Blackberry'nin kurucusu ve CEO'su Yunanistanlı Mike Lazaridis İstanbul'da doğmuş.
Abone olİstanbullu bir Rum ailenin çocuğu olan Lazaridis Pangaltı'da oturmuş ve oradan göç etmiş. Şu anda kanada'da yaşayan Blacberry'nin kurucusu ve CEO'suna Türk hükümetinin Türk pasaportu vererek vatandaş yapma fikrine Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Lazaridis'te oldukça sıcak bakıyorlarmış.
Akşam Gazetesi yazarı İsmail Küçükkaya gazetedeki köşesinde bu ilişkin konuyu şöyle işlemiş:
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bulup getirdiği çok parlak bir isim. Hemen hemen aynı yaştayız, henüz 40'ın altında. Aynı zamanda İsviçre vatandaşı ve daha önce İsviçre hükümeti adına yatırım ajansında aynı görevi yürütüyordu. Tıpkı İlber Ortaylı gibi kaç yabancı dil konuşabildiğine şaşırıyorsunuz. Doğrudan Başbakan'a bağlı çalışıyor. Yabancı sermayeyi Türkiye'ye çekmek için çabalıyor. Bazılarını tanıyorum, hepsi en az iki-üç dil bilen müthiş bir ekip kurmuş.
Dikkatimi ilk çektiğinde üç yıl öncesiydi, göreve yeni başladığında yabancı haber kanallarında Türkiye'nin bir reklamına rastlamıştım. 'Düğmeye basın' sloganı kullanılıyordu, estetik bir Türkiye bayrağı vardı. Tıpkı 'Makedonya'ya yatırım yapın' kampanyasındaki gibi yabancı sermayeye çağrıda bulunuluyordu. 'Bu işin arkasında kim var?' diye merak ettiğimde onun ismi karşıma çıkmıştı. Zaman içinde öğrendim ki uluslararası bağlantıları çok güçlüydü. Medyada görünmeyi de pek sevmiyor. Programı da o kadar yoğun ki, ekim ayı içinde sadece iki gün İstanbul'da kalacak.
Uçakta, İlber Ortaylı'nın son şehzade Osman Efendi yazısında, 'o, doğuştan gelen hukukundan ziyade şahsiyeti ile prensti' ifadesinden etkilenmiştim. Osman Efendi'nin Cumhuriyetimizle içten gönül bağı kurmasından ve barışık olmasından da... Fakat yazıda beni asıl düşündüren, 'ömrü boyunca pasaportsuz yaşadı, Başbakan Erdoğan birkaç yıl önce kendisine Türk pasaportunu verdirdi' cümlesiydi.
Alpaslan Korkmaz'la sohbetimizde, dünya üzerindeki Türkleri, onların yaygınlığını, girişimciliğini konuşurken bu yazıdan da bahsettim. İşte o anda çok heyecanlandığım bugünkü manşetimiz ortaya çıktı. Milyonlarca insanın günlük hayatının bir parçası haline gelen ve elektronik postalarını cep telefonlarından okumalarını, yanıtlamalarını sağlayan BlackBerry cihazının mucidiyle ilgili hem de uluslararası niteliği olduğunu düşündüğümüz bir gelişmeyle karşılaştık.
TÜRKİYE DOĞUMLU LAZARİDİS İÇİN BAŞBAKAN DEVREDE
Alpaslan Korkmaz, 'bak aynı şekilde bir güzel girişim daha var' dedikten sonra BlackBerry'nin kurucusu ve CEO'su olan Mike Lazaridis için de Türk pasaportu verilmesine çalıştıklarını söyledi. Hikayesi müthiş. Meğer teknoloji dünyasının en önemli isimlerinden olan Lazaridis İstanbul doğumluymuş, Pangaltı'dan göç etmişler.
