BIST 8.807
DOLAR 34,23
EURO 36,90
ALTIN 2.999,23
HABER /  GÜNCEL

Bir tencere yemeğin vergisi ne kadar?

Vatandaşların, bir tencere etli kuru fasulye için 360 bin lira, iç pilav içinde 280 bin lira KDV ödediği belirlendi.

Abone ol

Ankara Ticaret Borsası'nın (ATB), aylık yayın organı Borsavizyon'un son sayısında bir yandan Türkiye'deki kayıtdışı ekonomiye dikkat çekilirken, diğer yandan da vatandaşın bir tencere yemek için ne kadar Katma Değer Vergisi (KDV) ödediği hesaplandı. Buna göre, vatandaş, bir tencere balık haşlama için 1 milyon 200 bin lira, cızbız köfte için 680 bin lira, kıymalı patates için 340 bin lira, çoban salata için 120 bin lira, bir kilo cevizli baklava için de 720 bin lira KDV ödüyor. Yine bir tencere kuru köftede ödenen KDV 680 bin lira, mercimek çorbası için 240 bin lira, düğün çorba için 600 bin lira KDV ödenmesi gerekiyor. Evde pişen bir tepsi börekten, daha ateşten inmeden devlet 245 bin lira KDV alırken, bir alo demenin ya da yakılan her ampul için elektrik düğmesine basıldığı anda KDV sayacı da çalışmaya başlıyor. Devletin 2003 yılı bütçe gelirleri içinde Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) ile Gelir Vergisi'nden sonra üçüncü sıraya yerleşen KDV, Hazine gelirleri içinde önemli bir yer tuttuğuna işaret edilen araştırmada, devletin 2003 yılında 16 katrilyon 45 trilyon liralık gelir beklediği KDV'de tahsilatın bu yılın ilk yarısında 6 katrilyon 719 trilyon lira olarak gerçekleşmesine dikkat çekildi. ATB'nin araştırmasında vatandaşın bir tencere yemeğe ödediği KDV tutarının yanı sıra Türkiye'de gıda sektöründeki kayıtdışılığa da vurgu yapıldı. Türkiye'de üretilen sebze ve meyvenin üçte ikisinin kayıtdışı olduğu vurgulanan araştırmada, temel gıda maddeleri harcamalarının toplam harcamalar içindeki miktarları konusunda da bilgi verildi. GIDA HARCAMALARININ DAĞILIMI Araştırmada, kırmızı ete göre daha ucuz olan beyaz et tüketiminin arttığı belirtilirken, başta tavuk ve hindi olmak üzere kümes hayvanlarına yönelik harcamaların toplamdaki payının yüzde 1.9'dan yüzde 3.2'ye çıktığı kaydedildi. 1994'de ekmeğin toplam gıda harcamaları içinde yüzde 10 olan payı 2002 yılında yüzde 10.7'ye, sütün payı yüzde 3.3'ten yüzde 3.6'ya, yoğurdun payı yüzde 2.4'den yüzde 3'e, yumurtanın payı yüzde 2.2'den yüzde 2.8'e çıktı. Öte yandan peynir için yapılan harcamaların toplam harcamalar içindeki payı 1994'teki yüzde 5.9 düzeyinden 2002 yılında yüzde 3.2'ye, margarinin payı yüzde 2.3'den yüzde 1.4'e, karpuzun payı yüzde 1'den yüzde 0.8'e, domatesin payı yüzde 2.7'den yüzde 2.3'e, patlıcanın payı yüzde 0.8'den yüzde 0.6'ya, kuru fasulyenin payı yüzde 0.9'den yüzde 0.7'ye geriledi.