BIST 9.627
DOLAR 35,20
EURO 36,68
ALTIN 2.956,08
HABER /  DÜNYA

Bir taraftan Kur’an, hadis diyeceksin...

Başbakan Erdoğan, “Ahlakı olmayan, her yolu meşru, mübah gören bir hareket asla başarıya ulaşamaz. Bir taraftan Kur’an diyeceksin, hadis diy...

Abone ol

Başbakan Erdoğan, “Ahlakı olmayan, her yolu meşru, mübah gören bir hareket asla başarıya ulaşamaz. Bir taraftan Kur’an diyeceksin, hadis diyeceksin, Allah, peygamber diyeceksin ama adın kasetlerle, komplolarla, ulusal ve uluslararası kirli işlerle anılacak. Hiç kimsenin bu aziz dine bu haksızlığı yapma hakkı yoktur" dedi.
AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, günlerdir Halk Bankası Genel Müdürü’nün evinden çıkar kutuların konuşulduğunu anımsattı. “Siz bu kutuların ne olduğunu nereden biliyorsunuz?” diye soran Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Kim bunların servisini sizlere yaptı. O paralar ne olduğunu nereden biliyorsunuz. Eğer evinden para çıktı diye bir insan anında suçlu buluyorsa buradan ben şimdi CHP’nin Genel Müdürüne soruyorum; evinden 2.5 milyon Euro çıkan şahsı siz neden milletvekili yaptınız. Hani çok temizdiniz. Niye milletvekili yaptınız. Bu iş bu kadar basit mi? Bakın bu operasyon başlayıncaya kadar CHP hukuk sistemine hakimlere, savcılara, polislere demediğini bırakmadı. Silivri’de yargıya yaptığı hakaretleri hepiniz biliyorsunuz. Polisimizi yaptığı hakaretleri hepiniz biliyorsunuz. Şimdi maşallah yargıyı da çok iyi savunuyor, polisimizi de çok iyi savunuyor. İnşallah böyle kalırsın. Hatta CHP’nin genel müdürü hakkında hakimlere hakaretten, mahkemeye hakaretten biliyorsunuz fezleke hazırlandı. Aynı CHP genel müdürü şimdi çıkmış bu savunmayı yapıyor. Daha bir hafta öncesine kadar polise demediğini bırakmayan CHP, şimdi sözüm ona polise sahip çıkıyor. CHP’nin milletvekili polisimize afadersiniz kameraların önünde ‘ana avrat sövdü’ buna karşı ne yaptı. Ne yaptı. Hiç… CHP’nin bir milletvekili kameraların önünde elindeki taşı polisimize fırlattı. Ne yaptılar hiç. CHP milletvekilleri barikatların en önünde oturdular görevi başındaki polisi engellediler. Ne yaptılar koca bir hiç. Hani hukuka saygınız, hani polise saygınız. Hukuk sisteminde aksayan bir şey varsa hükümet olarak biz yetkimiz sınırlarımız dahilinde onun üzerine gideriz” ifadelerini kullardı.

“ÇÜRÜKLERİ TEMİZLERİZ YA DA TEMİZLENMESİ İÇİN GEREKENİ YAPARIZ”
“Devlet kurumları içerisinde görevini yapmayan yetkisini kötüye kullanan varsa eğer devlete paralel bir örgütlenme söz konusuysa biz onunda üzerine gideriz ve gideceğiz” diyen Başbakan Erdoğan, “Biz ilkelerle hareket eden bir partiyiz, iktidarız. Hukukla hareket edeceğiz, etmeye devam edeceğiz. Anayasayla yasalarla hareket edeceğiz. Devlet kurumlarının hiç birini top yekun töhmet atlında bırakmayız. Çürükleri temizleriz ya da temizlenmesi için gerekeni yaparız. Şimdi burada bir noktaya tekrar dikkatleri çekmek istiyorum. Ekranları başında aziz milletimin de burayı özellikle burayı dinlemelerini rica ediyorum. Bakın 2013 yılında biz çok farklı bir mayıs ayı yaşadık. Küresel finans krizinin etkileri tüm dünyada çok ağır şekilde devam ederken Mayıs ayında biz Türkiye olarak tarihte örneği görülmeyen başarılara rekorlara imzamızı attık. Nedir bunlar bunları çok iyi değerlendirmemiz lazım. Çünkü şu olay yine altını çizerek söylüyorum ulusal bir operasyon değildir. Bu olayın uluslarararası boyutu vardır. Ve uluslararası boyutta bunun en tepe noktası vardır. Onun altında bunun çeşitli yerlerdeki taşeronları vardır ve olay basit olarak alınması. Bu AK Parti iktidarının Türkiye’nin büyümesine olan öncülüğü sebebiyle yapılan bir operasyondur” dedi.

