
Biz Türkiye'nin hukuk devleti niteliğinin içini doldurmak için önemli adımlar attık. Özel yetkili mahkemelerin geçici mahkemeler olduğunu, Türkiye'nin birtakım ihtiyaçlarından kaynaklandığını, bazı suçların soruşturulması ve kovuşturulmasının ayrıcalıklı birtakım özellikler taşıdığını, bu nedenle de ihtiyaçtan kaynaklandığını ve bu ihtiyaç devam ettiği sürece bu mahkemelerin devam edeceğini söyledik.”
"SADECE ÖZEL YETKİLİ MAHKEME SAYESİNDE DEĞİL, BİR İKLİM SAYESİNDE"
“Özel yetkili mahkemeler konusunda yapılacak değişikliklerin Balyoz, Ergenekon gibi davaları, 28 Şubat soruşturması gibi davaları olumsuz yönde etkileyeceği eleştirisi var. Bu davalarda yeni yasal düzenleme nedeniyle tahliyeler olacak mı?” sorusuna Bozdağ, şu yanıtı verdi:
“Yapılacak değişiklikte Türk Ceza Kanunu'ndaki darbe suçları diye bilinen suçların unsurları düşürülmüyor, cezaları değiştirilmiyor, tutukluluk nedenleri değiştirilmiyor. Yani bir fiil var, suçsa suç olmaya devam ediyor, cezası devam ediyor, tutuklama nedeni devam ediyor. Dün hangi saiklerle mahkemeler karar veriyorlarsa, o kararları vermelerine veya aksi bir karar vermelerini gerektirecek bir durum varsa onu vermelerine bugün engel olmadığı gibi bu düzenlemelerden sonra da engel bir durum yoktur. Sanki suçlar, cezalar değiştiriliyormuş, tutukluluk nedenleri kaldırılıyormuş, tahliyeler oluyormuş gibi bir hava yaratılmak isteniyor. Fevkalade yanlış bir durum.
Bugün Türkiye darbelerle, muhtıralarla yargı yoluyla bir hesap soruyorsa bu hesabı soran ortamı, iklimi yaratan ve bu yolları açan güç siyasi iktidardır ve Ak Parti'dir. Bu sadece özel yetkili mahkemeler sayesinde değil, bir iklim sayesindedir. Mahkemeler dün de vardı, savcılar dün de vardı, bizim ceza kanunumuz dün de vardı, ceza usul kanunumuz dün de vardı. Biz bu suçları yeniden ihdas etmedik, yeniden koymadık. Bu mevcut 250. maddenin usulü DGM'lerde aynen vardı. Dün de vardı bunlar. O maddelerin dünkü ceza kanununda numarası fraklıydı, ama içeriği aynıydı. Peki neden 28 Şubat olduğunda yargı mensupları Genelkurmay'a gidip ayağa kalkıp paşaları alkışlarken bir soruşturma başlatmadılar? Şu an soruşturmayı başlatanların o zaman bir kısmı hakim ve savcıydı. Hukuk aynı hukuk, yargı aynı yargıydı.
Eğer Ak Parti iktidarı olmasaydı, bizim attığımız adımlar olmasaydı, DGM'ler veya özel yetkili mahkemeler devam ederdi, ama hiçbir cumhuriyet savcısı kalkıp da Ergenekon'dur, Balyoz'dur, 28 Şubat'tır vesaire, bunlara karşı soruşturma başlatmayı aklından dahi geçiremezdi. Bu cesareti Ak Parti iktidarının attığı adımlar, yaptığı hizmetlerin doğurduğu iklim yaratmıştır ve öyle devam ediyor. Siyasal iktidar bu noktada samimiyetle durmamış olsaydı bunların hiçbirisi bugün Türkiye'de konuşulan şeyler olmazdı. Yine savcılar, yargıçlar dün olduğu gibi rütbeli birinin karşısında farklı tavırlar sergileyen grupta bulunabilirdi.”
“Bizim yapmak istediğimiz şey, usule ait birtakım düzenlemeler yapmaktır”
Bekir Bozdağ, “Yargı siyasal alana girdiği için mi özel yetkili mahkemelerle ilgili adımları atıyorsunuz?” sorusuna, “Bir defa darbe teşebbüsü, demokrasiye, milli iradeye karşı iddia edilen suçlara ilişkin yargılamalar yapılan düzenlemelerden kesinlikle halel görmeyecektir. Terörle mücadele kapsamında işlenmiş suçlarla alakalı konularda da bu anlamda bir şey olmayacaktır. Bizim yapmak istediğimiz şey suçların unsurlarını ve cezalarını değiştirmek değil. Bizim yapmak istediğimiz şey usule ait birtakım düzenlemeler yapmaktır, eleştiri konusu olan bazı hususları ortadan kaldırmaktır” yanıtını verdi.
Bu konudaki çalışmaların bitmek üzere olduğunu belirten Bozdağ, detaylar netleştikten sonra bunu kamuoyuyla paylayacaklarını bildirdi. Başbakan Yardımcısı Bozdağ, “Bir yandan askeri ve sivil vesayete karşı, çeteye, mafyaya, başka güç odaklarına karşı Türkiye'yi rahatlatan, milletin önünü açan adımlar atarken, öte yandan başka vesayet makamlarının oluşmasına da izin verilemez, verilmemesi de lazım. Özel yetkili mahkemelerin, yasaların kendilerine çizdiği sınırlar içerisinde görev yapması lazım” dedi.