KCK operasyonu kapsamında yeni bir yakalama kararı çıkarıldı. İşte kararın kapsadığı o isimler...
Abone olTerör örgütü PKK'nın şehir yapılanması olduğu belirtilen KCK'ya yönelik soruşturma kapsamında serbest bırakılan ve aralarında eski DEP Milletvekili Mahmut Alınak'ın da bulunduğu 4 isim hakkında yakalama kararı çıkartıldı.
Yakalama kararı ardından kamuoyuna bir mektupla seslenen Alınak, "Siz bu satırları okurken, ben tutuklanmış olacağım" ifadelerine yer verdi.
Başbakan Erdoğan'ın Dersim Katliamı'na ilişkin dilediği özürü de anımsatan Alınak, "Kendisi bugün Dersim için nasıl özür diliyorsa, yarın başkaları da şimdi yapılanlar için özür dileyecek" sözlerini vurguladı.
Soruşturma kapsamında aralarında avukatların da bulunduğu 34 şüpheli tutuklanmış, 9 şüpheli ise serbest bırakılmıştı. İstanbul nöbetçi 11. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından serbest bırakılan 9 isimden 8'i için savcı tutuklama yönünde itiraz etmişti.
İtirazı değerlendiren İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, 4 şüpheli hakkında yakalama kararı çıkarttı. Yakalama kararı çıkan isimler şöyle; eski DEP Milletvekili Mahmut Alınak, Mehmet Ayata, Yalçın Sarıtaş ile Sabahat Zeynep Arat. Yakalama kararı üzerine eski DEP Milletvekili Mahmut Alınak'ın Kars'ta, Mehmet Ayata'nın ise Diyarbakır'da yakalandığı öğrenildi.
BEN TUTUKLANMIŞ OLACAĞIM!
Eski DEP milletvekili Mahmut Alınak, "Siz bu yazıyı okurken ben tutuklanmış olacağım!" başlıklı mektubunda, Başbakan Erdoğan'ı Humeyni ve Rus Çarı İvan'ın da aralarında bulunduğu 'diktatörlere' benzetti.
"Etnik kökeni ne olursa olsun diktatörlüğe hizmet etmeyen herkes hedeftir. Gerici cemaate mensupsanız devletin tüm imkânları ayaklarınızın dibine serilir. Değilseniz düşman muamelesi görürsünüz" diyen Alınak, "Faturayı sadece muhalif Kürtler değil, bir şekilde Türkler ve öteki halklar da ödüyor"
PKK İLE SAVAŞIN BİTMESİNİ İSTEMİYOR
Alınak, mektubunda hükümetin PKK'yla olan mücadeleyi de bitirmek istemediğini ileri sürdü ve şu satırları yazdı:
"Halkın dini inançlarını dizginsizce sömüren bu diktatörlük, sanıldığının aksine PKK ile sürdürdüğü savaşın bitmesini istemiyor. Çünkü bu savaşı demokratik hak arama özgürlüğünü askıya almak, ezmek ve halkı boyunduruk altında tutmak için bir fırsat olarak kullanıyor. Savaşın bitmesini istemedikleri içindir ki, akan kanın durması ve gençlerin ölmemesi için girişilen her çabayı düşmanca karşılamaktadırlar. "
AMACINI AÇIKLADI
Hakkında KCK operasyonu kapsamında çıkarılan yakalama kararına da değinen Alınak, KCK'yla olan çalışmasının amacını da satır arasında aktardı:
"Gençler Ölmesin Ocaklar Sönmesin Girişimi (GEOS) adına İmralı' ya giderek akan kanın durması için sivil bir açılıma katkıda bulunmak istemiştim. Peki, onlar ne yaptı? Önümü kesmek için -zerre kadar da olsa hiçbir bilgi veya belgeye dayanmadan- beni KURYELİKLE suçladılar! Gel gelelim şimdi ortaya çıktı ki Tayyip Erdoğan'ın kuryeleri Kandil'e gitmiş! Ne var ki siz bu satırları okuduğunuzda ben kuryelik suçlamasıyla tutuklanmış olacağım! Bu küçük örnek bile nasıl karanlık bir oyun kurduklarını gün gibi ortaya koymaktadır.
DEVLET PUSUDA BEKLEDİ
"Avukatların Öcalan'dan aldıkları talimatları Kandil'e bildirmesi üzerine PKK silahlı baskınlar yaptı, muhtelif yerlerde yüzlerce asker hayatını kaybetti" deniyor. Bu komik iddia doğru ise, demek oluyor ki devlet suç ortaklığı yapmış! Çünkü 12 yıldan beri tüm avukat-Öcalan görüşmeleri devletin gözetimi ve denetimi altında gerçekleşiyor. Görüşmelerin her saniyesi ses ve görüntü cihazları ile kayıt altına alınıyor. Avukatların Öcalan'dan talimat aldığı ve bunları Kandil'e bildirdiği iddiası doğru ise -ki değildir- devlet neden tedbir almadı, neden engellemedi, neden sağır kesildi, neden 12 yıl tuzak kurup pusuda bekledi?
ŞİMDİ YAPILANLAR İÇİN DE ÖZÜR DİLENECEK
Başbakan Erdoğan'ın Dersim Katliamı'na ilişkin dilediği özürü de anımsatan Alınak, "Kendisi bugün Dersim için nasıl özür diliyorsa, yarın başkaları da şimdi yapılanlar için özür dileyecek. Ve onun tarihteki yeri Korkunç İvan'la Humeyni'nin yanı olacak" iddiasında bulundu.