Birçoğu hatırlı kişilerin üstüne kayıtlı olan kaçak Mercedes iddiaları ilginç bir aşamaya geldi. Son iki hafta içinde 50 dosya için beraat kararı çıktı
Abone olSavcılık polisi suçluyor, Gümrük Müsteşarlığı 'Bizi yanlış anladılar' diyor Gürültülü açıklamalarla kamuoyuna 'kaçak Mercedes'ler yakalandı' diye yansıtılan olaylarla ilgili davalar beraatla sonuçlanmaya başladı. Savcılık, polislerin işi savsakladığını düşünüyor. Belgelerin yanlış yorumlandığını ileri süren Gümrük Müfettişleri de, mahkeme kararından hoşnut değil. Hazine, bütün beraat kararlarını Temyiz'e gönderiyor. Sonuçta 3 milyar 'şerh parası' ödeyen hem Mercedes'ini geri alıyor, hem de devlet aleyhine tazminat davası açıyor. Sahtekarlık olsa bile beraat Son iki hafta içinde, sahte evrak tanzimi yoluyla ülkeye Mercedes otomobil sokulduğu iddiasıyla açılan yaklaşık 50 dosya için Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nden beraat kararı çıktı. Sanıklardan Doktor Sayit Usul ile ilgili kararda, dosyanın incelenmesi sonucunda sanık lehine bir durumun ortaya çıktığı belirtildi. Kararda şu ifadeler yer aldı: '..diğer yandan araçların ithali sırasında bir kısım işlemlerin yapıldığı ve bunların sahteliğinin ortaya çıkmış bulunması görülse dahi normal olarak araç ithalinin mümkün olması karşısında yapılan bu işlemlerin gereksiz bir işlem olup, dolayısıyla işlenemez bir suç durumu ortaya çıkmış olduğu gibi herhangi bir zarar meydana getirmediği değerlendirilmiştir.'' 'Kaçak' iddiası Yasa gereği bedelsiz ithalat, şahsi mahiyette bazı eşyanın ithaline ilişkin tebliğlerde (bedelsiz ithalat Seri No:1) düzenleniyor. 1997'de, Necmettin Erbakan'ın başbakanlığı döneminde açıklanan kaynak paketleri çerçevesinde bu tip bir bedelsiz ithalata izin verilmiş, bunun için de iki şart konmuştu. Getirilen Mercedes'in daha önce şahıs adına kayıtlı olup olmamasına bakılmadan üç yaşından küçük olması ve 21 Kasım 1997 tarihinden önce satın alınması koşulu gerekiyordu. Oysa bu tarihten sonra getirilip, 1997'den önce getirilmiş gibi belge düzenlenen yaklaşık 17 bin aracın 3 bin kadarı, daha sonra 'kaçak' olarak yakalanmış ve dava konusu olmuştu. Yukarıdaki mahkeme kararına esas teşkil eden olaydaki Mercedes'in de, 1 Ağustos 2000 tarihinde satın alındığı halde, 4 Ağustos 1997'de satın alınmış gibi gösterildiği iddia ediliyordu. Mahkeme, beraat kararının gerekçesinde, 'Oysa bu konuda birçok tebliğ yayınlandı, bir kısım kararlar daha sonra ortadan kaldırıldı. Yapılan soruşturmaların, kaldırılmış olan yasal çerçeve kapsamında yürütülmesi nedeniyle 'yasal dayanaktan yoksun yürütüldüğüne' dair Gümrük Müsteşarlığı Teftiş Kurulu'nun konuyla ilgili hazırladığı raporu Gümrük Müsteşarlığı'na sunduğu anlaşılmıştır'' ifadelerine yer verildi. Akşam, Gümrük Müsteşarlığı müfettişlerinin de kaçak Mercedes Operasyonu soruşturmasıyla ilgili raporunu ele geçirdi. Hakimin kızı ifade vermedi Soruşturmayı yürüten iki müfettişin imzasını taşıyan raporda 'Araçların çoğu