BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

Bölgesel asgari ücret mi geliyor?

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu, bölgesel asgari ücret konusuna yeşil ışık yakan açıklama yaptı.

Abone ol

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu, "Eğer ekonomiye faydası olacaksa, istihdamı artıracaksa, bir uzlaşmayla, asgari ücretin bölgesel olması konusunda bizim yaklaşımımız müspet olur" dedi. Başesgioğlu, Ankara Sanayi Odası’nın (ASO) mayıs ayı olağan meclis toplantısına katıldı. Başesgioğlu, burada yaptığı konuşmada, kendisinden önce söz alan ASO Başkanı Zafer Çağlayan’ın sözlerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Başesgioğlu, OECD’ye göre Türkiye’nin istihdam vergilerinin ağırlığı sırasında 30 ülke içinde 14’ncü olduğunu, işgücü maliyetleri açısından ise ilk 6 ülke içinde yer aldığını bildirdi. Sabit sermaye yatırımı yapabilmek için AB ülkelerinde 100 birim kaynak gerekiyorsa, Türkiye’de 67 birim kaynak gerektiğini belirten Başesgioğlu, bu rakamların, Türkiye’de yatırım yapmanın daha avantajlı olduğunu gösterdiğine dikkati çekti. Başesgioğlu, bu rakamlara karşın, işletmelerin üzerindeki yüklerin az olduğunu da ifade etmek istemediğini söyledi. Türkiye’nin bazı uluslararası kuruluşlara üye olduğunu anımsatan Başesgioğlu, bu çerçevede birtakım sözleşmelere imza atıldığını anlattı. Başesgioğlu, şöyle devam etti: "Bu sebeple, ucuz işgücünün olduğu ülkelerle kendimizi kıyaslamamamız lazım. Bugün Çin’de yaklaşık 2 milyon tutuklu ve hükümlü çalışıyor. Türkiye’de böyle cebri bir çalıştırmanın olması mümkün değil. Bu ne Uluslararası Çalışma Örgütü’nün standartlarına ne de başka standartlara uygun. Hindistan’da bugün 397 milyon işgücü var, bunun yüzde 93’ü kayıtdışı. Böyle kayıtsız, kuralsız, işgücünün ucuz olduğu ülkelerle kendimizi kıyaslamamız doğru değil. Bizim o şartlarda işçi çalıştırmamız mümkün değil. Meseleye bu açıdan bakılmalı." SSK’ya, Ocak 2005 itibarıyla yaklaşık 5 milyon işçinin bildiriminin yapıldığını bildiren Başesgioğlu, bu işçilerin 586 bininin tekstil sektöründe çalıştığını açıkladı. Başesgioğlu, "Oysa dün, Sayın Başbakan ile birlikte tekstil sektörü toplantısına katıldım. Orada ifade edilen rakam 3 milyondu. Burada, kayıtlı ve kayıtdışı istihdam arasındaki farkı büyük ölçüde görüyoruz. Ayrıca bize bildirimlerin yüzde 55’i de asgari ücret üzerindendir. Bu da kayıtdışının başka bir şeklidir" diye konuştu. Başesgioğlu, hükümete geldiklerinden bu yana, işletmelerin rekabet koşullarının iyileştirilmesi için yaptıkları çalışmaları anlatırken, 2003 ve 2004 yıllarında İşsizlik Sigortası işveren kesintisini 1’er puan düşürerek uyguladıklarını ve bunu da kalıcı hale getirdiklerini anımsattı. Asgari ücretin geçen yıl yüzde 34.1 oranında artırıldığını belirten Başesgioğlu, ancak bu artışın yüzde 20’sinin işverenlere yansıtıldığını, kalanının Hazine tarafından karşılandığını ifade etti. Geçen yıl ayrıca, asgari ücretin brütünü, SSK primine esas kazancın alt sınırına