BM Genel Sekreteri Annan, Ortadoğu Konferansı'da İsrail ve Lübnan arasındaki çatışmaların son bulmasını sağlayacak acil ateşkes için baskı oluşturulmasını istedi
Abone olAnnan, Hizbullah'ın İsrail yerleşim birimlerini hedef almaya son vermesi, İsrail'in de Lübnan limanlarına uyguladığı ablukayı kaldırması ve her türlü kara operasyonuyla bombardımana son vermesi gerektiğini söyledi.
İtalya'nın önerisi, ABD'nin de desteği üzerine Roma'da düzenlenen Uluslararası Lübnan Konferansına 15 ülke katılıyor. Konferansta Türkiye'yi Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül temsil ediyor.
ROMA KONFERANSI 422 LÜBNAN'LI ÖLDÜKTEN SONRA TOPLANDI
İsrail-Lübnan çatışmasının başladığı 12 Temmuzdan bu yana 422 Lübnanlı ile 42 İsraillinin öldüğü bildirildi.
Lübnan Sağlık Bakanlığı verilerine göre, İsrail ordusuyla Hizbullah gerillaları arasında çıkan çatışmalarda Lübnan'da 25'i Hizbullah gerillası, 20'si Lübnan askeri, 377'si de sivil olmak üzere toplam 422 kişi ölürken 1833 kişi de yaralandı.
Bakanlık, Lübnan'da ölen siviller arasında 8 Kanada, 2 Kuveyt, birer de Irak, Sri Lanka ve Ürdün vatandaşının bulunduğunu belirtti.
Hizbullah da 25 militanının öldüğünü doğruladı.
İsrailli yetkililerse İsrail tarafında 24'ü asker 42 kişinin öldüğünü bildirdi.
Yetkililer, 30'u asker olmak üzere 300'den fazla kişinin de yaralandığını söyledi.
ROMA'DA ULUSLARARASI LÜBNAN KONFERANSI "İSRAİLSİZ" BAŞLADI
İtalya'nın önerisi, ABD'nin de desteği üzerine Roma'da düzenlenen Uluslararası Lübnan Konferansı başladı.
Türkiye'nin Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül tarafından temsil edildiği toplantıda, 15 katılımcı ülkenin heyetleri, İtalya Dışişleri Bakanlığı binası Farnesina Sarayında toplantı için tahsis edilen salonda yerlerini aldı.
İtalya Başbakanı Romano Prodi'nin açılış konuşmasının ardından, İtalya Dışişleri Bakanı Massimo D'Alema ve ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice'ın eş başkanlığıyla yönetilecek olan üç saatlik toplantı süresince katılımcı ülkeler, Lübnan ve İsrail arasındaki gerilimin nasıl yumuşatılabileceği konusunda görüş alışverişinde bulunacaklar. Katılımcı ülkelerin toplantı öncesinde verdikleri mesajlarda, uzlaşıdan ziyade, görüş ayrılıkları ön plana çıktı.
Dışişleri Bakanı Gül ise gece geç saatlerde otele ulaştığında, konferansa ilişkin herhangi bir açıklama yapmadı.
İtalya Başbakanı Prodi, toplantı öncesinde yaptığı açıklamada, Uluslararası Lübnan Konferansı ile hedeflenenin ne olduğunu, öncelik sırasıyla üç madde halinde, ''ateşkes, insani yardım ve Güney Lübnan'da konuşlandırılmak üzere uluslararası bir askeri güç oluşturulmasının yollarını aramak'' biçiminde özetledi.
Ancak İtalya Dışişleri Bakanı D'Alema ile birlikte toplantının eş başkanı konumunda olan ABD Dışişleri Bakanı Rice bu toplantıyı ''süreklilik arz edecek bir anlaşma için zemin arayışı'' biçiminde görme eğiliminde. Rice, toplantıya katılmayan İsrail'in genel eğilimi doğrultusunda, derhal ateşkes ilanına sıcak bakmadıklarının sinyalini de vermiş bulunuyor.
Washington yönetimi, ateşkes için, öncelikle İsrail'in Hizbullah'a yönelik operasyonunu tamamlaması ve Hizbullah'ın elinde olduğu belirtilen iki İsrailli askerin Kızılhaç'a teslim edilmesi gerektiğini savunuyor.