İstanbullu bir Rum ailenin çocuğu olan Lazaridis'le, Korkmaz görüşmüş ve Türk vatandaşlığını konuşmuşlar. Her iki tarafın da canı gönülden istediği bu projeyi gerçekleştirmek için Korkmaz harekete geçmiş, gerekli girişimlerde bulunmuş. Bu durumlara ilgisini bildiği Başbakan Erdoğan'a konuyu açmış ve 'derhal yapın' talimatını almış. Fakat, bir askerlik sorunu ortaya çıkmış. Alpaslan Korkmaz, 'Genelkurmay Başkanlığı ile de temasa geçtik. Sorunu halledeceğiz' dedi.
Ne kadar güzel bir gelişme değil mi?
Peki, Lazaridis Türk pasaportu alınca biz ne kazanırız? İşte Alpaslan Korkmaz'ın yanıtı:
'Hele bir Türklüğünü, İstanbulluluğunu deklare etsin. Bu başlı başına önemlidir. Bunun Türkiye'nin uluslararası algısına müthiş katkısı olur. Ayrıca BlackBerry'nin Avrupa'da küçük bir AR-GE bölümü var. Biz, daha büyük bir araştırma geliştirme ünitesinin Türkiye'de açılmasını istiyoruz. Bunu teklif ettik kendilerine.'
TÜRKİYE'NİN 17 YATIRIM ELÇİSİ
İşin perde arkasında iyi bir planlama ve geniş açılı bir vizyon duruyor. İsimlerini yazmayayım, tamamı kendi ülkelerinin en büyük şirketlerinde görev yapmış uluslararası sermayenin tanınmış simaları ile anlaşmalar imzalanmış. Bunlar Yatırım Ajansı adına o ülkelerde faaliyet gösteriyorlar. İşte BlackBerry girişiminin içinde böyle bir isim var. Halen Kanada'da yaşayan, yine İstanbullu Ermeni olan bir işadamı bu 17 kişiden biriymiş. Alpaslan
Korkmaz'la Lazaridis'i buluşturan da oymuş.
Şimdi burada biraz durup düşünmek gerekmiyor mu?
Anlattığım bu olay, küreselleşen dünyada, en büyük kriz çağında nasıl bir anlam taşıyor?
Türkiye'nin, uluslararası sermaye dolaşımındaki yeri ve hedefleri konusunda ipuçları vermiyor mu?
Şehzade Osman Efendi'ye 90 yıl esirgenen pasaportun verilmesinde tanık olduğumuz böyle bir arayışın, BlackBerry'nin mucidine, köklü bir İstanbullu'ya uzanmasında önemli, çok önemli mesajlar yok mu?
Adalet ve Kalkınma Partisi Hükümeti'nin, siyasal liberalizm mantığında sorunlar olsa da ekonomik liberalizm zihniyetinde Türkiye adına sevinmemiz gereken izler yok mu?
Bunları tartışmayalım mı?
Ne dersiniz?
DAHA 12 YAŞINDA BÜTÜN BİLİM KİTAPLARINI OKUDU
Mike Laziridis, 1961 yılında İstanbul'da doğdu. Henüz 5 yaşındayken ailesiyle birlikte Kanada'ya göç etti. 12 yaşına geldiğinde Ontario kentindeki Windsor Kütüphanesi'nde bulunan bütün bilim kitaplarını okuduğu için ödül aldı. Waterloo Üniversitesi'nde elektrik mühendisliği öğrenimi görürken, General Motors için yeni bir bilgisayar sistemi tasarladı ve 500 bin dolarlık projeyi üstlendi.
Mezun olmadan son sınıftayken üniversiteyi terk etti. General Motors'tan kazandığı para ve ailesinden aldığı 15 bin dolar borç ile Research In Motion'u (RIM) kurdu. Geliştirdiği RIM kablosuz veri transferi teknolojisi ile Blackberry mobil cihazların doğmasını sağladı. 2005'te Blackberry telefonları dünyada bir fenomen haline geldi.
11 milyar dolar yıllık cirosu olan ve 12 bin kişi istihdam eden Research In Motion'un CEO'su olan Laziridis'in kişisel serveti 1.7 milyar doları aşıyor. Ancak, BlackBerry'nin yeni modelleri son dönemde Apple'ın iPhone'u karşısında beklentileri tam karşılamayınca şirket hisseleri biraz değer kaybetmeye başladı.