“3. HAVAALANI İLE İLGİLİ DE HER TÜRLÜ OLUMSUZLUĞU BEKLEYİN”
Yapılan operasyonun gereceklerini bir bir sıralayan Başbakan Erdoğan, konuşmasında şunları kaydetti:
“Bir; İstanbul’daki 46 milyar dolarlık 3. Hava limanı ihalesini gerçekleştirdik ve dünyanın en büyük hava limanını yapmak için kolları sıvadık. Bakın bu çeşitli mahvilleri bir şekilde rahatsız etmiştir. Bunu bilmenizi istiyorum. Bu hava
limanına yönelik her türlü olumsuzluğu her an yapabilirler bunu da bilmenizi istiyorum. Bu dünyada ilk üç içerisine girecek bir proje ve böyle bir şey yapılıyor. İki; Ankara’da Japonya başbakanı ağırladık. Japonya ile Türkiye’de 22 milyar dolarlık bir yatırımla biliyorsunuz Nükleer Santral kurulması için ilk adımları attık. Burayla ilgili de bunu engellemek için herşeyi yapabilirler. Üç; İstanbul boğazına 2.5 milyar dolarlık bir yatırımla 3. Köprünün temelini attık. Başından itibaren biliyorsunuz bunu da engellemeye gayret ediyorlar. Yok imar, yok orman, yok şu, yok bu söylenmedik şey bırakmadılar. Dört; İstanbul Borsası 93 binin üzerine çıkarak tarihinin en yüksek seviyesine ulaştı. Rekor kırdı. Bu da hazmedilemedi. Dikkat edin borsaya müdahaleler ve borsanın yavaş yavaş inmesi oldu. Beş; Merkez Bankası rezervini biz 2002 yılında 27.5 milyar dolar olarak devralmıştık. Mayıs ayı içinde Merkez Bankası rezervimiz 135 milyar dolara ulaşarak bir rekor kırdı. Tabi şuanda onunda üstüne çıktı 136 milyar doları yakaladık. Ama o arada yine bir düşüş maalesef oldu. Altı; gösterge faizi biz 163 seviyesinde devralmıştık. Bakın Mayıs ayı içerisinde gösterge faiz tarihinin en düşük seviyesine düştü. Yüzde 4.6. Eğer o gidiş devam etseydi bu 2.5’e kadar düşe bilirdi. Ama tahammül edemediler. Dayanamadılar ve oradaki müdahaleyle biranda tekrar çıkmaya ve 9.5’e kadar tırmandı. Yedi; bir değil, iki değil, üç değil, tam dört kredi derecelendirme kuruluşu art arda türkiyenin kredi notunu mayıs ayı içinde artırdı. Buda tabiki onları çok ciddi manada rahatsız etti. Sekiz; IMF ile ilişkilerimizde tarihi bir gelişme yaşandı. 23.5 milyar dolardan devraldığımız borcu 14 Mayıs’ta ödedik ve defteri kapattık. IMF’ye borcumuzu sıfırladık. Sen mi sıfırlarsın işte burada uluslararası güçler devreye girdi. ‘Hayır sen her zaman borcu kalacaksın.’ Çünkü borçlu olan emir alır olaya böyle baktılar. Dokuz; enflasyondan sanayi üretiminde, dış ticarette yeni rekorlara şahit olduk. Buna da katlanamadılar. Evet işte tüm bunları sadece bir ay içinde peş peşe yakaladık.”

