Böbrek kanseri erken dönemde belirti vermeden sinsice ilerler. İstanbul Aydın Üniversitesi VM Medical Park Florya Hastanesi Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Semih Ayan, ülkemizde tıp alanındaki gelişmeler sayesinde hastalığın tesadüfi olarak bulunmaya başladığını ve tedavisinin son dönemdeki gelişmeler sayesinde umut verici olduğunu söyledi.
Abone olKanser çağın en büyük sağlık sorunların biri haline gelirken, böbrek kanseri de tehlikeli türlerinden biri olarak öne çıkıyor. Böbrek kanserinin nedeni net olarak bilinmese de, oluşmasını kolaylaştıran genetik faktörler var. Sigara ve bazı kimyasal maddelere maruziyet ile şişmanlık, hipertansiyon, yoğun ağrı kesici kullanımı da kansere neden olabiliyor.
İstanbul Aydın Üniversitesi VM Medical Park Florya Hastanesi Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Semih Ayan, böbrek kanserlerinin tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de en sık tesadüfi olarak bulunmaya başlandığını söyledi. Böbrek kanserinin böğür ağrısı, idrarda kanama, halsizlik ve kilo kaybı yapabileceğini belirten Prof. Dr. Ayan, şöyle konuştu...
BELİRTİ VERMEDEN TEŞHİS EDİLİYOR
Böbrek kanserleri ülkemizde en sık tesadüfi olarak bulunmaya başlandı. Yani, herhangi bir nedenle yapılan karın ultrasonografisi ya da bilgisayarlı görüntüleme esnasında böbrekte kitle olduğunun fark edilmesi şeklinde karşımıza çıkıyor. Artık, böbrekteki kitlenin oluşturduğu basıya bağlı ağrı, tümörün yayılmasına bağlı olarak ortaya çıkan idrarda kanama, kitleden salgılanan bazı maddelerin neden olduğu tansiyon yüksekliği, karaciğer fonksiyon bozukluğu, halsizlik, kilo kaybı gibi belirtilerle başvuran hasta sayımız çok daha az. Bu durum, doğal olarak erken yakalanmış küçük böbrek kitleleri ile karşılaşma oranımızı artırdı. Bu da tedavi seçenekleri üzerinde daha fazla tecrübe sahibi olmamızı sağladı.
AMELİYATI GÖZÜNÜZDE BÜYÜTMEYİN
Erken yakalanmış, böbrek dışına taşmamış tümörlerde temel amaç hastalığın nüksetme olasılığını minimuma indirecek bir tedaviyi böbreğin geri kalan kısmını koruyarak yapmaya çalışmaktır. Buna ‘böbrek koruyucu cerrahi’ diyoruz. Böbreğin sağlıklı kısmının korunarak sadece tümör olan bölgenin çıkarılmasını, günümüzde en sık robot yardımlı laparoskopi (kapalı ameliyat) veya klasik laparoskopik yöntemlerle yapıyoruz. Bu yöntemlerde, karında çapları yarım ile 1 cm arasında değişen 4-6 adet giriş yerimiz bulunuyor, bu giriş yerlerinden sadece birisini operasyon sonunda tümör dokusunu çıkarmak için genişletiyoruz ve iyileşme süreci çok hızlı gerçekleşiyor.
İLAÇLAR ARTIK DAHA ETKİLİ
Böbreğin tamamının alınması gerekse bile, yine bu yöntemleri kullanıyoruz. Tümörün sadece böbrek içinde kaldığı ve uzağa yayılmadığı durumlarda bu işlem tedavi için yeterli oluyor ve ek tedaviye gerek kalmıyor. Bununla birlikte uzak yayılım gösteren, sadece tümörlü böbreğin alınmasının yeterli olmadığı durumlarda uygulanan tedavide de son birkaç yılda ortaya çıkan değişiklikler var. Vücudun başka yerlerine yayılmış olan böbrek tümörlerinin standart kemoterapi ilaçlarına maalesef iyi yanıt vermediğini önceden beri biliyoruz. Bu nedenle tedavide bağışıklık artırıcı bazı ilaçlar kullanılıyordu ve yanıt oranları da ne yazık ki çok yüksek değildi. Şimdi bunlara tümör hücresinin büyüme ve gelişmesini direkt olarak hedefleyen yeni ilaçlar eklendi. Daha iyi sonuçlar elde ettiğimiz bu ilaçlar artık ülkemizde de mevcut. Bu ilaçları medikal onkolog meslektaşlarımız yanıt oranlarına göre belirli bir sıra içinde hastalarımıza uyguluyorlar. Ancak günümüzde genellikle bu belirtilere yol açmadan, radyolojik olarak böbrekte kitle görülerek tanı konuluyor.