Türkiye'yi sarsan kaset skandalının bir benzeri de İngiltere'de yaşanıyor. Oradaki tartışmalar da son derece hararetli.
Abone olTürkiye'de kamuoyu, milletvekili adaylarıyla ilgili kaset iddiaları ve ardından gelen istifaları tartışırken, İngiltere'de de benzer bir "mahremiyet" tartışması yaşanıyor.
Türkiye, 12 Haziran'da yapılacak genel seçimlere bir ay kala, milletvekili adayları hakkındaki kaset iddialarıyla ve ardından gelen istifalarla sarsılıyor. Son olarak bugün Milliyetçi Hareket Partisi'nden iki isim istifa ettiklerini açıkladı. Öte yandan, kasetlerle ilgili olarak medyada ve kamuoyunda "özel hayatın mahremiyeti" tartışmaları sürüyor.
Tartışmalarda, günümüzde mahrem olanın tanımının değiştiği, hatta internet çağında artık hiçbir şeyin gizli kalmayacağı söyleniyor. Dahası böylesi bir gerginlik yaşayan tek ülke Türkiye de değil. Son günlerde İngiltere kamuoyunda da benzer bir tartışma Twitter'la ilgili olarak yaşanıyor.
İngiliz basınında yer alan haberlere göre, kimliği belirlenemeyen bir kullanıcı, haklarında haber yapılmasını engelleyen mahkeme kararları çıkarttıran bir grup ünlü ve sosyetik kişinin isimlerinden oluşan listeyi Twitter'dan kamuoyuyla paylaştı.
Bir anda 50 binden fazla takipçi sayısına ulaşan kimliği belirsiz kullanıcı karşısında hukukçular çaresiz kaldı. Zira Twitter bu ünlülerin adlarının yer aldığı tweet'lerin yayından kaldırılmasını reddetti.
"İKİNCİ SPYCATCHER VAKASI"
Olay, İngiliz gazetelerinde eski bir MI5 yetkilisi olan Peter Wright'ın otobiyografisi Spycatcher'a getirilen yayın yasağına atıfla "internet çağının Spycatcher anı" olarak nitelendirildi.
Kitap ilk piyasaya çıktığı dönemde uygulanan yayın yasağı, 1988 yılında hukukçuların, yurtdışındaki basımlar sayesinde kitabın İngiltere'de yayılmasını önlemenin imkansız olduğunun anlaşılmasıyla kaldırılmıştı. Gazeteler, New York'a muhabirler göndererek kitabın kopyalarını aldırmıştı.
Kimliği henüz tespit edilemeyen kullanıcı, Pazar günü bir anda arka arkaya tweet'ler göndererek, hakkında yayın yasağı çıkarttıran ünlüler listesini kamuoyuna duyurdu. Ancak işin ilginç tarafı olay listede yanlışlıkla adı geçen Jemima Khan'ın hakkındaki tweet'leri 60 binden fazla kullanıcısıyla paylaşıp onları "gerçek olmayan ve üzücü" söylentilere karşı uyarmasıyla ortaya çıktı.
"KORKUNÇ BİR KABUS"
Khan, Jeremy Clarkson tarafından, birlikte çekilen fotoğraflarının yayımlanmasına engel olmak için bir karar çıkarttırıldığı iddiasını "korkunç bir kabus" olarak nitelendirerek "Oğullarımla bu yüzden okulda dalga geçecekler" dedi. Khan daha sonra Clarkson ve eşi Frances'in kendisine destek mesajları gönderdiğini de duyurdu.
Aslında daha önceden de böyle yayın yasağı kararı aldırdıkları söylenen isimlerle ilgili söylentiler internette yayılıyordu. Ancak son olayın hızı tartışmalar için kritik bir dönüm noktası oldu.
Daha önce Wikileaks'in kurucusu Julian Assange'ı savunmasıyla tanınan avukat Mark Stephens, dün gece yaptığı açıklamada, bu isimlerin Twitter'da paylaşılmasının, başka ünlüleri benzer yayın yasağı kararları almaktan caydıracağını söyledi. Stephens, "Bu sonun başlangıcı demektir. Eğer avukatlar bazı şeylerin sır olarak kalmasını kanıtlayamazsa, zengin bir futbolcu bile avukatlara 100 bin sterlin vermeden önce iki kez düşünecektir" dedi.
"LİSTE KOLUM KADAR"
Öte yandan dün, adı listede geçen ünlü bir aktörle ilişki kurduğunu öne süren bir fahişe, başka ünlülerin de kadınlarla ilişkilerinin duyulmaması için benzer kararlar aldığını söyledi. BBC Radyo'ya konuşan 23 yaşındaki Helen Wood isimli kadın, "Kızlar hakkında karar aldıran erkeklerin listesi benim kolum kadar. Her yerden böyle yasaklar çıkıyor" dedi.
Twitter olayının bir diğer önemi de önümüzdeki ay Chancery Yüksek Mahkemesi İstinaf Dairesi Hakimi'nin açıklayacağı yayın yasağı kararlarıyla ilgili raporun hemen öncesinde yaşanmış olması.
Hafta sonundaki ifşaların özellikle cinsel içerikli olaylarla ilgili olduğu ve İngiltere'deki hakimlerin yeni bir özel hayat yasasını yürürlüğe koymaya hazırlandıkları bir dönemde basın özgürlüğünü savunanlar için yıkıcı bir etki yapabileceği ifade ediliyor.
BUNDAN SONRA NE OLACAK?
Sansür Endeksi editörü Padraig Reidy, birçok Twitter kullanıcısının hakkında yasak çıkarılan olayların "şehvetli" doğasına eleştirel yaklaştığını söyledi. Reidy, "Eğer mahremiyet ve ifade özgürlüğü meseleleri kimin kimle yattığına indirgenirse, gerçek muhbirlere ihtiyaç duyulan ve mahremiyetin ihlalinin kamunun yararına olduğu durumlarda görüş açımızı yitiririz" dedi.
Twitter cephesi ise mesajları kaldırmayı ve tartışma yaratan kullanıcı hesabını kapatmayı henüz reddediyor. Ancak Stephens'a göre tweet'leri yazan kişi ciddi bir cezayla yüz yüze gelecek. Adı yanlışlıkla listeye girenler iftira davası açabilir. "Mahkeme kararına aykırı davranan bu kişiye diş fırçasını almasını tavsiye ediyorum. Çünkü muhtelemen sonu Pentonville hapishanesinde olacak" diyen Stephens, bu bilginin yüklendiği e-postaların şimdiden takip edilmeye başlandığına emin olduğunu söyledi.