çektiklerine dikkati çeken Başesgioğlu, bunun, yüzde 8’lik prim indirimine karşılık geldiğini belirtti. Başesgioğlu, bu şekilde işverenlerin, işçi başına 38.5 YTL avantaj sağladıklarını dile getirdi. SSK VE BAĞ-KUR PRİM ARTIŞLARI SSK prim artış oranlarındaki artışı da asgari ücrete endekslediklerini kaydeden Başesgioğlu, "Bu yıl hedeflenen enflasyon yüzde 8’dir. İnşallah, bu düzenle bu hedefi gerçekleştireceğimiz görülüyor. Yani yüzde 8 nispetinde SSK ve Bağ-Kur prim oranlarında bir artış söz konusu olacaktır" dedi. Başesgioğlu, sigorta primlerinde 1 puanlık indirimin, sigortalı başına işletmelere 3.25 YTL bin lira olarak yansıyacağını, bunun SSK’ya faturasının ise yaklaşık 500 milyon YTL olacağına dikkati çekerek, işverenleri rahatlatması için, prim indiriminin daha yüksek olması gerektiğini söyledi. Başesgioğlu, ancak prim indirimi neticesinde oluşan açığı Hazine’nin karşılayacağını, bunun da borçlanmanın, faizlerin ve işsizliğin artmasına yol açacağını anlattı. KIDEM TAZMİNATI Kıdem tazminatı konusuna değinen Başesgioğlu, ASO Başkanı Çağlayan’ın yaklaşımına katıldığını, bunun işletmeler üzerinde yük olduğunu bildiğini kaydederek, orta büyüklükteki bir işletmede, 5 işçinin birden kıdem tazminatına hak kazanmasının, o işletme için kaldırılmaz bir yük olduğunu ifade etti. Ancak pek çok işçinin, kıdem tazminatına hak kazanamayacak sürelerle çalıştırıldığını söyleyen Başesgioğlu, bazen, şirketin durumu dolayısıyla, işçi hak kazansa dahi, kıdem tazminatının ödenmediğini anlattı. Bu konuda, "Kıdem Tazminatı Fonu" yasa taslağı hazırlandığını anımsatan Başesgioğlu, böyle bir fonun hem ülke ekonomisine katkı sağlayacağını hem de işletmeler üzerindeki yükü kaldıracağını belirtti. Başesgioğlu, ancak bu konuda problem bulunduğunu belirterek, "Taslağı hazırlayan hocalarımız, alınacak prim oranını yüzde 3 olarak belirlemişlerdi. Açıkçası, bu yüzde 3 oranının, fonu çevirebileceğinden endişe ediyorum. Bu oranla fon karşılanmazsa, şimdiden devlete açık verecek bir sistemi hediye etmiş oluruz. Bu da hiçbirimizin sorumluluk anlayışıyla bağdaşmaz" dedi. BÖLGESEL ASGARİ ÜCRET Başesgioğlu, 1974’ten beri Türkiye’de tek bir asgari ücret belirlendiğini anımsatarak, bakanlık olarak bu konuya çok katı bir şekilde yaklaşmadıklarını bildirdi. Başesgioğlu, "Eğer ekonomiye faydası olacaksa, istihdamı artıracaksa, bir uzlaşmayla, asgari ücretin bölgesel olması konusunda bizim yaklaşımımız müspet olur. Bu konu gelecek günlerdeki sıcak gündem maddelerinden biridir. Tartışılmaya değer bir konudur" ifadesini kullandı. Mesleki eğitimin önemli olduğunu kaydeden Başesgioğlu, bu konuda işverenlerle her türlü ortak çalışmaya hazır olduklarını söyledi. Başesgioğlu, son zamanlarda, Osmanlı ile hesaplaşmasını tamamlayamayanların, genç cumhuriyet ile hesaplaşmaya çalıştıklarını ifade ederek, "Tarihimizde utanılacak hiçbir şey yoktur. Sözde Ermeni soykırımını tanıyan çok ülke var. İddia ediyorum ki, 10 sene sonra, bu ülkelerin hepsi Türkiye’den özür dileyecektir" dedi.