Toplantının katılımcıları arasında yer alan Lübnan, Mısır, Ürdün ve Suudi Arabistan, Hizbullah'ın silahsızlandırılması konusuna sıcak baksalar da şu an itibariyle yapılması gereken ilk işin ateşkes ilan edilerek, İsrail saldırılarının durdurulması olduğu kanaatindeler.
Ürdün Dışişleri Bakanı Abdullah Hatib, konferans öncesinde yaptığı açıklamada, ''Araplar olarak Roma'daki toplantıda derhal ateşkes istenmesi gerektiği konusunda hem fikiriz'' dedi.
Mısır Dışişleri Bakanı Ebul Geyt ise katılımcı ülkeler arasındaki görüş ayrılıklarını ''kaygı verici'' olarak değerlendirdi.
ABD tarafından dile getirilen ve İsrail'in geri çekilmesini müteakiben Güney Lübnan'da ''güvenlik kuşağı'' oluşturma işlevini üstlenecek uluslararası gücün nasıl oluşturulacağı da ayrı bir tartışma konusu.
Bu durumda, Uluslararası Lübnan Konferansında, ateşkes veya uluslararası güçten ziyade, çatışmadan mağdur olan sivil halka el uzatma amacıyla insani yardım koridoru oluşturma üzerinde odaklanılmakla yetinilmesi güçlü bir olasılık olarak değerlendiriliyor.
İtalya Dışişleri Bakanlığından bir diplomatik kaynak, beklenti ve yaklaşım farklılıklarının Roma'daki konferansı olumsuz etkileyip etkilemeyeceğine ilişkin bir soruya karşılık olarak, ''Bu toplantıyı bir varış noktası olarak görmemek lazım. Önemli olan, kriz için başka yerlerde gündeme getirilebilecek öneriler geliştirilmesini ve de diyalogu sağlamak'' demekle yetindi.
Öte yandan Roma'daki toplantıda çatışmanın aktif taraflarının yer almaması da konferanstan somut bir netice çıkmasını zorlaştırıcı bir faktör olarak değerlendiriliyor.
İsrail toplantıya katılmıyor. Lübnan Başbakanı Fuad Sinyora ve Dışişleri Bakanı Fevzi Salluh her ne kadar Roma'daki konferansa iştirak etseler de Hizbullah'ın bu toplantıda temsilcisi yok. Hizbullah üzerinde etkili olabilecek İran ve Suriye de toplantının katılımcıları arasında yer almıyor.
ULUSLARARASI GÜÇ KONUSUNDA TÜRKİYE'DEN ASKER BEKLENTİSİ
İsrail'in Hizbullah'a yönelik operasyonunu tamamlamasının ardından Lübnan'ın güneyinde oluşturulacak uluslararası güce ilk planda Türkiye'den destek isteneceği biçimindeki iddialar da İtalyan basınında yer almaya devam ediyor.
Türkiye'deki Dışişleri Bakanlığı yetkilileri bu tür haberleri, sadece bir ''zemin yoklama'' olarak değerlendirirken, İtalyan basınındaki haberlerde, ABD Dışişleri Bakanı Rice'ın Güney Lübnan'a ilk planda Türkiye ve Mısır'ın vereceği askerlerden oluşacak 10 bin kişilik bir uluslararası gücü yerleştirme düşüncesinde olduğuna işaret ediliyor.
La Repubblica gazetesi, ''Rice planı'' olarak nitelediği bu düşünceyi şu ifadelerle özetledi:
''Uluslararası gücün Güney Lübnan'a iki aşamalı biçimde konuşlandırılabileceği belirtiliyor. Uluslararası ilk güç, NATO veya BM komutasında, Türkiye ve Mısır'ın katılımıyla 10 bin askerden oluşacak. Bu sayede, ateşkesin ardından Güney Lübnan'da güvenlik sağlanmış olacak. Lübnan hükümeti bölgede denetimi ele geçirdikten sonra da 30 bin kişilik bir uluslararası güç bölgeye konuşlandırılacak.''
ABD, Lübnan'da oluşturulacak uluslararası güce asker vermeyeceğini açıkladı. Avrupa ülkelerinden ise bölgeye asker göndermeye hazır olduklarını belirten ülkeler, İtalya, İsveç ve Fransa'dan ibaret. Almanya ve İngiltere ise bu konuda muğlak ifadeler kullanmalarıyla dikkati çekiyor.