BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46

Birand nasıl bir insandı?

Doğallığına, cesaretine, aşkla yaptığı haberlere, telaşına, gaflarına, kahkahalarına hayrandım.

Ben sadece ekrandan ve yazılarından tanıyorum, ona bayılıyordum.

Doğallığına, cesaretine, aşkla yaptığı haberlere, telaşına, gaflarına, kahkahalarına hayrandım.

Onunla bu dünyada tanışmak nasip olmadı, kim bilir belki "gerçek alem"de karşılaşırız...

Onu, dün ve bugün, öğrencileri, kendi tabiriyle "yol arkadaşları" anlattı.

Onlar, Mehmet Ali Birand'ın arkasından neden gözyaşları akıtıyorlar, onu sadece ekrandan tanıyanlar neden bu kadar üzgünler, çok daha iyi anladım.

Şöyle diyordu öğrencilerinden biri;

"O kadar mütevazıydı ki, bizler ondan bir şey öğrenebilmek için çırpınırken hiç kibirli davranmazdı, asıl ben sizden öğreniyorum derdi bize."

Bakar mısınız?

Yaptığı işte 1 numarayken en genç muhabirinin bile ona öğrettiklerinden bahseden, bunu söyleyen, haberin kahramanı Mehmet Ali Birand. Kim var ki etrafınızda böyle davranabilen.

Bir başka öğrencisi şöyle dedi: "Bize bir şeyler öğretmek için çok uğraşıyordu, bundan hiç vazgeçmiyordu. İyi haberimizden sonra da kötü haberimizden sonra da mutlaka arar, görüşlerini bildirirdi. Ama kırmadan, incitmeden."

O bir okyanustu çünkü...

Damla damla vermezmiş demek, oluk oluk akıtırmış bilgisini...

Bir diğer öğrencisi geliyordu hemen mikrofona; "Hiç sinirlendiğini görmedim, en fazla "eşek herifler" derdi. Yanlışımızı sesini yükseltmeden düzeltirdi. Hep öğretmendi, aynı zaman da hep de öğrenciydi."

Azarlamayı, bağırmayı, fırça atmayı motivasyon sanan milyonlarca yöneticiye, asıl motivasyon kıran şeyin bu davranışların olduğunu anlatmaya bu cümle yeter de artar sanırım, ekibiyle yaptığı işlerin başarısı ortadayken.

Bir diğer öğrencisi, bir diğer yol arkadaşı şöyle diyordu: "Ne yeyip ne içtiğimize kadar sorduğu olurdu, üşüyeceksin, çok bekleme orada derdi."

Ekibin başında olmanın, çalışanlarını korumak, çalışanlarına değer vermek olduğunu kavramıştı Mehmet Ali Birand. Bir baba gibi davranarak...

Öyleydi zaten, biz ekran başında hissediyorduk onun muhabirlerine sevgisini. Kim bilir kamera arkasında nasıl babalık yapıyordu onlara.

Bir başka yol arkadaşı konuşuyordu sonra; "Çok iyi iş çıkarıyorsun, maaşına zam yapılması için yönetimle konuşacağım dedi bana. Ve gitmeden de yaptı dediğini. Çok değer verirdi hepimize."

Burada söz konusu kesinlikle para değil. Bu davranışı bir çalışanına verdiği değer ve onun gelişimini gözlemesi değilse nedir?

Sonra bir başkası geliyordu mikrofona...

Ağlaya ağlaya anlatıyordu o da, "Hepimize arkadaşı gibi davranırdı, hiç öfkelenmeden konuşurdu, hep sakindi, hep güler yüzlüydü. Hepimizi birden kucaklardı, hiç ayrım yapmazdı."

İşte başarının sırrı.

Ekip çalışmasında konuşma dilinin, güler yüzün, hoş görünün, şikayet etmemenin, laf sokmamanın, elemanlarından birilerini ötekileştirmenin önemini anlatan örnek adam.

Ve bütün yol arkadaşları aynı cümleyi kurdular sözleşmiş gibi: "Ne olursa olsun, hasta da olsan, dertli de olsan, kendini kötü de hissetsen haberini ver."

İşte sorumluluk.

Ölünceye kadar çalışması da, narkozdan uyanamayacağını hesap etmeden yazısının gazeteye gidip gitmediğini sorması da mesleğine olan aşkı ve kurumuna duyduğu sorumluluktan başka bir şey değil.

Her cümlesi, her hareketi, her haberi örnek alınacak bir adamdı Mehmet Ali Birand...

İkisini birden başarmıştı, hem çok iyi bir gazeteci hem çalışanları için çok iyi bir ağabeydi.

O gitti.

İnsanlığını, kahkahalarını, gülen yüzünü, hoş görüsünü, sevgisini, iş aşkını, mütevazılığını, hayat dolu kalbini taktı koluna gitti.

Haberler yetim...

İzleyenler yetim...

Yol arkadaşları yetim...

Ne yazsan, ne söylesen anlatılamayacak kadar büyük bir adammış meğer o.

Bugün cenaze törenine katılan kalabalık da aslında bunu anlattı, onun arkasından atıp tutan insan kılığına girmiş canavarlara.

Mehmet Ali Birand'ı tapusu kendilerindeymiş gibi postaladılar cehennemlerine, cehennem yürekliler!

Oysa cennet insanın içindedir ki, bunu hiç öğrenemeyecekler! 

Hep hatırlanacak şeyler bırakmaktır önemli olan giderken ardında.

Ve en önemli şeydir insanın hayatında, sonsuzluğa uğurlanmalar da...

Sen çok yaşa Mehmet Ali Birand...

Çok yaşa...

Günün sözü: Tüm insanların ruhları ölümsüzdür, ancak erdemli olanlarınki hem ölümsüz hem de ilahidir. (Socrates)