M. Ali Birand, köşe yazarlığında nasıl başarının yakalanacağını yazdı. Fakat Birand, sistemdeki aksaklıkları vurguladı.
Abone ol Mehmet Ali Birand, "Şeytan diyor ki" başlıklı yazısında köşe yazarlarını eleştirdi. Birand, kendini halkın nabzına göre ayarlayan kalemşörleri yerin dibine sokarcasına eleştirdi.Yazı : M. Ali Birand
Kaynak : www.hurriyetim.com.tr
Günlük gelişmeleri yorumlarken işin kolayına kaçmak ve çoğunluğun duymak istediklerini yazmak, ardından da bol alkış almak varken, neden zoru tercih ediyorum? Neden eleştiri alma pahasına farklı bir görüş getirmeye çalışıyorum?
Gazetecilerin, köşe yazarlarının başlıca görevleri, günlük olayları yorumlamak, ne anlama geldiklerini anlatmaya çalışmaktır. Bunu yaparken de iki seçenek vardır.
Biri, okuyucu genelinin nabzına göre şerbet vermektir.
Örneğin, Avrupa Birliği, Öcalan davası veya Kıbrıs gibi sorunlarda, hiçbir ayrıntıya girmeden, sadece komplo teorileri üreterek yazı yazılabilir. Yabancıların tek fikirlerinin Türkiye’yi bölmek, yerden yere vurmak olduğunu ileri sürerseniz, alkış alırsınız. Avrupa Birliğinin bu ülkeye, orta ve uzun vadede neler getirebileceğine hiç değinmez ve vur abalıya gidersiniz. Veya Avrupa Mahkemesi yargıçlarının Türk düşmanlarından oluştuğunu ileri sürer, Öcalan kararının kasıtlı alındığını söylediğiniz taktirde, omuzlarda taşınırsınız.
Diğeri ise, komplo teorilerine değil, eldeki verilere göre yazmaktır.
Oyunun kurallarına dikkat çekersiniz.Ülkenizi yönetenlerin nerelerde hata ettiklerini ve karşı karşıya kalınan durumdaki sorumluluklarını sorgularsınız. İşte o zaman eleştiri oklarıyla karşı karşıya kalırsınız. Bütün birikiminizi, tüm temaslarınızdan edindiğiniz bilgileri bir araya koyarsınız ve kendinize göre doğruyu aramaya çabalarsınız. Ancak kendinizi beğendiremezsiniz. Ne satılmışlığınız kalır, ne hainliğiniz.
Aradan bir süre geçtikten sonra, bir bakarsınız ki siz haklı çıkmışsınız. “Ben demedim mi?” diye yazı yazmaktan hoşlanmıyorsanız, susarsınız. Ancak bir de bakarsınız ki, bir zamanlar sizi eleştirip yerden yere vuranlar, ortaya çıkanlar “Ben demiştim“ diye kendilerini överler. Kimseler de çıkıp “olur mu kardeşim, sen zamanında tam bunun aksini savunuyordun” demez. Zira kimse hatırlamaz.
Sizde aldığınız eleştirilerle baş başa kalırsınız.
Şeytan diyor ki, bırak kendi doğrularını ve toplumun hoşuna gidenleri yaz. Bol bol alkış topla. Ancak olmuyor, bir türlü bu alışkanlığımdan kendimi kurtaramıyorum. Bir de dikkat ettim, ne kadar komplo teorisi üretilirse üretilsin, bazı gerçekler eninde sonunda ortaya çıkıyor.
Ne dersiniz, şeytana mı uyayım, yoksa bildiğim yolda mı devam edeyim ?