BIST 9.937
DOLAR 35,18
EURO 36,68
ALTIN 2.967,94
HABER /  GÜNCEL

Böbrek naklinde başarı

Akdeniz Üniversitesi Hastanesi'nde, doku uyumu olmayan vericilerden alınan böbrek naklinde yüzde 100 başarıya ulaşıldığı bildirildi.

Abone ol

AÜ Hastanesi'nde, kan grubu uyumuyla, doku uyumu aranmaksızın gerçekleştirilen böbrek nakli sayısı 8'e ulaştı. Eşinden aldığı, doku uyumu olmayan böbreğin 13 Mayıs'ta nakliyle sağlığına kavuşan emekli öğretmen Yılmaz Işık (60) ile ev hanımı eşi Nezahat Işık (54), A.Ü. Hastanesi Transplantasyon Medikal Direktörü Doç. Dr. Murat Tuncer ile gazetecilerin karşısına çıktılar. anlattılar. Doç. Dr. Tuncer, Organ Nakli Merkezi'nde Işık çiftiyle birlikte düzenlediği basın toplantısında, Türkiye'de ilk kez, doku uyumu aranmadan böbrek nakli yapılması projesinin Akdeniz Üniversitesi'nde başlatıldığını ve bugüne kadar 7'si eşlerinden, 1'i de yeğeninden alınan böbrek nakledilen 8 hastanın, sağlıklı şekilde yaşamlarını sürdürdüklerini bildirdi. Doç. Dr. Tuncer, Türkiye'nin dört bir yanından böbrek hastalarının, sorunlarına çare bulabilmek için A.Ü. Hastanesi'ne akın ettiklerini belirterek, şu bilgileri verdi: ''Bir yılı aşkındır sürdürdüğümüz projeyle, kan grubu uyan ve doku uyumu sıfır olan vericiden aldığımız böbrekleri hastalara naklediyoruz. Bugüne kadar bu projenin başarısı merak ediliyordu. Gördük ki, doku uyumu olmadan böbrek nakli projemiz başarıyla sürüyor. Doku uyumu olmadan böbrek nakli bütün dünyada yapılıyor. Kongrelerde, diğer üniversitelerdeki meslektaşlarımıza bu projenin önemini anlatıyoruz. Sanırım kısa süre sonra diğer üniversitelerde de bu çalışma başlar. Çünkü ABD'de böbrek nakillerinin yüzde 95'i doku uyumu aranmadan yapılıyor.'' ''YAŞAM SÜRESİ UZUYOR'' Murat Tuncer, hemodiyaliz hastalarına, böbrek naklinden elde edilen yararın, yalnızca ''iğne acısından, haftada 12 gün diyaliz makinesine bağlanmanın zorluğundan kurtulmak olarak anlatıldığına işaret ederek, ''Ama asıl önemli olan, böbrek nakli yapılan hastanın ömrünün uzamasıdır. Bu söylenmediği için de hasta, hemodiyaliz makinesine bağlanmaya katlanmayı tercih edip, nakilden kaçınıyor'' diye konuştu. Her yıl diyaliz hastalarının yüzde 8 ile 10'unun öldüklerine de dikkati çeken Tuncer, ''Hastaları daha uzun yaşatmak için böbrek nakli yapmayı istiyoruz. Yoksa kadavradan böbrek almak için 3-4 yıl bekleyen hastaların bir çoğu, zaten bu sürede ölüyor'' dedi. ''6 BİN HASTANIN HAYATI KURTARILABİLİR'' Türkiye'de 30 bin böbrek hastası bulunduğunu da ifade eden Tuncer, yeni projenin kamuoyuna yeterince duyurulması durumunda 6 bin hastanın hayatlarının kurtarılabileceğini vurguladı. Doç. Dr. Tuncer, şöyle devam etti: ''Türkiye'de şu anda yılda 500 böbrek nakli yapılıyor. 6 bin böbrek hastası ve yakını, yeni projeden habersiz. Her yıl 6 bin hastadan 600'ünü yok yere kaybediyoruz. Bunların hepsini yaşatmak mümkün. Bu işlemi tüm Türkiye'ye yaymamız gerekiyor. Genelde anneler böbreklerini verirlerdi. Şimdi eşler de veriyor. Biz daha çok kadınların kocalarına böbreklerini vereceğini sanıyorduk. Ancak erkekler bizi utandırdı. Eşlerine böbreklerini verenlerin oranı, kadınlarda ve erkeklerde hemen hemen eşit.'' Emekli Öğretmen Yılmaz Işık da 4 yıldan beri böbrek hastası olduğunu, yaşadığı İstanbul'da Çapa ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi hastanelerinde hemodiyalize girdiğini söyledi. Diyalize girdiği süre içinde bir çok diyaliz hastasını kaybettiğini ifade eden Işık, şunları söyledi: ''Uzun süredir böbrek bekliyordum. Maalesef kadavradan böbrek yeterince gelmiyor. Eşimin testleri yapıldı. Kan grubu uymasına rağmen, doku uyumu sıfırdı. Çapa ve Cerrahpaşa üniversitelerindeki bilim adamlarının da önerileriyle, Antalya'ya böbrek nakli için geldim. Ameliyatın üzerinden 20 güne yakın zaman geçti. Şimdi gayet sağlıklı ve mutluyum. Hayatım, yemem, içmem değişti. Halsizliğim ortadan kalktı. Tedavi olduğum sürede yanıbaşımda 40-50 hasta ölmüştü. Doku uyumu aranmadan böbrek nakli yapılabilseydi, bu hastaların en az yarısı kurtulabilirdi.'' Eşine bir böbreğini veren Nezahat Işık da eşinin hastalığı sırasında çok sıkıntılar çektiğini anlatarak, böbreğinin nakledilmesiyle eşinin sağlığına kavuşmasından mutluluk duyduğunu, kendi sağlığının da gayet iyi olduğunu söyledi.