Yıllarca ABD için Green Card hayali kuranları bu kez de Avrupa bekliyor. BlueCard'la artık AB, yeni vatandaşlarını bekliyor.
Abone olYükseköğrenimini tamamlar tamamlamaz soluğu yurtdışında alma hesabı yapanlar için yeni bir fırsat kapısı açılıyor. Adres ne yabancı ne de uzak. Eğitim, staj ya da iş derdiyle kapıları zorlanan Avrupa Birliği (AB) ülkeleri sunuyor bu yeni fırsatı.
Giderek yaşlanan nüfusuna karşılık düşük doğum oranları nedeniyle artan iş gücü ihtiyacını karşılamak isteyen AB ülkeleri, göç politikalarında mecburi değişikliğe gidiyor. Geçtiğimiz ayın sonunda Belçika'nın başkenti Brüksel'de toplanan AB ülkeleri çalışma ve göçmen bakanları, kalkınmakta olan ülkelerin diplomalı azınlığını Avrupa'ya çekebilmek için yeni proje üzerinde fikir birliğine vardı.
Bulunan yöntem çok bilindik!
Hedef ülkelerin başında Çin ve Hindistan geliyor. Kaçak göçmenlerinden korktukları gelişmemiş ülkelerin eğitimli genç nüfusunu ithal etmek için kullanacakları yöntem ise oldukça tanıdık. AB bakanları, Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) işgücü açığını kapatmak için 1990'lı yıllardan beri uyguladığı 'Green Card' modelini örnek alıyor. Kalkınmakta olan devletlerin eğitimli azınlığına Avrupa ülkelerinde kolay yoldan iş bulma ve yaşama imkânı sağlayacak kartın rengi ise mavi. Adını AB bayrağının renginden alan ve önümüzdeki ay kesinleştirilmesi planlanan Blue Card'ı almaya hak kazanan diplomalı elit, birlik üyesi 27 ülkede doktorluktan mühendisliğe, mimarlıktan eczacılığa kadar pek çok alanda iş bulup çalışma hakkı kazanacak.
AB vatandaşı olmanın yolu: Blue Card
Her geçen yıl düşmesi nedeniyle eğitimli eleman bulma zorunluluğuyla karşı karşıya kalan AB için büyük bir fırsat. Bu fırsatı değerlendirmek isteyen 27 üye ülkenin her biri, kendi iç iş piyasası ve istihdam politikasına göre, Blue Card verebilecek. Yani her ülke ihtiyaç duyduğu alanlarda Blue Card dağıtacak. Örneğin Fransa ile Hollanda'nın doktor ve hemşirelere, Belçika'nın da mühendis ve bilgisayar uzmanlarına bu kartı vermesi bekleniyor.
Kartın faydaları çok fazla
AB'nin gelişmekte olan ülkelerdeki diplomalı eliti çekmek için geliştirdiği Blue Card'ın sahibine sunacağı imkânlar ise şunlar olacak: Avrupa dışından doktor, mühendis ve araştırmacı gibi kalifiye işgücü, bu karta sahip olarak AB ülkelerinde çalışma hakkı elde edecek. Öncelikle süresiz bir iş sözleşmesine sahip olacak Kart hamili, bütün AB ülkelerinde serbest dolaşım hakkına sahip olacak. Herhangi bir AB ülkesinde iş bulup oraya yerleştiğinde, beklemeden ve herkese uygulanan göçmenlik testlerine tabi olmadan, ailesini de yanına alabilecek. Eşine de çalışma izni tanınacak. Bu arada Gidilecek ülkenin dil ve kültürünü bilme şartı aranmayacak. Ayrıca çalışma süresini tamamladıktan sonra ülkesine dönen bir uzman, dört-beş yıl sonra uygulanan prosedüre sıfırdan başlamadan yeniden AB'ye giriş yapabilecek. Blue Card'ın sahibine sağladığı en önemli artı maaşlarda ortaya çıkıyor aslında. Kart sahiplerinin kazancının, çalıştıkları ülkenin ortalama ücretinin en az 1,5 katı olması öngörülüyor. Hatta kart sahipleri, çalıştıkları ülke vatandaşlarıyla aynı sosyal haklardan faydalanabilecek.
Green Card mı alsak; Blue Card mı?
Green Card ve Blue Card'ın ortak özelliği, ABD, Kanada ve AB ülkelerinin kaçak göçmenlerinden kurtulmaya çalıştıkları gelişmekte olan devletlerin kalifiye, eğitimli azınlığıyla işgücü açıklarını kapatmaya çalışması. Bir nevi beyin göçü sağlamak. Temelde birbirine benzeseler de iki kart arasındaki önemli farklılıklar şöyle: Green Card sahipleri, ABD'de süresiz oturma ve çalışma iznine sahip oldukları gibi oy verme haricinde vatandaşlık haklarının birçoğundan yararlanabiliyor. Ayrıca Green Card sahipleri istemeleri halinde beş yıl sonra ABD vatandaşlığı için başvuruda bulunabiliyor. Blue Card sahipleri ise istediği AB ülkesinde çalışma iznine sahip olsa da vatandaşlık hakkı elde edemiyor. Hatta dört yılda bir Blue Card'ını yenilemesi gerekiyor.
'Türkiye'nin genç nüfusuna ihtiyacımız var'
'Türkiye ve AB arasında Kültürlerarası Diyalog' konulu konferansta konuşan Avrupa Komisyonu Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Marc Pierini, AB'nin Türkiye'deki genç nüfusa ihtiyacını şu sözlerle anlatmıştı: "Türkiye'ye nerelerde ihtiyacı var AB'nin? Örneğin genç nüfusa sahip olduğu için. Kamuoyu tarafından Türkiye'nin katılımı biraz tehlikeli süreç olarak algılanabiliniyor. Üyelikle Türkiye'nin göç dalgasını da beraberinde getireceği düşünülüyor. Ancak, her koşulda böyle bir göç dalgasına AB'nin ihtiyacı var. Çünkü ihtiyaç duyduğumuz işleri üretemiyoruz. Üç yıl önce Avrupa Komisyonu işgücü piyasasıyla ilgili bir çalışma yaptı. 2010-2030 yılları arasında mevcut büyüme oranlarıyla AB'de 20 milyon işçi azalacak. Bu 20 milyonluk kaybı da bir şekilde telafi etmek gerekecek."
Önder Deligöz/ Zaman