Bize ne oldu diye sormanın vakti geldi
Gezi ayaklanmasının tek amacı Erdoğan'dı. Ölü ya da diri olması farketmiyordu. Önemli olan ortadan kaldırılmasıydı.
Gezi ayaklanmasının tek amacı Erdoğan'dı. Ölü ya da diri olması
farketmiyordu. Önemli olan ortadan kaldırılmasıydı.
İsimlendirilemeyen bir gaddarlıkla saldırdılar. "O, bize
boyun eğmeden geri çekilmeyiz" dediler, bu uğurda önlerine
gelen herşeyi yakıp yıktılar.
Şiddetli bir fırtına gibi geldiler, savrulacağımızı düşündüler.
Ancak o fırtınanın yolundan çekilmedik, "Şimdi saklanma
zamanıdır" diyenlerden olmadık. "Hayatımızın
yarısı kendi ülkemizde esaret altında geçti. Bundan sonrası böyle
devam etmeyecek" diye çığlık attığımız anda geri çekilmek
zorunda kaldılar.
Başardık!
Sonra 17 ve 25 Aralık'ta yargı cuntasının darbe planıyla sarsıldık.
Şafak vakti, şeytana bile bahşedilmemiş bir hainlikle
saldırdılar. "Ya o iktidardan gidecek, ya ülke elden
gidecek!" diye tehdit ettiler.
Milyonlarca insanın iyilğini, bir insanın arzularının önünde
tuttuk. Hırpani ordusunun Gülen'in başına taç takmak için
başlattığı komployu paramparça ettik. "Efendinize söyleyin.
Bu yolun sonunda oturacak bir taht ve başına koyacağı bir taç
bulamayacak" dedik.
Yine başardık...
Bugün geriye baktığımızda gerek Gezi ayaklanmasını, gerekse 17 ve
25 Aralık darbe planını yapanların utanç içinde kavrulduklarını
görüyoruz. Hoplayıp zıplamaları onun ve etrafındaki şebekenin
suçlarını asla yok etmeyecek.
Evet...
"Cumhurbaşkanı olmasına izin vermeyiz" dedikleri
adamın topukları bugün Çankaya topraklarını dövüyor.
Onlar yenildi, biz kazandık!
Kazandık kazanmasına ama, geldiğimiz noktaya baktığımda gördüklerim
ve duyduklarım, "Sahi biz neyi savunduk, neyin mücadelesini
verdik?" sorusunu sordurtuyor.
Bir dava değil miydi bizim savunduğumuz?
"Bu ülkenin inançlı insanları bir daha dışlanmasın,
aşağılanmasın, hor görülmesin, ikinci sınıf insan muamelesi
görmesin. Kişiler, siyasi tercihlerinden, içtiklerinden,
giydiklerinden ve inançlarından dolayı asla
ötekileştirilmesin" diyen bizler değil miydik?
Şahit olduklarım beni dehşete düşürüyor.
Düne kadar AK Parti'ye oy verdikleri için aşağılananlar, bugün CHP
veya bir başka partiye oy verenleri aşağılıyor, her türlü hakareti
kendinde hak olarak görüyorsa...
Yıllar yılı başörtüsünden dolayı mazlum halde yaşayanlar, bugün
başörtüsünü bir inanç simgesi olarak değil de bir zafer bayrağı
gibi dalgalandırıyorsa...
Dün "Göbeğini kaşıyan, koyun sürüsü, makarnacılar"
diye hakir görülenler bugün karşısındakilerden, "Tıpış
tıpışçılar, eşek sürüsü" diyerek öç alma savaşına
girişiyorsa...
Bu davanın savunuculuğunu yıllar yılı onurlu bir şekilde
sürdürenler bugün birer vebalı hasta gibi dışlanıyor, onların
yerini düne kadar bu davaya küfredenler alıyorsa... Ve o
küfürbazlar bugün çıktıkları TV programlarında 40-50 bin TL
karşılığında bu davayı savunuyorsa...
Söyler misiniz bana, biz neyi savunduk?
Düne kadar Sabiha Gökçen'in, Kenan Evren'in, Cemal Gürsel'in,
isimlerinin havaalanlarına, okullara ve stadyumlara verilmesine
isyan edenler bizler değil miydik?
O zaman nedir bu Erdoğan'a şirin görünmek için stadyumlara,
feribotlara, havaalanlarına onun ismini verme hastalığı?
Başkalarının putlarını yıkarken kendi putlarımızı dikmek için mi bu
davayı destekledik?
Kanal İstanbul, Marmaray, Körfez Otoyolu, Yüksek Hızlı Tren, 3.
Köprü, 3. Havaalanı ve daha nice projeyi başlatıp bitiren Yeni
Türkiye'nin mimarı efsane lider olarak anılmak yetmiyor mu?
Türkiye'deki milyonların kalbinde yer almak yetmiyor mu? Filistin,
Somali, Arakan, Mısır, Suriye ve daha pek çok islam ülkesinde
saygıyla anılmak yetmiyor mu? Dünyadaki tüm müslamanların
dualarında yer almaktan daha mı önemli bir ismi duvarlara
kazımak?
Yapılanlar hoşunuza gidiyorsa, yazdıklarım muhtemeldir ki hoşunuza
gitmeyecektir. Erdoğan'ın ismini sıradan bir parka vermekle
davaya hizmet ettiğine inananlara sözüm yok zaten.
Dersim'de onbinlerce masum insanın tepesine
bomba yağdıran ve "Hayatımda hiç bu
kadar gurur duymamıştım" diyen
Sabiha Gökçen'in ismi bir havaalanının duvarında hala asılı
duruyor.
Yapabiliyorsanız Erdoğan'ın ismini oraya asın da dava adamlığınızı
göreyim.
Bilesiniz ki Erdoğan'ın ismini parklara bahçelere gemilere vermek
onu yüceltmiyor, aksine toplumun gözünde putlaştırıyor.
İnşallah bu yaptıklarınızın davaya ve Erdoğan'a zarar verdiğini bir
gün anlarsınız.