“BU VATANA İHANETTİR VE BUNU ACIMASIZCA YAPTILAR”
Türkiye’nin ilerlemesinin önünü kesmek için Gezi olaylarının başlatıldığına dikkat çeken Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Uluslararası medya İstanbul’a Ankara’ya adeta kamp kurdu. Bir yanda uluslararası medya bir yandan ulusal medya, bir yandan sosyal medya Türkiye’yi dünyaya karalamaya başladılar. Değerli arkadaşlar bu bir ihanettir. Bu vatana ihanettir ve bunu acımasızca yaptılar. Bakın açık söylüyorum; apaçık bir ihanete, apaçık bir ekonomik suikaste bu dönemde şahit olduk. Sadece faizin yükselmesinden Türkiye’nin kaybı 2 milyar doları aştı. Allah hamd olsun Gezi’de istedikleri başarıyı elde edemediler. Türkiye’ye daha ağır bedeller ödetemediler. Ekim ayından beri Türkiye yine çok parlak bir dönem yaşıyor. Turizm rekorlar kırdık, ihracatta rekorlar kırdık. Merkez Bankamızın rezervi az önce söylediğim gibi 136 milyar dolara çıktı. Orada da yine tarihin bir rekorunu kırmış olduk. Diyarbakır’da son derece muhteşem, heyecanlı, umut verici bir açılış törene yaptık. Gerek sayın Mesut Barzani’nin, 38 yıldır vatanından ayrı kalmış Şiwan Perver’in değerli sanatçımız Tatlıses’in katılımıyla unutulmaz bir Diyarbakır tablosu ortaya çıktı. Diyarbakır’da insanlar o meydanda ağladılar. Bismil’de Ergani’de ağladılar. Ekranları başında 81 vilayetten insanlar sevinç gözyaşları döktüler. Çözüm sürecinin nasıl güçlendiğini görenler sevindiler, umutlandılar. Geçen hafta başından itibaren en başta çözüm sürecine yönelik kardeşliğimizi hedef alan bir suikast girişiminde bulundular ayrıca. Bunu da görmemezlikten gelemeyiz. Gezi’de Mayıs ayının başarıları sabote edilmek istendi. 17 Aralık’ta Diyarbakır tablosuna da suikast düzenlendi. Bu aynı zamanda bizim içerideki barışımıza bir suikasttır. Burada hedef sadece çözüm süreci de değildir” şeklinde konuştu.

“HALKBANK’IN İNTİKAMINI ALMAK İÇİN TEZGAH KURDULAR”
Erdoğan, bir paket hazırlandığını içinde birbirinde farklı ilgisi olmayan dosyaları koyduklarının belirtti. Kamuoyunu etkilemek için bu paketi yolsuzluk ambalajıyla sunduklarını dile getiren Başbakan Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
“Manşetlere yolsuzluk iddiasını sundular. CHP’yi MHP’yi TÜSİAD’ı diğer birtakım sivil toplum örgütlerini, sermaye kuruluşlarını yolsuzluk üzerinden sahaya iteklediler. Kamuoyunu yolsuzluk iddialarıyla meşgul ederken arka planda Diyarbakır’ın, Mavi Marmara’nın intikamını almak için Oslo’nun 7 Şubat’ın bunun yanında Halkbank’ın intikamını almak için tezgah kurdular. Şu anda Halk Bankası’nın ederi 25 milyar doları çıkmıştır. Daha önce 100 milyonlarla ifade edilirken şimdi 25 milyar dolara ulaşmıştır. Bu tabi belli mahfilleri rahatsız ediyor. Ama ne yazık ki içerideki taşeronlar görevlerini bu süreç içerisinde maalesef bir ihanet anlayışı içerisinde haince yaptılar yapıyorlar . 9 gün içinde sadece Halkbank’ın uğradığı değer kaybı 1 milyar 625 milyon dolardır. Şimdi buna ne diyeceğiz? Çok güzel bir iş mi yaptınız diyeceğiz. Eğer sizin elinizde hukuka uygun ciddi belgeler varsa bunu önce bizimle paylaşırsınız. Gereği neyse bunun gereğini biz yaparız. Ama şu anda borsaya kote olan, dünyada değişik ülkelerde misyonu olan Halkbank’ı siz çökerttiğiniz zaman bir genel müdürü çökertmiyorsunuz, ülkeyi çökertiyorsunuz. 14 ay izleniyor. Bu izlemede yargıdaki birkaç zatın haberi olacak, yürütmede emniyette yine birkaç tane zatın haberi olacak. Ve onların dahil olmadığı hiçbir birimin haberi olmayacak. Böyle bir şey olabilir mi, düşünülebilir mi? Bunun karşısında yapılan adımlara karşı da birileri başta anamuhalefet aklına geleni söylemeye devam edecek. Halka açık şirketlerimiz 9 gün içinde yaklaşık 20 milyar dolar değer kaybetti. Faizlerde artış var. Türk lirasının değerinde bir miktar düşüş var. Türkiye’ye kaybettirdiler ama birileri de bu işten çok karlı çıktı.”

