Fatih Altaylı "Bir numaralı sanık" Org. Saldıray Berk'in durumunu sordu, hukukçular yanıtladı;
Abone olFatih Altaylı'nın bu hafta Teke Tek'teki konukları Emekli Genelkurmay Askeri Savcısı Saim Öztürk, Askeri Yargıtay Onursal Üyesi Ali Fahir Kayacan, İstanbul Baro Başkanı Muammer Aydın ve Demokrat Hukukçular Derneği Başkanı Halil Doğan oldu.
Fatih Altaylı, konuklarıyla Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede bir numaralı sanık olarak adı geçen 3'üncü Ordu Komutanı Orgeneral Saldıray Berk'in görevden alınıp alınamayacağını konuştu.
GÖREVDE KALMASI DOĞRU MU?
Fatih Altaylı, "3. Ordu Komutanı'nın durumu... En riskli sınırlarımızın bulunduğu yer ve 16 orgeneralde birisi, terör örgütü üyesi olma şüphesiyle 15 yıla kadar hapsi isteniyor... Böyle bir durumda 3. Ordu Komutanı hakkında böyle bir suçlama var. Orgeneral sayısı da belli, açıkta orgeneral onu oradan alsanız yerine kimi koyacaksınız, bir korgenerali yükseltmeniz lazım ve bütün sistem bozulur. Saldıray Berk'in görevde kalması doğru mu?" diye sordu.
Altaylı'nın sorusunu Emekli Genelkurmay Askeri Savcısı Saim Öztürk, şöyle yanıtladı: "Bu da bana rastlamış çok zor bir soru. Şunun için zor bir soru. Ben Sayın Berk'i çok iyi tanıyorum ve kendisiyle de görev sebebiyle bir müddet çalıştım. O dönem içerisinde görev alışverişinde bulunduğumuz için soruşturmalarla ilgili kendisi hakkında olumlu fikirlere sahibim. Ben o garnizonda da görev yaptım. O da çok enteresan. DGM hakimi olarak görev yaptım. Bu tip garnizonlarda genelde bu tip siyasal olaylar ya da konular oranın garnizon komutanıyla da zaman zaman paylaşılır. İstihbarat biçiminde paylaşılır, görüş alışverişi biçiminde paylaşılır.
Ama devletin güvenlik faaliyeti içinde nasıl bir gelişme olmuştur onu da bilmemiz mümkün değil. Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu'nun 65. maddesine göre, ağır hapis, yüz kızartıcı suçlar, hariç beş sene ve daha fazla hapis cezasını gerektiren suçlarla ilgili Bakanlık, subay ve astsubayları açığa alabilir. Ama bu gerekli hukuki incelemeler yapıldıktan sonra, iddianameler incelendikten ve değerlendirildikten sonra, Milli Savunma Bakanlığı'nın, Genelkurmay Başkanlığı'nın görüşü alınarak yapılan bir uygulamadır. Bu iddianameyi görmedik, bilmiyoruz. Ne denli güçlü bir iddianame, nasıl kanıtlar var, bunlar hakkında hiçbir fikir sahibi değiliz. Dört satırlık bir beyanla da, yasa dışı terör örgütü mensubu olduğu yazılmış olabilir. Sayfalar dolusu kanıtlar getirilebilir. Bir hukukçu olarak bu konuda şu an bir şey söylemem zor. Bu tamamen Milli Savunma Bakanlığı'nın ve Genelkurmay'ın takdirine kalmış bir uygulamadır. Yasal prosedür bunu gerektirir."
"BAKANLIĞIN İLGİLİ BİRİMİ İNCELER"
Askeri Yargıtay Onursal Üyesi Ali Fahir Kayacan da konunun prosedürünü açarak süreci şöyle anlattı: "Meslektaşımın da belirttiği gibi bu konu 65. maddeye göre şekillenir ve prosedür şöyle işler; subay ve astsubaylara yönelik düzenlenen iddianame, bu adli yargı savcılıkları tarafından da düzenlenebilir, askeri savcılıklar tarafından da... Bu iddianameler Milli Savunma Bakanlığı'na gönderilir. Milli Savunma Bakanlığı'nda ilgili hukuk birimi olan Askeri Adalet İşleri Başkanlığı'ndaki hukukçular incelerler, iddianamedeki delil durumuna bakarlar ve yasaya bakarlar. İddianamedeki sevk maddesi ile yasada öngörülen açığa alma suçları veya cezaları itibariyle uyum sağlanıyor ise o zaman iddianamedeki tanık durumuna bakarlar.
İlgili Askeri Adalet İşleri Başkanlığı bir yazı hazırlar ve Milli Savunma Bakanı'na sunar. Yetki tamamen Milli Savunma Bakanı'nındır, onlar böyle istiyor diye Bakan mutlaka imzalamak zorundadır diye bir kural yoktur. Prosedür böyle işliyor. Bu normal olaylar için bir prosedür. Terörle mücadeleyle görevli bir ordunun, 3. Ordu'nun Komutanı bir terör örgütü üyesi olmakla suçlanıyor. Şimdi tabii görevde kalması, bir an için normal kabul edilmeyebilir ama Türkiye'de ne yazık ki iddianame içerikleri tam sağlam olmadığı için o kişi görevden alındığı takdirde, onun mağduriyeti veya onun kişiliğine yönelik bu ağır saldırının hesabını kim verecek? İşte mesele burada. Tutuksuz davalarda ne yazık ki bir tazminat da yok. Zaten hiçbir tazminat o üzüntüyü gideremez."
Kayacan, Saldıray Berk'in görevden alınması durumunda ise yerine başka bir orgeneral atanacağını ve o orgeneralin bıraktığı kadroya da bir Korgeneral'in vekalet edeceğini belirtti.