kamuoyunun yakından tanıdığı kişi veya bu kişilerin yakınlarının üzerine kayıtlı çıkıyor. Bu kişilerin ifadelerini alamıyoruz. Defalarca ifade talebinde bulunduğumuz bu kişiler ifade vermiyor. Örneğin aracı kaçak olan bir Yargıtay üyesinin kızı bize 'ifade vermeyeceğini' açıkça belirtiyor' görüşüne yer verdiler. Yetkililer ayrıca, mahkemenin Teftiş Kurulu Başkanlığı'nın yazısını 'yanlış yorumladığını'' savunarak, 'Yazıda, soruşturmanın genişletilmesi isteniyordu. Bu, mahkemenin takdiridir' dedi. Hangi yolla getirildi kimlere kayıtlı idi? 11 ayrı ilin kaçakçılık savcıları tarafından yürütülen 'Kaçak Mercedes' operasyonunda Gümrük Müsteşarlığı Teştiş Kurulu Başkanlığı'nın hazırladığı rapor yaşanan vurgunun boyutlarını su yüzüne çıkardı. Raporu hazırlayan müfettişler Türkiye'nin 1 katrilyon lira zarara uğradığı kaçak otomobillerin en fazla Kırgızistan'dan ülkemize sokulduğunu belirledi. Müfettişler bugüne kadar 5 bin 422 kaçak otomobilin Kırgızistan'dan girdiğini, bu konuda Kırgızistan Büyükelçiliğimizle temasta bulunulduğunu ancak birçok güçlükle karşılaşıldığını belirtti. Müfettişler kaçak Mercedes otomobillerden birisinin de bir Yargıtay savcısının kızında bulunduğunu, ancak ifade vermeye bile gelmediğini belirtti. Mercedes arabaların yanı sıra yurda çok sayıda Rolls Royce, Porche, Cheroke, Jaguar, Lıncoln gibi lüks otomobillerin sokulduğunu da belirten müfettişler, bu arabaların zengin kişiler tarafından genelde yabancı ülkelere üniversite veya dil öğrenimi için ya da imamlık yapmaya giden kişilerin üzerine getirildiğini Türkiye'de ise satışın esas alıcılara yapıldığını belirtti. Gümrük Müsteşarlığı Teftiş Kurulu müfettişleri, yurtdışından getirilen kaçak otomobillerin birçoğunun evraklarda arabanın esas sahibi yerine hiçbir ilgisi olmayan üçüncü kişelere teslim edildiğini, bununla ilgili gümrük çalışanlarının soruşturma geçirilmesi gerektiğini vurguladı. Savcılık: Niye polisleri görevden alıyorsunuz Akşam aralarında milletvekilleri, bir Yargıtay eski üyesinin kızı ve konsolos eşinin de bulunduğu kaçak Mercedes soruşturması sırasında Ankara Kaçakçılık Savcısı ve Ankara Adliyesi Başsavcı Vekili Mehmet Çavuşoğlu'nun, soruşturmayı yürüten Ankara Emniyeti'ne yazdığı sitem dolu yazıyı da ele geçirdi. Mehmet Çavuşoğlu 18.12.2002'de gönderdiği yazıda, 'Kaçak Mercedes olayı ile ilgili olarak olayın başlangıcından itibaren bilgi sahibi ve belgelere yakın olan Başkomiser Uğur Çelik'in ve diğer görevlilerin görev yerlerinin değiştirilmesinden sonra evraklarımızın Başsavcılığımıza gönderilmesinde ve otomobillerin ele geçirilmesinde aksamalar gözlenmektedir' dedi. Ankara Kaçakçılık Savcısı Mehmet Çavuşoğlu, yazısında bu görev değişikliklerinden sonra dosyaların tamamlanamadığını belirterek, 'Dosyaların büyük çoğunluğu tamamlanarak Başsavcılığımıza gönderilmediğinden diğer Cumhuriyet Başsavcılıklarına yanıt verilmede ve işlerin çabuk şekilde yürütülmesinde zorluklar meydana gelmektedir' dedi. Kaynak : Akşam