Mehmet Ali Birand'ın haber spikerliği tartışması sürüyor. Bugün de Akşam yazarı Burhan Ayeri tiyatroyla ilgili yazdığı yazısında Birand'a dokundurmadan geçemedi
Abone olAkşam Gazetesi yazarı Burhan Ayeri bugünkü yazısında devlet tiyatrolarını konu aldı. Ama Ayeri, son günlerin en önemli tartışma konusu Mehmet Ali Birand'ın haber sunuculuğunu değerlendirmeden edemedi. Ayeri'ye göre Kenan Işık, Mehmet Ali Birand'dan daha iyi haber sunuyordu. İşte Ayeri'nin Akşam Gazetesi'nde çıkan yazısı:
Devlet Tiyatroları’na aranan kan hazır
Kenan Işık, medyada kısa sayılmayacak süre birlikte çalıştığımız arkadaşımız. Ona dostumuz, kardeşimiz diyebilecek yakınlıkta olduğumuz inancındayız. Bu yüzden TV-8’in Haluk Şahin yönetimindeki Derin Sohbeti’ne uzunca değineceğiz. Önce Işık’ın ‘Star’daki haber sunuculuğu’ ele alındı. Bizim ona ‘Bu işe soyunma’ deyişimizi hatırladık. Nitekim haklı çıkmaktan mutlu değiliz. Tıpkı ‘Yeşil Işık filminde oynama’ deyişimiz gibi. ‘Neden’ diye sorduğunda “Hülya Avşar’ın kaprisleri” cevabını vermiştik. Güzel gözlü aktrisin ‘Ben yatağa girmem, dublör kullanacağım’ şeklindeki hava basmasında Kenan’a ‘Sen de aynı şekilde davran’ dediğimizi çok iyi hatırlar.
Işık’ın bir Ali Kırca olma şansı zaten yoktu. Ancak, önemli günlerde ‘Yorum yazıp, okumasının ona yakışacağına’ inananlardandık. Bunu da ilettik. Bilgisi, kültürü ve Allah vergisi o müthiş ses tonuyla bu konuda yine şansı olduğuna inanıyoruz. Tıpkı, bir dönem başarılı köşe yazıları yazması gibi. Hatta daha da ileri gidelim. Işık dostumuzdan çok iyi bir ‘Başyazar’ olur.
Işık’ın haberciliğine bu kadar yüklendik diye fazla da alınmamalı. Aslında Mehmet Ali Birand’dan çok başarılıydı.
Haluk Şahin -O da bir başka sevdiğimiz isim ve iyi Beşiktaş’lı olduğunu kaçırmayalım- çok iyi sorularla can alıcı noktayı yakaladı. Birden “Devlet Tiyatroları’nın başına geçmeyi düşünür müsün?” diye soruverdi. Kenan, bu kurumu tepeden tırnağa çok iyi bildiğini anlattı, ‘Radikal değişiklik imkanı tanınırsa neden olmasın’ dedi. Bu cevabın çok önemli olduğuna inanıyoruz. Çünkü, hayatı tiyatroyla içiçe geçmiş bir ismin, çok iyi hizmetler verdiği müessesede başarılı olacağına yemin bile edebiliriz. Keşke bu teklif yapılıp, kabul edebilse. Hükümetin ve özellikle Kültür Bakanı Atilla Koç’un sırtından büyük yük kalkar. Gerçek sanatçılar hak ettikleri yeri bulurlar. Ağızları laftan başka şey üretmeyenler, kapının önüne konurlar.
Gelelim bir diğer önemli meseleye. Halen ekran için sit.com dizi çekmeye başlayan, ardından yeni bir yarışma sunacak olan Kenan Işık tekrar DT’na dönerse ekonomik açıdan perişan olur. Verilebilecek paranın üst limitini çok iyi biliyoruz. Bu durumda bize yine uyarı görevi kalıyor; ‘Sevgili Kenan, aç kalmayı kabul ediyorsan, evet diyebilirsin’!
H H H
Ukrayna-Türkiye maçını Show TV’den izledik. Melih Gümüşbıçak’ın az hatalı anlatımından şikayetimiz olmadı. Başlardaki ses krizinin ‘Made In Ukrayna’ olduğunu anladık. Eski ‘Demirperde ülkeleri’nde bu tip arızaların önlenmesi için uzun yıllara ihtiyaç olduğunu bilenlerdeniz. Show, bir tek şeyi eksik bıraktı; ‘Maçın önünü ve galibiyet sonrasını’ dolduramadı. Oysa maçı yayınlayamayan kanallar, bunu daha iyi başardılar.
Rıdvan Dilmen’in NTV’de söylediği gibi ‘Çok iyi değil ama, doğru futbolu oynadık’. Volkan, Selçuk, İ.Toraman ve hatta Hakan Şükür -Rakip defansı yordu, ileri çıkarttırmadı- gözümüze çarpanlardı. Dünya Kupası Finalleri için, biri bizim, diğeri Danimarka’nın oynayacağı iki maçla kaderimiz çizilecek. SKY TÜRK’ün yayınladığı ve Ogün Altıparmak’ın esnemelerinin de ekrana yansıdığı maçta, Gürcistan’a yarım düzine gol atan bu Danimarka Yunanlılara yenilmez. Sanırız, Arnavutluk’u evinde devirirsek Almanya vizesini alırız. Şimdi herkesi dikkatli olmaya çağırmak istiyoruz. Yunan Futbol Federasyonu, bir yandan Kopenhag’a hazırlanırken, öbür taraftan Arnavutlar’a ‘Avro dolu çantalar yollayacaktır’. Dostlarımızın, ‘Ekibimize kan kusturacağını’ şimdiden söyleyebiliriz. Bir de dikkat çekelim. Kardeş dediğimiz Azerbaycan’ın bizi tekme-tokatlarla sindirdiği ve zorla
1-0 galip geldiğimiz maçı hatırlatmakta yarar var.