BIST 9.725
DOLAR 35,20
EURO 36,75
ALTIN 2.968,40
HABER /  POLİTİKA

Bomba DTPde patladı

Diyarbakır'da patlayan bomba DTP'yi de ikiye böldü. Aysel Tuğluk bir mektupla hislerini anlattı.

Abone ol

Diyarbakır'da patlayan bomba DTP'yi de çatırdattı. Bir süredir DTP'de var olan Şahinler ve Güvercinler ayrımı iyice ortaya çıktı. DTP'nin güvercin kanadından Aysel Tuğluk Diyarbakır'daki patlamaya isyan etti ve "Çocuklar ölüyorken kime ne anlatabiliriz ki" diye sordu ve DTP'yi bu ölümleri durdurmaya davet etti.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın DTP'ye yönelik "Terör örgütü için 'siyasi örgütlenme' diyen anlayış bu çatı altında ne iş görüyor? Madem siyasi bir örgüt, size ne gerek var" çıkışı tartışılırken, DTP Diyarbakır Milletvekili Aysel Tuğluk'tan Diyarbakır'daki terör saldırısını eleştiren bir yorum geldi.

Yeni Şafak gazetesi için kaleme aldığı yazıya, Diyarbakır'daki 6 kişinin ölümüne neden olan terör saldırısı için "Göğsünde çarpan bir yürek taşıyan hiçbir canlı bu ölümleri kabul edemez!" diye başlayan Tuğluk, özetle şunları kaydetti:

İNSAN 17'SİNDE ÖLMEZ Kİ!

"...Sadece oradaydılar ve bekliyordular zaman geçsin, hayat devam etsin diye. O yaşta ölüm gelmez insanın aklına. O anda, tam o yerde gelmez ki ölüm... Hem insan on yedisinde ölmez ki! Hem çocuklar ölüyorken kime ne anlatabiliriz ki?

Sınır tanımaz şiddeti bir an önce durduracak önlemleri herhangi bir komplekse kapılmadan almak sorumluluğundayız. Önümüzdeki iki - üç ayı bu açıdan yararlı değerlendiremezsek, 2008 yılının her anında ölümlere tanıklık ederek yaşayabiliriz. Silahlı güçlerin toplumsal hayata katılımını 221'in (etkin pişmanlık düzenlemesi) revizyonuyla sağlayabileceğimizin irrasyonalitesinden bir an önce uzaklaşmalıyız.

DTP NEDEN MECLİS'TE?

Mesela neden merhum Turgut Özal'ın formülasyona kavuşturduğu hukuki düzenlemeyi gündemimize alıp tartışmıyoruz? Meclis'in çözüm zemini ve gücü olması dışında ne olabilir ki? DTP bu nedenle Meclis'tedir.
Tüm bu olan bitene yanıtsız kalmak, beraberinde şiddetin gölgesinde acıdan titretecek bir hayatı getirecektir. Bu ülkede yaşadığımız hiçbir insanın böyle bir hayatı hak etmediği, böyle yaşamak istemediği inancındayım. Ankaralı sevgili Rıdvan ile Diyarbakırlı sevgili Ferhat'ın -ve bir de Melek kızın- aziz hatıraları adına ısrarla ve büyük istekle, birlikte yaşamak diyorum."