AK Partili M. Zekai Özcan'ın trafik polislerinden duyduğu sözler ve gördüğü muamele aslında bize hiç de yabancı değil..
Abone olAK Parti Ankara Milletvekili Mehmet Zekai Özcan, ''Elmadağ'da trafik cezası yazan polis memurunu sürgün ettirdiği'' yönündeki iddiaların tamamen asılsız olduğunu söyledi. Özcan, polise kendisini sade vatandaş olarak tanıttığı için başına gelmeyenin kalmadığını bildirdi.
Özcan, 16 Eylülde, Elmadağ ilçesinde seçim çalışmalarına katıldıktan sonra, saat 22.00 sıralarında evine gitmek üzere arabasıyla Elmadağ Caddesinden geçtiğini söyledi. Daha önce çift yön olan, daha sonra tek yöne çevrildiği anlaşılan yolda, uyarıyı görür görmez durduğunu ifade eden Özcan, sivil polis memuruyla arasında geçen olayı şöyle anlattı:
''Bu sırada külhanbey kılığındaki sivil polis memuru, 'hey dayı nereye gidiyorsun? diye sert çıkışınca şaşırdım. Bunun üzerine arabamın açık olan penceresinden 'siz kimsiniz?' diye sordum. Külhanbeyi kılığındaki kişi, 'ben polis memuruyum' deyince, 'bende vatandaşım, sizin böyle davranmanız doğru mu?' diye sordum. Polis memuru Emniyet Müdürlüğü önündeki diğer polislere 'Mercedes'in içinde konuşuyor, bunlara dayı değil de beyefendi mi diyeceğiz?' diyerek, ileri geri konuşmaya başladı. Bunun üzerine 'niye Mersedes'i karıştırıyorsun' ifadesini kullandım. Diğer polis memuru 'yok başka Mersedes'ten bahsediyor' diye olayı kapatmak istedi. Bunun üzerine polisin amiriyle görüşmek istedim. Başkomiser de sivildir, olayı takip etmektedir. Başkomisere, 'polis memurunun konuşmalarını duydunuz, bir şey demeyecek misiniz?' diye sordum. Eli cebindeki başkomiser de aynı tavır içinde 'git arabanı doğru park et de gel, seninle konuşmam' dedi. Vatandaş milletvekili olarak çaresiz arabayı park edip geldim. Başkomiser, arabanın parkını yine beğenmedi, bu sefer 'git karşıya park et' dedi. Bunun üzerine başkomisere, 'polis memuru, sivil olarak yanlış yapabilir, bunu düzeltmek, problem çözmek sizin göreviniz. Siz tam tersine problem çözmek yerine problem üretiyorsunuz' dedim. O sırada Emniyet Müdürü geldi, olayı ona da anlattım. Emniyet Müdürü, 'sen içeri gir beni bekle' dedi. Vatandaş milletvekili, herhalde kendisinden özür dileneceği düşüncesiyle içeri girip bekledim. Gelen giden yoktu. Tekrar dışarı çıktım, Emniyet Müdürüne, 'benim içeride beklememi söylediniz, daha ne kadar bekleyeceğim?' diye sorunca, Emniyet Müdürü 'devletin malıdır otur içerden niye çıkıyorsun, trafik ekibini çağırttım' dedi. Sade bir vatandaş hüviyetiyle müdüre de 'problem çözmek yerine vatandaşa problem yaratıyorsunuz' dedim. Bir süre sonra trafik ekibi geldi. Emniyet Müdürü, trafik ekibine 'evraklarını alın cezasını verin' talimatı verdi.''
Olayda hiçbir trafik kuralının çiğnenmediğini, ters yoldan geçilmediğini ifade eden Özcan, polis memurlarına milletvekili olduğunu söylemek zorunda kaldığını belirtti.
Özcan, bunun üzerine Emniyet Müdürünün kendisine milletvekili kimliğini sorduğunu, kimliği gösterdikten sonra da olay yerinden ayrıldığını anlattı.
Konuyla ilgili İçişleri Müsteşarını aradığını belirten Özcan, ''Ona durumu anlatarak, vatandaşa daha iyi davranılması için, kimi yerlerde memurların eğitimine önem verilmesini istedim. Olayı incelemek için muhakkik tayin edildi. Muhakkikler, bilgime başvurdu. Bu arada polis memurunun yerinin değiştirildiği, Akyurt'a verildiğini söylediler. Eski bir bürokrat ve genel müdürlük yapan Milletvekili olarak bunun yanlış olduğunu söyledim. 'Önemli olan Kamu da çalışanların eğitiminin yapılmasıdır. Yer değişikliği çözüm değildir. Eğitimden geçmediği için aynı tavrı orada da gösterebilir' dedim'' ifadelerini kullandı.
Daha sonra gazetelerde tek taraflı, tamamen gerçek dışı haberler yer aldığını ileri süren Özcan, şöyle devam etti:
''Sanki polis memuru ceza yazmışta, milletvekili buna itiraz etmiş, bundan dolayı sürgün edilmiş gibi... Elmadağ'dan Akyurt'a sürgün olamaz. Akyurt Ankara'ya daha yakın ve aktif bir metropol ilçemizdir. Milletvekili hiç kimseye, şunu alın veya tayin edin dememiştir. Onun için önemli olan ilkedir; şahıslar değil. Hatta eğitimden geçirilmeden yapılan yer değişikliğinden rahatsız olduğunu muhakkiklere de söylemiştir. Olayın tarihi de yanlıştır. Eylül'ün 16'sıdır. Trafikte ters yöne girilmemiştir. Sivil polis memuru trafik polisi değildir. Herhangi bir ceza yazılmamıştır. Milletvekili, milletvekili olduğunu söylememiş, sade bir vatandaş olarak nasıl bir muameleye uğrayacağını gözlemlemek istemiştir.''
CHP Ankara Milletvekili Nesrin Baytok'un, İçişleri Bakanına verdiği soru önergesini de ''talihsizlik'' olarak niteleyen Özcan, Baytok'un konuyu araştırmadan böyle bir önerge vermesine üzüldüğünü söyledi.