Başbakan Erdoğan, Siirt Günleri'nde konuştu, BM'nin yapısını değiştirmek için yürütülen kampanyaya destek verdi.
Abone olİNTERNET HABER- Başbakan Erdoğan, Suriye konusunda BM'nin tutumunu eleştirirken, alınacak kararlarda 5 daimi üyenin tesiri altında kalmanın, demokratik olmadığını savundu. Gençlerin bu yapıya tepki göstermek için "Dünya 5'ten büyüktür" kampanyası başlattığını, kendisinin de buna destek verdiğini ifade eden Erdoğan, çözüm süreciyle ilgili konuşurken de "süreci kim sabote ederse vebal altında kalır" uyarısında bulurdu.
Başbakan Erdoğan, İstanbul'da Siirt Günleri kapanış töreninde konuştu. BM'nin Suriye konusundaki çekimserliğini eleştirirken "BM’yi 5 daimi üyenin iki dudağı arasına hapsetmek asla demokratik değildir" ifadesini kullanan Erdoğan, kararın 1. Dünya Savaşı’nın koşullarında alındığını hatırlatarak, "dünya 5’ten büyüktür" kampanyasına kendisinin de destek verdiğini söyledi.
"KİM SABOTE EDERSE VEBAL ALTINDA KALIR"
"KİM SABOTE EDERSE VEBAL ALTINDA KALIR"
Konuşmasında çözüm süreciyle ilgili değerlendirmelerde de bulunan Erdoğan, sürecin devam ettiğini, bölgedeki yatırımlarında hız kazandığını söyledi. Erdoğan, şunları konuştu:
"Kardeşlik sürecini kim sabote ederse vebal altında kalır. Herkes sürecin devamı için azami derecede hassas olmalıdır. Allah’ın izniyle 1000 yıllık geleneği birlikte geleceğe taşıyacağız. Birileri geliyor diye diğerleri niye kaçsın. Şiddetin olmadığı, yumrukların değil, sıkılı olmayan ellerin tokalaştığı bir sürecin başlaması lazım. İnşallah her meselemizi çözüme kavuşturacağız. Bunu sabote etmeye yönelik her engellemeye de birlikte göğüs gereceğiz. Yaklaşık 2,5 yıldır Suriye’de çok kanlı bir süreç yaşanıyor. 100 binin üzerinde insan hayatını kaybetti. En son Şam’ın bazı mahallelerinde kimyasal silah kullanılmasıyla katliamın boyutları daha da arttı. Türkiye olarak dikkatleri Suriye’deki insanlık trajedisine çekmek için büyük çaba sarfettik.”
"Kardeşlik sürecini kim sabote ederse vebal altında kalır. Herkes sürecin devamı için azami derecede hassas olmalıdır. Allah’ın izniyle 1000 yıllık geleneği birlikte geleceğe taşıyacağız. Birileri geliyor diye diğerleri niye kaçsın. Şiddetin olmadığı, yumrukların değil, sıkılı olmayan ellerin tokalaştığı bir sürecin başlaması lazım. İnşallah her meselemizi çözüme kavuşturacağız. Bunu sabote etmeye yönelik her engellemeye de birlikte göğüs gereceğiz. Yaklaşık 2,5 yıldır Suriye’de çok kanlı bir süreç yaşanıyor. 100 binin üzerinde insan hayatını kaybetti. En son Şam’ın bazı mahallelerinde kimyasal silah kullanılmasıyla katliamın boyutları daha da arttı. Türkiye olarak dikkatleri Suriye’deki insanlık trajedisine çekmek için büyük çaba sarfettik.”
''YİNE ESMA'YI ANDI"
Siirt Günleri kapanış gecesinde Suriye'de yaşananlara da değinen Erdoğan, kendisine yöneltilen eleştirilere yönelik olarak "yetkiyi milletten aldığını ve bunun gereğini yaptığını" söyledi. Suriye'de yaşananların bir benzerini Mısır'da gördüklerini ve vicdanlarının sesini dinlemek zorunda olduklarını kaydeden Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ben 76 milyonluk bir ülkenin halkının bana verdiği yetkinin gereğini yapıyorum. Aynı şeyi Mısır’da görüyoruz. Vicdanımızın sesini duymak zorundayız. İstiyoruz ki o keskin nişancıların şehit ettiği Esma’lar ölmesin. Vücutlarında mermi izi olmayan o yavrular yerde yatıyor. O soluk bedenler olmasın. BM’de akan kanın durması için BM’nin adım atmasını istediğimizi, bunun olmaması halinde de atılacak her adımı desteklediğimizi söyledik. Esad rejimi süratle işbaşından çekilmeli ve yaşayabileceği bir ülkeye gitmelidir.”
“Ben 76 milyonluk bir ülkenin halkının bana verdiği yetkinin gereğini yapıyorum. Aynı şeyi Mısır’da görüyoruz. Vicdanımızın sesini duymak zorundayız. İstiyoruz ki o keskin nişancıların şehit ettiği Esma’lar ölmesin. Vücutlarında mermi izi olmayan o yavrular yerde yatıyor. O soluk bedenler olmasın. BM’de akan kanın durması için BM’nin adım atmasını istediğimizi, bunun olmaması halinde de atılacak her adımı desteklediğimizi söyledik. Esad rejimi süratle işbaşından çekilmeli ve yaşayabileceği bir ülkeye gitmelidir.”