BIST 9.912
DOLAR 35,20
EURO 36,65
ALTIN 2.965,99

Boğaz'ı Ruslara kapatabilir miyiz?

Rusya ve Putin haberlerinden hepimize gına geldi ama konu Türkiye'nin neredeyse tek gündem maddesi olduğu için yazmaktan başka çaremiz kalmıyor.

Rusya ve Putin haberlerinden hepimize gına geldi farkındayım. Ama Türkiye'nin neredeyse tek gündem maddesi olduğu için bu konuyu yazmaktan başka çaremiz kalmıyor.

Meseleyi en başından alıp, "Biz şu tarihte uçağı düşürdük de ondan sonra şöyle böyle oldu" diye sizi iyiden iyiye sıkmaya niyetim yok.

Sadece son bir kaç gün içinde yaşananları kısaca özet geçmek sanırım yeterli olacak.

Efendim malumunuz; Rus gemileri bir süredir Boğaz'dan geçerken Türkiye'ye ergen tripleri atmayı sürdürüyor.

Daha önce askerin biri uçaksavar gösterisi yapmıştı. Dün de bir kargo gemisi güvertesine tam otomotik silah koymuş şekilde geçiş yaptı.

Hal böyle olunca, huylanıp gaza gelen halkımız, "Boğazı Rus gemilerinin geçişine kapatın" diye esip gürlemeye başladı.

Peki buna imkan var mı?

Belki herkes bu konuda benden daha fazla bilgilidir ancak ben yine de konuya tam hakim olamayanlar için Montrö Antlaşması'nın ilgili maddesini yazayım, sonra bunun üzerinden tartışalım.

Montrö Antlaşması'na göre yabancı uyruklu gemilerin Boğaz'dan geçişi şartları iki ayrı başlıkta değerlendiriliyor.

Bu iki başlığa kısaca 'Barış' ve 'Savaş' halleri deniyor.

'Barış' hallerinde geçişlere yönelik hiç bir yaptırım yok. Onun için bu başlığı es geçip, 'Savaş' hallerindeki geçiş şartlarına bakalım.

Sözleşme aynen şöyle:

a) Türkiye iki devlet arasındaki savaşta tarafsız ise: Herkesin ticaret gemileri serbestçe geçer. Fakat, savaşan devletlerin savaş gemileri geçemez.

b) Türkiye savaşa katılmış ise: Her tür gemiyi geçirip, geçirmemekte kendisi karar verir. Dilerse Boğazları herkese kapatabilir.

c) Savaş tehlikesinin çok yaklaştığı durumlarda: Türkiye yine karar serbestisine sahiptir. Boğazları kapatabilir.

Sınırımızda iki devlet arasında savaş yaşanmadığı, tüm ülkeler bir terör örgütüyle savaştığını belirttiği için (a) maddesi bizim işimize yaramıyor.

(b) maddesi Türkiye'nin durumunu biraz muallakta bırakıyor. Bu bölgede savaşan bütün devletler, "Daiş" terör örgütüyle mücadele ettiğini söylüyor. Daiş'in Diyarbakır, Suruç ve Ankara'da yaptığı bombalı katliamları göz önünde bulunduracak olursak, Türkiye savaşta sayılabilir.

Kaldı ki Rusya'nın Daiş'le mücadele yerine, bölgedeki Türkmenlerle savaştığına ve Daiş'i  desteklediğine dair elimizde güçlü kanıtlar var. ABD başta olmak üzere tüm ülkelerin bu konuda yaptığı uyarılar da var.

"Bu durum, Rus gemilerinin Boğaz'dan geçişlerinin engellenmesi için yeterli gerekçedir" diyen uzmanlar olduğu gibi, bu gerekçenin yeterli olmadığını savunanlar da var.

Gelelim (c) maddesine...

Bu madde galiba Türkiye'nin elini güçlendiriyor.

Yani "Savaş tehlikesinin çok yaklaştığı durumlarda" Türkiye'nin Boğaz'ı kapatma hakkı olduğunu belirten madde...

Her ne kadar konunun uzmanı olmasam da bu maddenin Türkiye'nin elini kolaylaştıracağını düşünüyorum.

Bu nedenle, Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş'un "Böyle bir şeyle tekrar karşı karşıya kalırsak da bunların tedbirleri var" demesi boşuna değil gibime geliyor.

Buraya kadar yazdıklarım size çok resmi geldiyse, bir de halk diliyle anlatayım.

Tamam kabul ediyorum. Putin karizmayı kurtarmak için ergen tripleri atmaya devam ediyor. Ancak yapılan şeyler her ne kadar çocukça şov olarak görülse de, milletin asabını bozduğu da bir gerçek.

Boğaz Köprüsü dediğimiz İstanbul'un göbeği.. Kendi üzerimden örnek verecek olursam, oralarda kuru sıkı silahla dolaşmak bana yasak. Ama elin Rus'u bazukayla, otomotik tüfekle takılıyor.

Gemide bazuka taşıyan ya da otomatik silahın başında duran o Rus'un votka almadığının garantisi var mı?

Yok!

Peki adamın eli bir an tetiğe gidebilir mi?

Mümkün!

Bunlar olmasa bile, bu şovu yapan Putin'e bir ders daha verilemez mi? Misal; Türk bürokrasisin en iyi bildiği "Bugün git yarın gel" taktiği uygulanamaz mı?

Ne bileyim, "Evrakın eksik" der, bir hafta limana demirlersin. "Ben nereden bileyim senin şehire doğru ateş etmeyeceğini" der, gemiye çıkıp silahları toplarsın. Kıldan tüyden bahane mi yok! Bir de Çanakkale çıkışında aynı tedbirleri uyguladın mı Putin'i muma çevirirsin!

Benim asıl korkum şu:

Türk'te deli tükenmez. Yarın bir gün biri gemide şov yapanlardan birini tıpkı uçak gibi indirir.

İşin yoksa uğraş dur! Domatesten sonra Liman boykotu yemeyelim durduk yere!

Gerçi İstanbul'da böyle bir olayın olacağına ihtimal vermiyorum. Şayet bu gemiler Trabzon Limanı'nın önünden aynı şekilde geçseydi durum çok daha tehlikeli olurdu.

Koca gemiyi mermiyle kevgire çevirip batıran ülke olarak tarihe geçerdik vallahi!