BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 35,96
ALTIN 3.003,94
HABER /  GÜNCEL  /  YEREL

Botoks yaptırdıktan sonra ölmüştü! 'Kübra Boyraz' davasında mahkemeden flaş karar

BEYLİKDÜZÜ'nde Kübra Boyraz Solmazgül'ün(38) kalçasına botoks yaptıktan sonra ölümüne ilişkin görülen davada, genç kadına ilk operasyonu gerçekleştiren ve uzmanlık eğitimi olmayan sanık Öner Özsoyer yurt dışına çıkış yasağı getirilerek tahliye edildi. Erdal Doğruya'nın tutukluluk halinin devamına hükmeden mahkeme, eksiklerin giderilmesi için davayı erteledi.

Abone ol

Büyükçekmece Adliyesi 13. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen ve 2'si tutuklu 4 sanığın yargılandığı davaya tutuklu sanıklar Öner Özsoyeri, Erdal Doğruya ve tutuksuz sanık Ömer E. SEGBİS ile duruşmaya katıldı. Tutuksuz sanık Bülent B. ve taraf avukatları da duruşma salonunda hazır bulundu.  
 
"Beni hastaneye götürün' dedim götürmediler"
Baba Ekrem Solmazgül, duruşmadaki ifadesinde olay yaşanmadan 3-4 gün öncesinde bulundukları eve taşındıklarını, kızının yaptırdığı işlem sonrasında annesini arayıp adresi sorduğunu anlattı. Kızını bir kadının eve getirip bıraktığını belirten baba Solmazgül, "Biz ne olduğunu sorduğumuzda kadın bize 'Tansiyonu düştü' dedi ve gitti. Kızımıza sorduğumuzda 'Ne tansiyonu, kalçama dolgu yaptılar, çok fenayım, beni hastaneye götürün dedim götürmediler' dedi. Kızımı hastaneye eşim götürdü. Hastanedeyken karşı taraftakiler kızımın telefonundan arayıp durumunu sordular, biz kendilerine ne enjekte etmişlerse söylemelerini istedik ancak, bize "Hı,hı" diyerek cevap verdiler. Bana iğneyi doktor olmayan ancak doktorla beraber olan Melik isminde kişinin vurduğunu kızım söyledi. Sanıklardan şikayetçiyim" dedi. 
 
"O gün müdahale odasında bana da botoks yapıldı"
Bahsi geçen güzellik merkezi müşterilerinden Nalan Küçükakyüz, sanık Ömer E.'nin sanık Erdal Doğruya'yı kendilerine doktor olarak tanıttığını belirterek, "O gün müdahale odasında bana da botoks yapıldı. Botoksu Öner Bey ilacın karışımını ise Erdal Doğruya yaptı. Kübra Boyraz ile konuştuğumuzda Öner Bey'in elinin ağır olduğu, Erdal Bey'in elinin daha hafif olduğunu ve bundan sonraki işlemi ona yaptıracağını söyledi. Ölümün olduğu olay öncesinde benim kapı aralığından gördüğüm kadarıyla her iki arkadaş birlikte Kübra'ya işlem yapıyordu. Bana yapılan uygulamalar neticesinde baş ağrısı çekmeye başladım. Nüroloji doktoruna gittiğimde bana bilinmeyen sıvılar enjekte edildiğini ve bu yüzden başımın ağrıdığını söyledi. Ben de ilgili kişiler hakkında dava açacağım" diye konuştu.  
 
"Eve git yat düzelir"
Kardeşi Nagihan Y. duruşmadaki ifadesinde ablasının sosyal medya üzerinden sanıklara ulaştığını ve Melih diye biriyle konuştuğunu anlattı. Ablasının sanığa 'Benim başıma en kötü ne gelebilir' diye sorduğunu sanığın yüzde 98 su bazlı bir madde konulduğunu, bu maddenin tehlikesiz bir madde olduğunu, başına hiçbir şeyin gelmeyeceğini, en fazla toplanma olabileceğini, onu da gerekirse çıkartabileceklerini söyledi. Nagihan Y. "Ablam bana girdiği işlemleri anlatırdı. Operasyonları 2 kişi yapıyormuş. Bir kişi bir taraftan iğne vururken diğer kişiye de hangi taraftan, nerelere vuracağını işaretleyip anlatıyormuş. Ablam hastaneye kaldırıldıktan sonra kendisiyle telefonda konuştuğumda 'İğne yaparken çok bastırdılar, acıdı bağırdım ama durmadılar, işlemi yapmaya devam ettiler. Operasyondan sonra kalbim çok çarptı, midem bulandı hastaneye götürün dememe rağmen eve git yat düzelir diyerek beni eve getirdiler' dedi. Ablama enjekte edilen sıvı yağlı bir sıvıymış ve estetik operasyona uygun olmayan bir sıvıymış" şeklinde konuştu.

