Bize sünepelik yakışmaz!

Atatürk Havalimanı gecenin ikisinde ana baba günü gibiydi. Erdoğan burada da döktürdü, sünepelik yakışmaz dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Ana” adlı uçak ile saat 02.15'da İstanbul'a geldi. Erdoğan'ı büyük bir kalabalık, ellerinde Türk ve Filistin bayraklarıyla karşıladı.

Recep Tayyip Erdoğan, Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi'nde Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren, kimi milletvekilleri, İstanbul Valisi Muammer Güler, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, AK Parti İstanbul İl Başkanı Aziz Babuşçu, kimi ilçe belediye başkanları ile çok sayıda partili karşıladı.

Trafik kilitlendi

Davos'tan dönen Erdoğan'ı karşılamaya gidenler, havaalanı trafiğini kilitledi. Trafiğin tıkanması üzerine havalimanına giden yolcular ve vatandaşlar, yaklaşık 1 kilometre yolu yürüyerek gitmek zorunda kaldılar.

Kokpitten Türk bayrağı sallandı

Başbakan Edoğan ile eşi Emine Erdoğan, uçağın merdivenlerinde el sallayarak karşılayanları selamladılar. Uçak aprona yanaştığında pilot kabininden Türk bayrağı sallandığı görüldü. Atatürk Havalimanı'nda basın toplantısı düzenleyen Erdoğan, sert çıkışının İsrail'le ilişkileri olumsuz etkileyeceğini iddia edenlere, 'Ben monşer değilim. Çekirdekten siyasetçiyim. Monşerlerin adetini bilmek de istemem' şeklinde cevap verdi.

Dünya mazlumlarının sesidir

Ardından dışarıda kendisini bekleyen kalabalığa hitap eden Erdoğan, 'Sizi buraya toplayan şey asil değerlerdir. Bu sizin asaletli duruşunuz, bizi sessiz yığınların sesi, kimsesizlerin kimi haline getirmiştir. Bu ses dünya mazlumlarının sesidir. Adaletin, insan haklarının, barış özleminin sesidir' dedi. Erdoğan, 'Kendi başbakanına kumpas kuran, monşer eskisi siyasetçileri istemiyoruz. Siz sessiz ve vakur tavrınızla işte tam bunu söylüyorsunuz. Ayrım gözetmeksizin, gönül gönüle söylüyorsunuz. 72

milyon tek ses ve tek vicdan olarak bunları söylüyorsunuz.' şeklinde konuştu.

HABERİN DEVAMI... "MİLLETİMİZE SÜNEPELİK YAKIŞMAZ...  

Başbakan şöyle devam etti:

"TC Başbakanı sıfatıyla konuşuyorum. O toplantıda da TC Başbakanı olarak konuştum ve bulundum. Böyle bir toplantıya ilk defa katılmıyorum. Bu toplantılarda konuşamalar en az 2 tur olur. Söylenen şeylere cevap hakkı olur. Bunu da moderatör belirler. Bu toplantıya başladık ve ben dakikaları da yazdım. Ve Ban Ki Moon süreyi en iyi kullaanandı. 8 dakika kullandı.

Peres'ten adaba yakışmayacak ifadeler

Sayın Amr Musa 12 dakikaya gelince moderatör uyardı. Benim konuşmam da 15 dakika sürdü. Peres ise hiçbir uyarı almadan 23 dakiaka konuşma yaptı. Bu konuşmasında da bizleri hayrete düşürecek şekilde, bir cumhurbaşkanının adabına yakışmayacak şekilde ifadeler kullandı. Doğru olmayan, suçlayıcı, buyurgan tavrını kabul etmemiz mümkün değildi.

Milletimize sünepelik yakışmaz

Ben bazı emekli diplomatların analadığı dilden konuşmam. Ben diplomasiden değil siyasetten geldim. O diplomatların hele hele monşerlerin adetini bilmem, bilmek de istemem. TC hükümetinin ve milletinin onurunu A'dan Z'ye korumakla mükellefim. Bu benim karakterimdir. Yumuşak başlıyız ama uysal koyun değiliz. İnanıyorum ki orada hangi TC başbakanı bulunuyorsa benim milletim aynı tavrı beklerdi. Çünkü bizim milletimize sünepelik yakışmaz.

72 milyon omuz omuza vereceğiz

Sevgili kardeşlerim Türkiyle, Kürdüyle, Müslümanı, Hıristiyanı, Musevisi, Doğulusu, kuzeylisiyle 72 milyon tek ses tek vicdan olarak bunları söylüyorsunuz. Kendi vatandaşları arasında ayrım yapmadan 72 milyon omuz omuza vereceğiz. Bizi bölmek isteyenlere prim vermeyeceğiz. Gösterdiğiniz bu asil duruşa tekrar çok teşekkür ediyorum. Yarın Şişhane metrosunun açılışında buluşmak üzere hayırlı geceler diliyorum.'

Bu arada Başbakan'ın evinin bulunduğu sokağa vatandaşlar karanfiller döktü.

HABERİN DEVAMI...

Bir gazetecinin, muhalefet partilerinin Davos'taki tavırlarının Türkiye'ye zarar vereceğini söylediklerini belirterek, bunun böyle olup olmadığına inanıp inanmadığını sorması üzerine,  Erdoğan, şunları kaydetti:

Türkiye kendi gücünü hala anlayamamış

''Türkiye, birileri ne der, kim ne yapar, kim nasıl bakar diye mi tavırlarını belirleyecek. Veyahut da Türkiye acaba şöyle derse, biz Türkiye'yi kaybedersek ne olur diye mi bakar. Bir defa Türkiye kendi gücünü hala anlayamamış. Ben bunu söyleyenlere şaşıyorum. Bunlar kimim avukatlığına soyunuyorlar. Bunlar bu ülkenin evladı mı, birilerinin avukatı mı. Eğer bu ülkenin evladıysa önce kendi gücüne inanacak. Yeri geldiği zaman, (Şöyle güçlüyüz, böyle güçlüyüz) diyeceğiz ama göster gücünü dediğimiz zaman ortada kimse yok. Yerinde yeller esiyor. Kusura bakmasınlar. Biz böyle bir Türkiye değiliz. Biz güçlü bir Türkiye'yiz. Güçlü bir Türkiye'de biz barışı her zaman savunacağız. Bunun için elimizden gelen her şeyi yapacağız. Ama Türkiye'nin bu bölgede barışın bir teminatı olduğunu da birilerinin görmesi ve anlaması lazım.''

HABERİN DEVAMI... VİDEO... 

İŞTE KARŞILAMA ANI