MALTEPE'de sevgilisi Didem Mengü'yü başına parke taşıyla vurduktan sonra boğarak öldürdüğü gerekçesi ile tutuklu bulunan Abdulsalem Günay'ın yargılanmasına başlandı.
Abone olİstanbul Anadolu 16. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüle davanın ilk duruşmasına, tutuklu yargılanan sanık Abdulsalem Günay, Didem Mengü'nün annesi Serpil Aksal Köseoğlu, babası Abdulkadir Mengü, kız kardeşi Sinem Alpagu ve tarafların avukatları katıldı.
Kimlik tespitinin ardından sanığın savunmasına geçildi. Olaydan dolayı pişman olduğunu söyleyen Abdulsalem Günay, "Öncelikle pişmanım. Maktulü öldürme kastım yoktu. 10 yılı aşkın süredir aramızda kadın erkek ilişkisi vardır" dedi.
"Şuursuzca bavula koydum"
Olay günü Didem Mengü'nün oturduğu eve çağırdığını bir süre sonra evli olması ve çocuklar nedeniyle tartıştıklarını söyleyen Günay, "Bu esnada ben giyinmeye başladım. Evi havalandırmak için kapının önüne koyduğumuz parke taşı vardı. Bir an bu taşı Didem'in elinde gördüm. Elim ile manevra yaparak Didem'deki bu taşı aldım. Kendisine vurmadım. Sol eli ile, uzun tırnakları ile sağ gözüme hamle yaptı. Bende kendisini etkisiz hale getirmek için elinden almış olduğum parke taşı ile başına vurdum. Yere düştü. Ona sarıldım. Bana hakaret etti. Ben de arkasından sarılıp elimle ağzını kapattım. O ara gözüme ilişen cam perdesindeki askıyı ona karşı kullandım. Elini bağlayacaktım. Elini bağlamak isterken boynuna doladım. Hareketsiz kaldığını görünce şoke oldum. Şuurum gitti. Şuursuzca maktulü bavula koydum" dedi.
Günay, "Maktulün konumu belli olmasın diye telefonunu çöpe attım, aracını da alıp evden uzaklaştırdım. Ertesi gün kendime gelir gibi oldum. Tekrar eve gitti. Manzarayı görünce tekrar kendimden geçtim. Sonra durumu arkadaşıma bildirdim. Daha sonra da polise teslim oldum" dedi.
Annesi sanığa tepki gösterdi
Didem Mengü'nün annesi Serpil Aksal Köseoğlu, müşteki sıfatı ile alınan beyanında, kızının kendisine sanıktan hiç bahsetmediğini belirterek, "Şikayetçiyim. Gerekenin yapılmasını istiyorum. Cezalandırılmasını istiyorum" dedi.
Köseoğlu, "Kızımın arkadaşının araması ile durumdan haberdar oldum. Kızımın arkadaşı bana kızımın telefonunun çöp toplayıcı tarafından çöpte bulunduğunu söyleyince dengemi kaybettim. Eşim ile İstanbul'a geldik. İki gün kızımı aradık, bulamadık. Kızımın telefonunun sanık tarafından çöp konteynırına atıldığını gördüm. Kızım valiz içerisinde tıkılmış halde tespit edildi. Kızım 150 santim boyunda, 45 kilodur" dedi.
Köseoğlu, bu sırada sanığa dönerek, "Biz yandık, senin de canın yansın" sözleri ile tepki gösterdi.
Sanığın tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme, eksiklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.