"Beni hastaneye kaldırın ölmek istemiyorum"
Kübra Boyraz'ın bir diğer kardeşi Emine G.'de tanık olarak dinlendi. Emine G. "Ablama 2 defa işlem yapılmış, 2'inci müdahaleden sonra ablam memnun kalmamış. Ben ablamla annem üzerinden telefonla görüştüm, ablam 'beni hastaneye kaldırın ölmek istemiyorum' diyordu. Ablama sorduğumda 2 sanığın birlikte işlem yaptığını söyledi" dedi. 
 
"Kızım perişan halde eve getirildi"
Duruşmada 4'üncü tanık olarak dinlenen Kübra Boyraz'ın annesi Aysel Solmazgül, "Kızım akşam bir kadının kolunda perişan halde geldi. Dışarıya çıkarken bize görüşmem var demişti. O sırada başka şehirde olan kızım görüntülü aradı, Kübra ablası ile konuşurken dolgu yaptırmaya gittiğini duydum. Kızımı hemen hastaneye götürdüm, ölmeden önce kızım bana doktorların karı koca gibi olduğunu ikisinin kendisine işlem yaptığını söyledi." ifadelerini kullandı. 

Mahkeme heyeti Öner Özsoyer'in yurt dışına çıkış yasağı şeklinde tahliyesine karar verirken Erdal Doğruya'nın tutukluluk halinin devamına hükmetti ve eksikliklerin giderilmesi için mahkemeyi erteledi.  

İddianame
Büyükçekmece Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Kübra Boyraz Solmazgül'ün 9 Temmuz 2020'de kendisini Melih diye tanıştıran şüpheli Ömer E.'den randevu aldığı, uzmanlık eğitimi ve sertifikası bulunmayan pratisyen hekim Öner Özsoyer tarafından kalça dolgusu yapıldığı anlatıldı. 19 Eylül'de yeniden Ömer E.'den randevu alan Kübra Boyraz'ın saat 17.54'te geldiği işyerinden saat 20.20'de bu kez yarı baygın şekilde çıktığı, burada bacaklarından kucaklanıp gelen araca bindirilerek işyerinde çalışan Kadriye A.'nın kolunda evine getirilerek babasına teslim edildiği anlatıldı. Kızının fenalaştığını gören baba Ekrem Solmazgül tarafından önce bir devlet hastanesine oradan da özel bir hastaneye kaldırılan Kübra Boyraz'ın, ertesi gün 20 Eylül 2020'de hayatını kaybettiği kaydedildi. Şüpheliler Erdal Doğru ve Öner Özsoyeri'nin tıbben uygun olmayan dolgu maddesini hatalı şekilde Kübra Boyraz'a enjekte etmek suretiyle bilinçli taksir niteliğindeki eylemleri sonucu ölüme sebebiyet verdikleri belirtildi. Şüpheliler doktor Öner Özsoyer ve Erdal Doğru'nun "Bilinçli taksirle ölüme sebebiyet verme" ve "Sağlık hizmetleri temel kanununa muhalefet" suçlarından toplam 5 yıldan 12 yıla kadar hapisleri talep edildi. Şüpheli Erdal Doğru'nun ayrıca doktor olmadığı halde hasta tedavi etmesinden dolayı da 1219 sayılı madde uyarınca 2 yıldan 5 yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi. Diğer şüpheliler Ömer E., ve Bülent B.'nin ise "Sağlık Hizmetleri Temel Kanuna'na muhalefet" suçundan 1 yıldan 3 yıla kadar hapsi istendi. Ayrıca, iddianamede pratisyen hekim Öner Özsoyeri Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu raporuna göre 2009 yılında yine birçok kişiye tıbben uygun olmayan maddeleri estetik amaçlı enjekte etmesi sonucu yaraladığı gerekçesiyle şikayet edildiği bilgisine de yer verildi.