Bir gün Hz.Hızır hamamda yıkanan bir ihtiyarın yanına yaklaşmış...

Bölgemiz tehdit altında. Küreselleşme dünyamızı daraltmış durumda. ABD, Çin’i bitirmek için ilk hamlesini yapmak üzere. ABD İran’ı tamamıyla çevrelemiş durumda.

Enerjisinin çoğunu İran’dan sağlayan Çin, ABD’nin İran’a karşı yapacağı olası bir operasyonda ki pozisyonu merak konusu. Tabi ki Rusya’yı unutmamak lazım. Rusya böyle bir operasyona asla izin vermeye bilir. Çünkü bir sonra ki hedef kendisi olacaktır.

Peki Türkiye nasıl bir pozisyon alacaktır?

Böyle bir operasyonun sonunda hedef Türkiye Rusya ve Çin olacaktır. Kesinlikle Türk Devleti, İran’a karşı yapılacak bir operasyonun içinde olmayacaktır. Böyle bir zemini de ortadan kaldırmak için imkansız da olsa diplomasiyi zorlayacaktır.

Zaten ABD’nin Türkiye ile alakalı en büyük sıkıntısı da bu.

ABD’nin Türkiye’ye karşı olumsuz tutumlarından biri de, Türk Devletinin Birleşmiş Milletler de İran’a sürekli arka çıkması.

Türk Devleti ile ABD’nin diplomatik ilişkileri en son yılların en kötü zamanlarını yaşıyor. S400 hava savunma sistemi, ABD’nin FETÖ’yü himaye etmesi, Türkiye’nin Suriye üzerinde aldığı insiyatif, Akdeniz’de ki hamleleri, Kıbrıs meselesi, Türkiye’nin İran, Rusya ve Çin gibi ülkelerle yakınlaşması, gerginliği en had safhaya taşıdı.

Türkiye kendi çıkarları peşinde koşmaya devam edecek. Koşmak zorunda. Gerekli büyük adımları atmak, kendi ulusal güvenliği adına önemli. Türkiye’yi yolundan çeviremeyecekler. Kimsenin gücü buna yetmeyecektir. İstedikleri kadar ters operasyon yapmaya çalışsınlar, istedikleri kadar algıyla oynamaya çalışsınlar. Bu millet burada. Bu millet heryerde. Artık eski, bozuk, başı boş, sahipsiz bir ülke değil...

Ülkemizle ilgili insiyatif alma kararı uzun zamandır bu ülkenin çocuklarında ve öyle olmaya devam edecek.

Bu insiyatifin en önemli, en belirgin örneği kendi silahımızı üretiyor olmamız. Lazer, manyetik, İHA, SİHA ve bir çok yerli yazılımlarla yapılan yerli silahlar, bu ülkenin genç çocukları tarafından geliştiriliyor.

Türk Devleti, milli savunma sanayin de inanılmaz adımlar atıyor. Çok önemli silahları TSK envanterine katmaya devam ediyor. Savunma Sanayini daha da haraketli bir duruma getirmeliyiz. Düşman her geçen gün ülkemiz üzerinde ki emellerini apaçık ortaya koyuyor. Düşman sayımızı hatırlatmaya gerek yoktur sanırım…

Bu arada savunma sanayi konusunda bizlere yani Türk halkına ne düşüyorsa yapmaya hazır. Gerekirse savunma sanayimiz için bu millet ihtiyaç halinde maddi kaynak sağlaya bilir. Yeter ki devlet büyüklerimiz yol haritasını ortaya koysun.

Her güne yeni bir olay, yeni bir kaosla uyanıyoruz. Ve maalesef Türkiye tüm bu olumsuzlukların içinde. Dünya’nın en tehlikeli bölgesinde konumlanmak kolay değil tabi. İçeriyi de ısrarla karıştırmak istiyorlar. Ama buna asla izin vermeyeceğimizi biliyorlar ama peşini de bırakmıyorlar. Hz.Adem ile Şeytan’ın savaşı kıyamete kadar sürecektir.

Bu arada gündem o kadar hızlı akıyor ki, bir olaya odaklanmak ve ya bir durumun takibi neredeyse imkansız hale geldi. Ahir zaman işte. Hiç bir şeyin hızına yetişemez olduk. Bazı zamanlar da bir seneyi bir ay gibi, bir ayı bir hafta gibi, bir haftayı bir gün gibi, bir günü bir saat gibi hissetmiyorum dersem yalan olmaz. Acaba sadece ben mi böyle hissediyorum?

Madem ömür hızlıca ellerimizden akıp gidiyor, ruhumuzu da bedenimiz gibi dinlendirmek sağlam kafa için önemli.

***

Bir gün Hz.Hızır hamamda yıkanan bir ihtiyarın yanına yaklaşmış. İhtiyar kendi kendine yıkanmaktaymış.

Hızır demiş ki:

Ey ihtiyar! Gençliğinde yaşlılara yardım etseydin şimdi şu gençler de sana yardım ederlerdi.

İhtiyar adam şöyle cevap vermiş;

Ben gençliğimde yaşlılara yardım ederdim ama zamane gençliği şimdilerde yardım etmez olmuş.

Hızır bir taraftan ihtiyar adamın sırtını keselerken bir taraftan da konuşmaya devam etmiş;

Demek ki yaptığın yardımları içinden gelerek yapmamışsın, Allah’ın sevgisini kazanamamışsın, yoksa ettiğin o hayrı neden görmeyeceksin ki?

İhtiyar adam şöyle demiş;

Eğer yaptığımı Allah için yapmasaydım, O’nun sevgisini kazanmasaydım, Allah bugün benim sırtımı Hızır’a keseletir miydi?

Hızır duydukları karşısında çok şaşırmış. Allah’ım demiş, bana verdiğin seni sevenlerin listesinde bu ihtiyarın adı yok, bu nasıl olur?

Yüce Allah şöyle demiş;

“Ey Hızır! Biz, bizi sevenlerin listesini sana verdik ancak bizim sevdiklerimizin listesi bizim yanımızdadır.”

İnşallah bizlerde, Yüce Allah’ın sevdiği kullar arasında yerimizi alırız.