BIST 9.448
DOLAR 34,56
EURO 36,16
ALTIN 2.998,72

Biri Cumhuriyet'e öteki o zata iki çift sözüm var

Seçim yasaklarının başladığı gece atılan bir twit beni çok düşündürdüğü ve tüylerimi ürpertti.

SADAT denilen paralı asker şirketinin sahibi Ayasofya camiinde kılanan akşam namazının fotoğralarını paylaştı altına şunu yazdı:

“Gazamız mübarek olsun…”

 Beyefendi sen bu kelimenin ne olduğunun şuurunda mısın 

Gaza kelimesinin sözlük anlamı şu:

“Müslümanlığı yaymak ya da korumak amacıyla İslam olmayanlara

karşı yapılan savaş, din uğruna savaş…”

Evet seçimden 12 saat önce, elinde silahlı paralel teşkilat olan bir zat bu paylaşımı yaptı.

Tekrar ediyorum. Sorumsuzca ve ürkütücü bir cümle…

Sanki ülkenin yarısını kesmeye hazır bir dimağdan çıkmış cümle…

Sonuçlar önümüzde kimin gazası kime? 

Şimdi seçim sonucu önümüzde duruyor:

Erdoğan’a oy verenlerin oranı yüzde 49.

Vermeyenlerin oranı 51

Cumhur İttifakına oy verenlerin oranı yüzde 49

Karşı oy verenlerin oranı 49.

Bu durumda  kimin gazası time mübarek oldu?

Kim kime karşı Müslümanlık adına savaş açıp, onu kılıçtan geçirdi.

Hangi yüzde 49'un karanlığı hangi 49'un aydınlığı

Bu, iktidar tarafında canımı sıkan ve endişelendiren şeydi.

Bir de muhafet tarafından çok canımı sıkan bir gazete manşeti vardı.

Seçim günü Cumhuriyet gazetesi, birinci sayfasına tam ortasından bölerek bir tarafını beyaz öteki tarafını siyaha boyamıştı.

Alında da şu yazıyordu:

“Neyin seçimi…”

Manşet demek istiyor ki, “Bu seçim aydınlıkla karanlığın arasında seçimdir…”

Peki bu sabah itibariyle Türkiye karanlık mı oldu?

Peki bu sabah itibariyle Türkiye neyi seçti?

Şimdi biraz sakinleşip tabloya serinkanlı biçimde bakalım ve okumaya çalışalım.

Önümüzdeki sayıların bir siyasi anlamı var bir de sosyolojik…

1.   Seçmenin yüzde 49’u Tayyip Erdoğan’ı yeniden Cumhurbaşkanı olarak görmeyi istediğini beyan etti.

2.   Hiç şüphesiz 21 yıldır iktidarda bulunan, bunca ekonomik kriz, 6 milyon göçmen, deprem gibi badirelerden çıkmış bir lider için büyük bir başarı.

Demek ki insanlar onun yaptığı yatırımları, savunma sanayindeki başarılarını beğenmişler. Beş yıldır söylüyorum. Ben de beğeniyorum.

Ama şu da gerçek AK Parti geriliyor

3.   Buna karşılık partisi AKP için aynı şeyleri söylemek mümkün değil.

Oyları yüzde 35’e gerilemiş. Büyük şehirlerdeki oy erimesi devam ediyor. Ülkenin Akdeniz, Ege, Marmara sahillerinde giderek küçülüyor.  Erdoğan’ın oturduğu Üsküdar’da bile seçimi kaybetmiş.

Devlet Bey artık koalisyonun çok daha güçlü ortağı

4.   Hiç şüphesiz bu seçimin  en büyük kazananı MHP lideri Devlet Bahçeli. Seçime ayrı girmek gibi çok yerinde stratejik bir karar almış.

5.   Koalisyon ortağı AKP 2018’e göre 7 puan kaybederken o yerini korumuş. Demek ki artık bu koalisyon içinde Devlet Bahçeli daha kuvvetli. Zaten güçlü olan iradesini kabullendirme kabiliyeti daha da arttı.

6.   Nereden bakarsanız bakın bu sonuç siyasi açıdan Cumhur İttifakı için bir başarı.

Ancak bu tablonun bir de sosyolojik boyutu var.

Her 4 vatandaştan biri CHP'li her üç vatandaştan biri AK Partili

7.   CHP’ye gelince. Oyu yüzde 26. Yani bu ülkede her 4 seçmenden biri ona oy veriyor. 3 seçmenden biri de AKP’ye…

Bu sayısal verilerin siyasi anlamı tabi ki açık.

 8.   Bu oy dağılımı tablosunun bize söylediği sosyolojik ve psikolojik gerçek de şu:

Bu ülkede artık hiçbir parti tek başına “Ben çoğunluğu temsil ediyorum” diyemez.

Tabi durum böyle muhalefetteki kimsenin de kendini sosyolojik anlamda bir azınlık olarak hissetmesi gereği yok.

Erdoğan son döneminde bu sosyolojik tabloya da bakar mı

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a gelince…

Bu sonuçtan sonra eminim önümüzdeki 5 yıla çok daha az stresli bir psikoloji ile girecek. Hakkıdır da…

Bu artık onun Cumhurbaşkanlığındaki  son 5 yılı.

Bu 5 yılı nasıl bir politika ile tamamlayacağı tabi ki kendi vereceği bir karar.

Kendisine oy vermeyen bir vatandaş olarak beklentim

Umarım bu dönemde olaya SADAT’ın başındaki zatın “Halkının yarısına karşı gaza açmış” bir muzaffer mümin edasıyla değil, halkının tamamının duygularını yumuşatacak, herkese güven verecek bir politikayla bitirir.

Cumhuriyet’in o hiç sevmediği manşetini de yalanlayacak şekilde, “Hiç merak etmeyin ülkenin tamamını aydınlık hale getireceğiz” duygusuyla cevap verir.

Hayatımda oy verdiğim hiç bir parti iktidara gelemedi.

Herhalde ömrümü böyle müzmin bir kazanamayan olarak tamamlayacağım.

Seçimi kaybetmiş taraftaki bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak samimi umudum ve duygularım budur.