“VATANA İHANET İÇİNDE AJANLIK YAPAN, CASUSLUK YAPAN MEDYA KURULUŞLARI VAR”
“Türkiye içerisinde birtakım odaklar, bir takım örgütler, bir takım merkezler bu kirli odakta maşa olarak kullanıldılar” diye konuşan Başbakan Erdoğan, “Şu yaşadığımız dokuz gün Türkiye açısından tam anlamıyla bir turnusol kağıdı olmuştur. Biz bu medyayı bu sermaye çevrelerini bu örgütleri 10 yıllardır çok iyi biliyoruz. Çok yakından tanıyoruz. Şu süreçte bunların ne olduklarını, neye hizmet ettiklerini kimin çıkarını düşürdükleri, kimin değirmenine su taşıdıkları açık ve net şekilde ortaya çıkmıştır. Açık açık söylüyorum. Şu son olay göstermiştir ki Türkiye’de kendi ülkesinin değil başkalarının çıkarlarını düşünen, kendi milletinin değil başka çevrelerin rantını düşünen vatana ihanet içinde ajanlık yapan, casusluk yapan medya kuruluşları var, sermaye çevreleri, örgütler ve çeteler var. Bu kadar açık konuşuyorum. Devlet içinde maalesef böyle maşalar böyle taşeronlar var. Hükümet olarak biz yetkimiz dahilinde tamamen yine hukuk içerisinde kalarak bunun üzerine gideceğiz. Demek ki şu ana kadar çetelerle yaptığımız mücadele yetmemiş, zincirin daha çok farklı halkaları varmış. Çetelerle bu mücadeleyi vermiş bir hükümet olarak devlet içinde devletin, devlet içinde paralel yapıların oluşmasına kesinlikle göz yummayacağız. Bir hareket, bir dava en başta ahlak sahibi olmak zorundadır. Ahlakı olmayan hiçbir hareket başarıya ulaşamaz. Her yolu meşru, mübah gören bir hareket asla başarıya ulaşamaz. Bir taraftan Kuran diyeceksin, hadis diyeceksin, Allah, peygamber diyeceksin ama adın kasetlerle adın komplolarla adın ulusal ve uluslararası kirli işlerle anılacak. Hiç kimsenin bu aziz dine bu haksızlığı yapma hakkı yoktur. Müslüman o kimsedir ki elinden ve dilinden tüm insanlar tüm Müslümanlar salimdir. Bunu bir kenara koyamayız. Bu din azizdir, bu Mushaf indiği andan itibaren korunmuştur. Kendi mensuplarının yaptıklarından bu din yara almaz, Kur’an yara almaz. Ama yanlış içinde olanlar yara alır. Onların maskeleri düşer. Kim olursa olsun ister şahsım ister başkaları olsun, kime ve neye hizmet ettikleri açıkça ortaya çıkar. Birliğimiz kardeşliğimiz milletimizin bekasını ilgilendiren bir durum ortaya çıkıyorsa biz de anayasa ve yasalar çerçevesinde gereken adımı hiiç tereddüt etmeden atarız. Dini bir kisve altındaki örgütlerin bir takım ülkelerin ve çevrelerin maşası olarak benim ülkemde operasyon yapmalarına, ameliyat yapmalarına kesinlikle kesinlikle müsaade etmeyiz. Türkiye’ye milletimize milli iaredeye yönelik bir tezgah kurdular. Ama biz dik durarak bu tezgahı anında deşifre ettik. Deşifre etmeye de devam edeceğiz. Bu kirli tezgahın içerisinde AK Parti iktidarıyla çıkarları zedelenen malum çevreler var. Türkiye’nin kazanıyor olmasından rahatsız olan, Türkiye büyüdükçe, kazandıkça kaybeden çevreler var. Medyada yapılan yayınlara bakın bu çevreleri göreceksiniz. Siyasete, sermayeye bakın bu çevreleri göreceksiniz. İşte devlet kurumlarında da bu anlayışın taşeronlarını maşalarını göreceksiniz. CHP çıkıyor kendince bize yolsuzluk ithamlarında bulunuyor. Çünkü CHP’ye bu vazifeyi verdiler. CHP hükümetlerde hiçbir zaman seçimle yer almış bir parti değildir” diye konuştu.
(İHA)