Gaziantep’te çocukluk yıllarından bu yana yarım asra yakın süredir sedefçilik mesleğini icra eden Halil İbrahim Akpolat, ölüm tehlikesi taşı...
Abone olGaziantep’te çocukluk yıllarından bu yana yarım asra yakın süredir sedefçilik mesleğini icra eden Halil İbrahim Akpolat, ölüm tehlikesi taşıyan mesleklerinin çırak yetişmediği için yok olma tehlikesi ile karşı karşıya olduğunu söyledi.
Akpolat, mesleği icra ederken kezzap gibi kimyasal kullandıklarını, kendisinin bu nedenle astım hastası olduğunu belirterek bu mesleği yapan kişilerin normal insanlara göre 20 yıl daha az yaşadığını belirtti.
32 senedir sedefçilik mesleği ile geçimini sağladığını aktaran Akpolat, bin bir güçlükle ortaya çıkardıkları sedef işlemeli ürünlerin çok rağbet görmediğini ve tanıtılamadığını kaydederek şu şekilde konuştu:
“Sedefçilik işi ile 32 senedir uğraşıyorum. Gaziantep’e özgü sedef sanatıyla uğraşıyorum. Biz bu işi yapıyoruz ama biz satışta ve tanıtımda sıkıntı yaşıyoruz. Ürünümüz tanıtılmadığından Türkiye’de sadece Gaziantep’e ait olan sedef sanatı tanınmıyor.”
Sedef sanatının ve sedef işlemeli ürünlerin bazı zamanlar dizilerde kullanıldığını ve bunun kendilerine olumlu bir yansıması olduğunu belirten Akpolat, “Bazı zaman dizilerde görünüyor ama açıktan açığa tam tanınmıyor. Karagül ve Muhteşem Yüzyıl gibi dizilerde birkaç bölümde gösterildi. Bu dizlerin bu mesleği tanıtma konusunda etkisi oluyor. Biz de o dizilere sedef işleme işler gönderdik. Bu işin belgeseli olsa yine tanınır. Bizim yerel televizyonlarda tanıtımı oluyor ama nereye kadar? Özel televizyonlarda bunun belgeseli olsa belki biraz daha işlerde hareket olur. Bu el sanatı olan bir ürünümüz. Dünyada tanıtılmıyor, dertliyiz, sıkıntılıyız. Kaç sefer iflasın eşiğine geldik. Sanatımız hiç tanımıyor. Bakır sanatı da sedef sanatı da dünyada tanınmıyor. Yetkililerin bu konuya el atmasını istiyoruz; bizim elimizden tutmasını istiyoruz. Bizimle kimse ilgilenmiyor. Bu tanıtılabilir. Devletimiz yardımcı olabilir” dedi.
Mesleği yapan kişi sayısının eskiye nazaran büyük bir düşüş yaşadığını ifade eden Akpolat, “Bu nesli tükenen bir el sanatıdır. Önceden 100 dükkan vardı, şimdi ise 10 dükkan yok. El sanatına bu kadar mı kıymet veriliyor? Türkiye’de yapılan bir sanat, Gaziantep’te yapılan bir sanat. Ben dertliyim. Yetkililerden sesimi duymalarını istiyorum” diye konuştu.
Mesleğin icrasında yaşadıkları zorlukları dile getiren Akpolat, “Bunun yapımı ceviz ağacı veya gürgen ağacı dediğimiz ağaç, iki tür ağaçtan oluyor. Bu telkâri işlenerek, tel işlenerek, Osmanlı motifleri, Selçuk motifleri çizilerek, yani bir ham ağacı düşünün, o ağaçtan bu işler çıkıyor. Kutu, kılıç, zigon sehpası, yani bin bir türlü hediyelik eşya yapıyoruz” şeklinde konuştu.
Sedef işlemesi yapılırken kezzap kullandıklarını hatırlatan Akpolat, bu kimyasallar sebebiyle ölüm tehlikesi yaşadıklarını belirtti. Akpolat, şu şekilde konuştu:
“Bu işi yaparken kezzap kullanıyoruz. Bu işin ölüm tehlikesi var ama biz bu işi yapıyoruz. Ben astım hastası olmuşum çünkü kezzap kullanılıyor, yakma yapılıyor, yani her şey doğaldır. Hayatta boyama yapamazsın, tüple yakarak yapılır. Sedefin tozunu yutan insanlar 20 yıl daha az yaşıyor. Ben bu konuda bize yardım etmelerini istiyorum” ifadelerini kullandı.
(İHA)