BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46

Bize ne oldu diye sormanın vakti geldi

Gezi ayaklanmasının tek amacı Erdoğan'dı. Ölü ya da diri olması farketmiyordu. Önemli olan ortadan kaldırılmasıydı.

Gezi ayaklanmasının tek amacı Erdoğan'dı. Ölü ya da diri olması farketmiyordu. Önemli olan ortadan kaldırılmasıydı.

İsimlendirilemeyen bir gaddarlıkla saldırdılar. "O, bize boyun eğmeden geri çekilmeyiz" dediler, bu uğurda önlerine gelen herşeyi yakıp yıktılar.

Şiddetli bir fırtına gibi geldiler, savrulacağımızı düşündüler. Ancak o fırtınanın yolundan çekilmedik, "Şimdi saklanma zamanıdır" diyenlerden olmadık. "Hayatımızın yarısı kendi ülkemizde esaret altında geçti. Bundan sonrası böyle devam etmeyecek" diye çığlık attığımız anda geri çekilmek zorunda kaldılar.

Başardık!

Sonra 17 ve 25 Aralık'ta yargı cuntasının darbe planıyla sarsıldık. Şafak vakti, şeytana bile bahşedilmemiş bir hainlikle saldırdılar.  "Ya o iktidardan gidecek, ya ülke elden gidecek!" diye tehdit ettiler.

Milyonlarca insanın iyilğini, bir insanın arzularının önünde tuttuk. Hırpani ordusunun Gülen'in başına taç takmak için başlattığı komployu paramparça ettik. "Efendinize söyleyin. Bu yolun sonunda oturacak bir taht ve başına koyacağı bir taç bulamayacak" dedik.

Yine başardık...

Bugün geriye baktığımızda gerek Gezi ayaklanmasını, gerekse 17 ve 25 Aralık darbe planını yapanların utanç içinde kavrulduklarını görüyoruz.  Hoplayıp zıplamaları onun ve etrafındaki şebekenin suçlarını asla yok etmeyecek.

Evet...

"Cumhurbaşkanı olmasına izin vermeyiz" dedikleri adamın topukları bugün Çankaya topraklarını dövüyor.

Onlar yenildi, biz kazandık!

Kazandık kazanmasına ama, geldiğimiz noktaya baktığımda gördüklerim ve duyduklarım, "Sahi biz neyi savunduk, neyin mücadelesini verdik?" sorusunu sordurtuyor.

Bir dava değil miydi bizim savunduğumuz?

"Bu ülkenin inançlı insanları bir daha dışlanmasın, aşağılanmasın, hor görülmesin, ikinci sınıf insan muamelesi görmesin. Kişiler, siyasi tercihlerinden, içtiklerinden, giydiklerinden ve inançlarından dolayı asla ötekileştirilmesin" diyen bizler değil miydik? 

Şahit olduklarım beni dehşete düşürüyor.

Düne kadar AK Parti'ye oy verdikleri için aşağılananlar, bugün CHP veya bir başka partiye oy verenleri aşağılıyor, her türlü hakareti kendinde hak olarak görüyorsa...

Yıllar yılı başörtüsünden dolayı mazlum halde yaşayanlar, bugün başörtüsünü bir inanç simgesi olarak değil de bir zafer bayrağı gibi dalgalandırıyorsa...

Dün "Göbeğini kaşıyan, koyun sürüsü, makarnacılar" diye hakir görülenler bugün karşısındakilerden, "Tıpış tıpışçılar, eşek sürüsü" diyerek öç alma savaşına girişiyorsa...

Bu davanın savunuculuğunu yıllar yılı onurlu bir şekilde sürdürenler bugün birer vebalı hasta gibi dışlanıyor, onların yerini düne kadar bu davaya küfredenler alıyorsa... Ve o küfürbazlar bugün çıktıkları TV programlarında 40-50 bin TL karşılığında bu davayı savunuyorsa...

Söyler misiniz bana, biz neyi savunduk?

Düne kadar Sabiha Gökçen'in, Kenan Evren'in, Cemal Gürsel'in, isimlerinin havaalanlarına, okullara ve stadyumlara verilmesine isyan edenler bizler değil miydik?

O zaman nedir bu Erdoğan'a şirin görünmek için stadyumlara, feribotlara, havaalanlarına onun ismini verme hastalığı? Başkalarının putlarını yıkarken kendi putlarımızı dikmek için mi bu davayı destekledik?

Kanal İstanbul, Marmaray, Körfez Otoyolu, Yüksek Hızlı Tren, 3. Köprü, 3. Havaalanı ve daha nice projeyi başlatıp bitiren Yeni Türkiye'nin mimarı efsane lider olarak anılmak yetmiyor mu?

Türkiye'deki milyonların kalbinde yer almak yetmiyor mu? Filistin, Somali, Arakan, Mısır, Suriye ve daha pek çok islam ülkesinde saygıyla anılmak yetmiyor mu? Dünyadaki tüm müslamanların dualarında yer almaktan daha mı önemli bir ismi duvarlara kazımak?

Yapılanlar hoşunuza gidiyorsa, yazdıklarım muhtemeldir ki hoşunuza gitmeyecektir.  Erdoğan'ın ismini sıradan bir parka vermekle davaya hizmet ettiğine inananlara sözüm yok zaten.

Dersim'de onbinlerce masum insanın tepesine bomba yağdıran ve "Hayatımda hiç bu kadar gurur duymamıştım" diyen Sabiha Gökçen'in ismi bir havaalanının duvarında hala asılı duruyor.

Yapabiliyorsanız Erdoğan'ın ismini oraya asın da dava adamlığınızı göreyim.

Bilesiniz ki Erdoğan'ın ismini parklara bahçelere gemilere vermek onu yüceltmiyor, aksine toplumun gözünde putlaştırıyor.

İnşallah bu yaptıklarınızın davaya ve Erdoğan'a zarar verdiğini bir gün anlarsınız.