BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46

Biz Atatürk'ü nasıl severiz?

“Allah bir ülkeye yardım etmek isterse, onun elinden tutmak isterse başına Mustafa Kemal gibi lider getirir.”

Tüm dünyanın bildiği gibi Mustafa Kemal yirmi birinci yüzyıla geçebilen tek liderdir.
O Mustafa Kemal ki, ölümünden sonra, en azılı düşmanlarından olan, askerlerini birer birer denize döktüğü, karşısında büyük zafer kazandığı Yunan Başkomutanı Trikupis'in ölünceye dek her Cumhuriyet Bayramı'nda Atina'daki Türk Büyükelçiliği'ne giderek Atatürk resminin önünde saygı duruşunda bulunmasını sağlamıştır.

O Mustafa Kemal ki, ölümünün ardından İran'lı bir şairin şu dizeleri yazmasına sebep olacak kadar büyüktür; 

“Allah bir ülkeye yardım etmek isterse, onun elinden tutmak isterse başına Mustafa Kemal gibi lider getirir.”

1976 yılında UNESCO, üyelerine bir öneri sunar, öneri paketindeki bir cümle şöyledir;

"Bu gün UNESCO'nun üzerinde çalıştığı bütün projelerin isim babası Mustafa Kemal'dir."

Öneriyi imzalaması gereken 152 ülkeden biri olan İsveç delegesi buna itiraz eder ve der ki; "Ne yani dünyada bu kadar devlet adamı var hepsinin doğum gününü böyle kutlayacak mıyız?" 
Rus delegesi hiddetle yumruğunu masaya vurur, ve 152 ülkenin delegesine aynen şöyle söyler; "Genç delege arkadasıma hatırlatmak isterim ki ATATÜRK öyle dünyadaki herhangi bir lider değildir, bırakın onu bir yıl anmayi her ülke her problemimizde çare olarak aramaliyiz" 

Sonra ne olur biliyor musunuz, bütün ülkeler bildiriyi imzalar, bu olay UNESCO tarihinde ilk ve tektir.

Ve ilk imzayı kim atar biliyor musunuz? "

"Ben ATATÜRK'ü inceledim bütün ülkelerden özür diliyor ilk imzayı ben atıyorum" diyen İsveç delegesi!

Ve o öneride aynen şunlar yazar:

"ATATÜRK KİMDİR;

ATATÜRK ULUSLARARASI ANLAYIŞ, İŞBİRLİĞİ VE BARIŞ YOLUNDA ÇABA GÖSTERMİŞ ÜSTÜN KİŞİ, OLAĞANÜSTÜ DEVRİMLER GERÇEKLEŞTİRMİŞ BİR İNKİLAPÇI, SÖMÜRGECİLİK VE YAYILMACILIĞA KARŞI SAVAŞAN İLK ÖNDER, İNSAN HAKLARINA SAYGILI, DÜNYA BARIŞININ ÖNCÜSÜ, BÜTÜN YAŞAMI BOYUNCA İNSANLAR ARASINDA RENK, DİL, DİN, IRK AYRIMI GÖSTERMEYEN, EŞİ OLMAYAN DEVLET ADAMI, TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN KURUCUSUDUR."

O Musta Kemal ki, Kendisine ”Birleşmiş Milletlere üye olmayı düşünüyor musunuz?”  diye soran İngiliz gazeteciye “Şartlarımızı koyarız. Kabullerine bağlı. Biz müracaat etmeyiz üye olmak için, eğer davet gelirse düşünürüz” diye cevap vermiş ve Birleşmiş Milletlerin Türkiye'yi davet edebilmek için yasalarını değiştirtmeyi başarmış Mustafa Kemaldir.

Biliyor musunuz, Norveç'de "Atatürk gibi düşünmek" diye bir deyim vardır, zor bir problemle karşılaşan kişilere bu deyimi söyler BÜYÜK düşünmesini isterlermiş Norveç halkı, işte size Mustafa Kemal!

O Mustafa Kemal ki, kendisine  “Neden mal ve mülkünüzü milletinize bağışladınız” diye soran gazeteciye, ”Mal ve mülk bana ağırlık yapıyor, onları asıl sahibi olan milletime bağışlamaktan ferahlık duyuyorum. Zenginlikten ne çıkar asıl zenginlik insanın manevi  şahsiyetinde olmalıdır.“ diyebilen bir dünya lideridir.

Çevrecidir aynı zamanda, bir İğde ağacı kesildi diye arabasına bindiğinde yaverlerinin önünde hıçkıra hıçkıra ağlayacak kadar tabiat sevgisiyle doludur, oturduğu köşkün temeline zarar veren bahçedeki çınar ağacı kesilmesin diye, köşkün altına temel kazarak ray döşemiş, köşkü dört metre geriye çekmeyi başarmış, dünyada bu yöntemi, üstelik tek bir ağaç kesilmesin diye, kullanmış tek liderdir!

İşte size Mustafa Kemal!

"Okumaya önem verin, çocukluğumda elime geçen her iki kuruşun birini kitaplara vermeseydim bu işlerin hiçbirini yapamazdım" diyecek kadar da entelektüeldir.

O Mustafa Kemal ki, Cephedeki yorgunluğun ardından gece çadırına dinlenmeye çekildiğinde savaş sonrası yapılacaklar için yardımcılarına görevler veren, kadın hakları için, yeni kullanılacak dil için savaşın ortasında çalışmış, bir millete gelecek hazırlamış dünyanın en öngörülü insanıdır.

Utanmadan onun diktatör olduğunu söylüyorlar, şu hikayeyi okuyun lütfen; 

İstanbul Üniversitesinin açılış töreni, mütevazı bir tören yapılıyor, kendisinin oturması için getirilen kırmızı süslü püslü bir koltuğun yanında iskemleler var, kendisine oturması için gösterilen kırmızı koltuğa en kıdemli profesörü oturtuyor ve törenin sonuna kadar tahta iskemlede oturuyor.

O Mustafa Kemal ki, koltuk sevdalısı değil vatan sevdalısıdır!

Biliyorum, tamamını yazsam kitaplar yetmez, tiyatrodan sinemaya, matematikten şehir planlamasına, ekonomiden siyasete her alana mührünü vurmuş bir Mustafa Kemal'i bir yazıda anlatmak mümkün değil…

Şimdi, "Siz Atatürk'e tapıyorsunuz" diye kendince bir fikir ürettiğini sananlara şunu söylemek istiyorum.

Evet biz Atatürk'ü çok çok seviyoruz, ama ilahi bir güce tapar gibi tapmıyoruz ona...

Asla putlaştırmak değil niyetimiz...

Onun bilimi örnek alarak aydınlattığı yolda, onun çizgisinde ama yenilikleri takip ederek yürümeyi seviyoruz...

Ona olan minnet borcumuzu, ona olan sevgimizle ödemeye çalışıyoruz sadece... 

Çok şükür onun sayesinde okunuyor ezan bu memlekette, çok şükür onun sayesinde ayırabildik hakkı kuldan…

Çok şükür bağımsızlığı karakterimiz yapabildik sayesinde... 

Dedim ya… 

Sevgimizin büyüklüğünü anlatamamak tek sıkıntımız...

Tıpkı İranlı şairin de dediği gibi, Allah'a şükrediyoruz onu bizim ülkemize kurtarıcı olarak gönderdiği için...


**Hepimizin Zafer Bayramı kutlu olsun…  

Not: Yazıdaki bilgilere İlknur Güntürk Kalıpçı'nın araştırmalarından ulaşılmıştır.

 

twitter.com/nsrnylmz