BIST 9.627
DOLAR 35,25
EURO 36,66
ALTIN 2.965,33
HABER /  GÜNCEL

Bizi yakan aracılar

Mevcut sistemde üretici'nin 500 bin liraya verdiği bir mal Ankara haline 800 bin liraya giriyor...

Abone ol

Yetkin, İçkale Oteli'nde Isparta'lı çiftçi Süleyman Altınbaş ile birlikte, meyve ve sebzenin üreticiden tüketiciye kadar olan fiyat değişimleri üzerine yaptıkları araştırmayı basına açıkladı.

Üretici Birlikleri yasasının TBMM'de olduğunu belirten Yetkin, Hal yasasında yapılacak bir değişiklikle üretici birliklerine yetki verilerek, Antalya'daki bir ürünün aracısız Ankara'ya geleceğini ve bundan dolayı tüketicinin meyve-sebzeyi yüzde 30 oranında daha ucuz yiyebileceğini kaydetti.

Mevcut sistemle üreticinin ve tüketicinin zarar ettiğini savunan Yetkin, araştırma sonucunda, Antalyalı bir çiftçinin Hal'e 500 bin liraya verdiği bir maldan kesintiler sonucunda 435 bin lira alabildiğini, bu ürünün Antalya'dan, Ankara Hal'ine gelirken 800 bin liraya çıktığını kaydetti.

HAL'E GİRİŞTE AYAK BASTI PARASI

Yetkin, şöyle devam etti:

''Ankara Hal'ine gelen her araçtan kapı girişi adı altında 3-6 milyon, 9 milyon 300 bin lira tartı parası, sanki ayak bastı parası alınır. Bunun üstüne hamaliye, rüsum, komisyon ve KDV eklenir. Bunun yanı sıra işçilik ve nakliye rakamları şişirilmektedir. Sonuç olarak 500 bin liralık ürün salt bu giriş-çıkışlardan dolayı 400 bin liralık bir artış meydana gelir. KDV ile birlikte markette 1. sınıf domatesin fiyatı 1 milyon 290 bin liraya çıkar. Mevcut Hal sistemi ile fiyatlar yüzde 30 oranında artıyor. Mevcut durumda üreticinin satıştan aldığı pay yüzde 34, aracının aldığı pay yüzde 39, nakliyecilerin aldığı pay yüzde 19 KDV ise yüzde 8'dir. Olması gereken ise üreticinin yüzde 48, aracının yüzde 23 nakliyecilerin alması gereken pay yüzde 28, KDV'nin de yüzde 1'dir.'' Hükümete, çağrıda bulunan Yetkin, meyve-sebze fiyatlarının enflasyon üzerindeki etkisinin de düşünülerek, Üretici Birlikleri yasasına eklenecek bir madde ile üretici birliklerinin de devreye konularak, bir ürünün başka bir İl'in Hal'ine aracısız gönderilmesini istedi.

Yetkin, meyve ve sebzede yüzde 8 olan KDV oranın da yüzde 1'e indirilmesi talebinde bulundu.

PATATESİ TARLADA HAYVANLAR YİYİYOR

Mevcut sistem nedeniyle üretim planlaması yapılamadığını anlatan Yetkin, bazı dönemlerde ürün fazlası nedeniyle fazla olan ürünlerin denize döküldüğünü ancak fiyatların düşmediğini hatırlatarak, ''Bu yıl 200 bin ton patates fazlası var, tarlada hayvanlar yem olarak yiyor ama biz kilosunu 300 bin liraya alıyoruz. Soğanın fiyata 500-600 bin lira biz 1 milyon 100 bin liraya yiyoruz.'' diye konuştu.

Yetkin, bir gazetecinin Devlet Bakanı Ali Babacan ve Dünya Bankası yetkilisinin tarıma yapılan desteğe ilişkin açıklamalarını hatırlatması üzerine, şunları söyledi:

BABACAN'IN TARIMA DESTEK DEĞERLENDİRMESİ

''Bakan Babacan'ın ve Dünya Bankası yetkilisinin tarıma destek konusundaki söyledikleri beni şaşırttı. böyle bir şey hiç görmemiştim, bu dönemde görüyoruz. Tarıma ayrılan destek rakamların bölünmesiyle çarpılmasıyla 3 sıfırın atılmasıyla olmuyor. Tarıma ayrılan destekte üretim, ihracat artışına bakarım. Türkiye'de temel tarım ürünlerinde artış var mı? Hayır... Çiftçinin refahı artmış mıdır, biz ona bakarız.'' Hükümetin, hayvancılık, üretici birlikleri ve tarımsal krediler konusunda olumlu işler yaptığını vurgulayan Yetkin, şöyle devam etti:

''Tarımda her şeye ciddi destek var, durum iyidir... Böyle bir şey yok. Atılmış adımlar var ama yara o kadar büyük ki toparlanamıyor. Doğrudan Gelir Desteği dışında temel tarım ürünlerine destek var mı? Bir de 5 ürüne prim desteği veriliyor. Dünyada üretilen tüm ürünler kaçak da olsa Türkiye'ye giriyor. Ben, Bakan Babacan'dan şunu demesini beklerdim. (Daha yapacaklarımız eksiktir. Tarım kan kaybediyor, bunları iyi niyetle aşmaya çalışacağız. Ben de size katılıyorum ey Dünya Bankası yetkilisi) demesi lazımdı. Başkasının, bizi yetkililerimizden daha çok düşünmesi bizi üzüyor.''

ISPARTALI ÇİFTÇİ ALTINBAŞ

Ispartalı Çiftçi Süleyman Altınbaş da elmayı 300 bin liraya tüccara sattıklarını belirterek, ''Biz 100 bin lira kazanıyoruz böyle giderse 2010 yılında çiftçi kalmayacak, çiftçiler elma ağaçlarını söküyorlar. Tüccar kazanıyor, çiftçi kazanmıyor'' diye konuştu.

Girdi fiyatlarına da değinen Altınbaş, 2002 yılında aldığı gübrenin bozuk çıktığı bu nedenle yeterli ürünü alamadığını, ''gübre mafyası''nın bulunduğunu ileri sürerek, ''Devlet sırf bankaların otun kökün üstüne değil, gübre mafyasının da üzerine gitmeli'' dedi.

Bu arada, basın toplantısı sırasında Yetkin ve Altınbaş'ın önlerindeki masanın üzerinde, domates, patates, biber ve elmanın sergilenmesi dikkat çekti.