CHP'li Anadol'a göre Blair'in Erdoğan'a yolladığı mektup Türkiye'yi küçük düşürdü.
Abone olCHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol, İngiltere Başbakanı Tony Blair'in, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a mektup yazarak, viski ithalatçısı firmalar konusunda ''Danıştayı şikayet etme cüretini gösterdiğini'' öne sürdü. Anadol, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, Blair'in mektubunda, içki ithal eden yabancı çok uluslu firmalara uygulanan vergi cezalarının kaldırılmasını talep ettiğini ileri sürdü.
Mektubun 27 Haziran 2006 tarihli olduğunu ve ''Dear Tayyip (sevgili Tayyip)'' diyerek başladığını anlatan Anadol, mektubun, 1980'den sonra ortaya çıkan, yabancı ülke yöneticileri ile samimi ilişkileri önemseyen, bu konuda kişisel tatminini ülke çıkarının üzerine çıkarabilen politikacı tipinin Türkiye'yi nasıl küçük düşürdüğünün ibret vesikası olduğunu savundu. Mektup ile bir yabancı ülke başbakanının, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'na bir yüksek yargı organını şikayet etme cüretini gösterebildiğini ifade eden Anadol, ''Bu mektup ayrıca Türkiye'nin çok uluslu şirketlerin vergi konusunda ayrıcalıklar talep edebildiği bir müstemleke konumuna nasıl taşındığının ibret vesikasıdır'' diye konuştu.
''ENSEYE TOKAT''
Başbakan Erdoğan'ın 2004 yılında Airbus uçaklarının alımı konusunda Fransa Cumhurbaşkanı Chirac'ın AB sürecine dönük şantajına boyun eğdiğini iddia eden Anadol, bunun karşılığının, AB sürecinin kolaylaştırılması olarak değil, ''soykırımı inkar yasası'' olarak alındığını kaydetti.
Cargill firmasına af çıkarmak için AK Parti Bursa Milletvekili Altan Karapaşaoğlu'nun hazırladığı bir kanun teklifinin TBMM Tarım Komisyonundan geçtiğini hatırlatan CHP'li Anadol, ''Herhalde bunun karşılığını da Kuzey Irak'tan ülkemize yönelik terör eylemleri ile alıyoruz'' dedi. Kemal Anadol, Başbakan Erdoğan'ın İtalya'nın eski başbakanı Berlusconi ile de arkadaş olduğunu ve Yunanistan Başbakanına ilk adı olan ''Kostas'' diyerek hitap ettiğini anlatarak, ''Hiçbir Başbakan böylesine enseye tokat, laubali olarak, Türkiye Cumhuriyeti'nin itibarını zedelememiştir'' diye konuştu.
MEKTUP
CHP Grup Başkanvekili Anadol, Blair'in mektubunda aralarında Diageo'nun da bulunduğu üç firmanın sorunlarını dile getirdiğini ifade etti. Bu firmaların Türkiye'deki içki ithal eden firmaların da büyük ortakları olduğunu kaydeden Anadol, bu firmaların free shoplara ve ithalatçı firmalara başta viski olmak üzere çeşitli alkollü içkileri sattığını söyledi. Anadol, bu firmaların free shoplara farklı, ithalatçı firmalara ise farklı fiyat uyguladıklarının ortaya çıktığını, gümrük başmüfettişlerinin Türkiye'de kurulu firmalara free shoplardan 3 kat daha ucuz fiyata içki satıldığını tespit ettiklerini bildirdi.
Bu durumun, Türkiye'nin 90 milyon YTL vergi kaybına yol açtığını savunan Anadol, Gümrük Kanunu çerçevesinde ilgili firmalara ceza uygulanmasının talep edildiğini anlattı. Blair'in mektubundan, yargıya intikal eden sürecin firmaların aleyhine işlediğinin anlaşıldığını öne süren Anadol, mektubun şu bölümlerini basın mensuplarına okudu: ''Türk gümrük idaresiyle adı geçen şirketler arasında alkollü içkiler konusunda yeniden başlayan temaslardan dolayı memnun oldukları ve Bakan Kürşat Tüzmen'e teşekkür ettikleri, Türk Gümrük İdaresi tarafından açılan davaların şu an Danıştayda olduğunu bildiklerini, ancak Danıştayın davalara ve olaylara ilişkin gerekli tüm bilgileri göz önüne almadan bir karara varmasından endişe duydukları, eksik bilgi ile verilebilecek kararlar sonucu şirketler aleyhine sonuçlanabilecek davaların geriye yönelik yüksek miktarda vergi borcu doğuracağı, bunun sonucunda ise şirketlerin Türkiye'deki çalışmalarına son vermek zorunda kalacakları, böyle bir durumun ise hem İngiltere'den hem de AB'den Türkiye'ye gelip yatırım yapmak isteyecek şirketler için kötü bir görüntü sergileyeceği, ayrıca bu durumun alkollü içkide Türkiye'ye yönelik kaçak ithalatı artıracağı ve vergi kaybına neden olacağı...''
Mektubun hakaret ve tehditler içerdiğini de iddia eden CHP'li Anadol, şöyle devam etti: ''Bu konuda kendileriyle paralel düşünen Kürşat Tüzmen övülürken, yüksek yargı organımız yetersiz ve yanlış karar almakla suçlanmıştır. 'Eğer şirketlerimizi cezalandırırsanız biz de kaçak içki girişine göz yumarız' tehdidi, yoksa çocuk kandırır gibi 'vergiye ne kadar zam yaparsanız, bizim firmalarımızın da o kadar fiyat düşürerek vergi vermemesine göz yummazsanız hem İngiltere hem de AB ile ilişkileriniz bozulur' tehdidi...
Bu ahlaksız teklif değilde nedir? Nereden bakarsanız bakın küçük düşülmüş bir Türkiye imajı çıkıyor karşınıza.'' Anadol, mektubun 20 gün sonra Dışişleri Bakanlığı tarafından görüş oluşturulmak üzere Gümrük Müsteşarlığına iletilmesinin ''garip'' olduğunu ifade ederek, böylesine ''garip talepler içeren'' mektup için neden bir görüş oluşturmaya ihtiyaç bulunduğunu sordu. Blair'in mektubunu, Osmanlı'nın son dönemlerinde sadrazamlara Düvel-i Muazzama'dan (büyük devletler) gelen mektuplara benzeten Anadol, ''Kim ne derse desin. Önüne çıkarılan bütün engellere rağmen CHP iktidarı görülmüştür'' dedi. Memurlara da seslenen Anadol, ''Sizler Türkiye Cumhuriyeti'nin memurlarısınız, AKP'nin memuru değilsiniz. CHP hortumculardan, onların yanındaki pipetçilerden hesap sormaya geliyor. Herkes adımını ona göre atsın. Devlet geleneği ile bağdaşmayan uygulamaların sorumlularından teker teker hesap soracağız'' diye konuştu. CHP Grup Başkanvekili Anadol, Blair'in mektubunun fotokopisini gazetecilere dağıttı.