Davutoğlu, uluslararası topluma "Bosna'da insanlar katledilirken beklediği gibi, Suriye'de de beklememesi" çağrısında bulundu.
Abone olDışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, uluslararası topluma "Bosna'da insanlar katledilirken beklediği gibi, Suriye'de de beklememesi" çağrısında bulundu.
Davutoğlu, düşünce kuruluşu Avrupa Politika Merkezi ve TUSKON'un ortaklaşa düzenlediği "Türkiye-AB siyasi diyaloğunda değişen dinamikler, yeni fırsatlar ve zorluklar" toplantısında yaptığı konuşmada, halkını katleden Şam yönetimine sert uyarılarda bulundu.
Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad'ın reform sözüyle zaman kazanmaya çalışıp muhalifleri sindirme politikasının, bu ülkedeki insani durumu daha da kötüleştirmekten başka hiçbir işe yaramadığını belirten Davutoğlu, çözümün uluslararası toplumun derhal harekete geçerek BM Güvenlik Konseyi'nde tek ses olmasından geçtiğini vurguladı.
Davutoğlu, "Bugün Türkiye 17 bin Suriyeli'ye ev sahipliği yapıyor ve her gün bine yakın yeni Suriyeli bize sığınıyor. Barınma ve diğer bütün ihtiyaçlarını karşılıyoruz, bu bizim tarihi görevimiz. Bu şekilde devam edip, onları asla yalnız bırakmayacağız. Ama aynı zamanda uluslararası camiaya daha fazla proaktif olmaları ve 1990'larda Bosna'da 2-3 yıl boyunca yaptıkları gibi her gün insanlar katledilirken, şehirler ağır bombardımana tabi tutulurken beklediğiniz gibi Suriye'de de aynısını yapmamaları çağrısında bulunmak hakkımız" dedi.
Bakan Davutoğlu, Suriye'de olayların ilk dönemlerinde keskin nişancıların protestocuları hedef alırken şimdi şehirlerin kuşatılarak ağır bombardımanlara tabi tutulduğunu ve bu nedenle sivil kayıpların çok arttığını ve bazı günlerde 100'leri bulduğuna dikkati çekti.
Davutoğlu, "Suriye'de 10 bin kişi katledildi, 7 bini hapsedildi, bilemiyoruz belki 30 bin de yaralı var" dedi.
Ahmet Davutoğlu, uluslararası camianın Esad yönetiminin zaman kazanma taktiğine alet olmamasını isteyerek, "Diktatörlerin illüzyonu budur. Tüm otokratik rejimler zamanla kontrolü sağlayacaklarını ve demokrasiye döneceklerini söylerler. Beşşar Esad'la görüşmelerimde kendisine, 'hiçbir gün tam güvenlik sağlayarak reformlara başlama imkanını bulamayacaksın' dedim. Böyle bir gün olmayacak. Eğer reformları yaparsan halkının güvenini kazanırsın ve güvenlik sorunu hafifler. Bunlar (reformlar ve güvenlik) birlikte gider. Bunu kendisine anlattım" diye konuştu.