Adana'da Hizbullah davasından 6 yıl 3 ay hapis cezası alan Muhittin Şerbetçi'nin bir fotoğraf sebebi ile hayatı karardı
Abone olAdana'da Hizbullah davasından 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılan Muhittin Şerbetçi'nin ailesi, çocuklarının bir fotoğraf sebebiyle hayatının karardığını ileri sürerek, oğullarının henüz 16 yaşında iken gittiği Kur'an kursunun suç delili olarak gösterilerek 15 yıl sonra bir baskınla alınıp cezaevine konulduğunu söyledi.
Yargılandığı mahkeme tarafından Hizbullah-İlim örgütü üyesi olduğu iddiasıyla 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılan Muhittin Şerbetçi'nin (34) hayatı, 16 yaşında iken mahalledeki çocuklarla birlikte Yeşil Çelebi Camii'ndeki Kur'an kursuna gitmesiyle değişti. Şerbetçi'nin diğer çocuklar gibi verdiği fotoğrafı 15 yıl sonra başına bela oldu. Hizbullah-İlim örgütüne yönelik olarak 17 Ocak 2000'de İstanbul Beykoz'da gerçekleştirilen ve örgütün lideri Hüseyin Velioğlu'nun ölü olarak ele geçirildiği operasyonda imha edilmeye çalışılan bilgisayar harddisklerinin içindeki bilgilere yaklaşık 7 yıl sonra ulaşıldı.
Adana polisi, hardiskteki bilgiler ışığında Şubat 2007'de gerçekleştirdiği operasyonda Muhittin Şerbetçi'nin de aralarında bulunduğu 8 kişiyi gözaltına aldı. Çıkarıldıkları mahkeme tarafından tutuklanan zanlılar, süren yargılama sonucunda 6'şar yıl 3'er ay hapis cezasına çarptırıldılar. Beykoz'daki operasyonda ele geçen Batman Fotoğraf Albümü'nde fotoğrafı ve özgeçmişi bulunan Şerbetçi, suçsuz olduğunu söyledi ancak ceza almaktan kurtulamadı.
Hizbullah örgütü ile ilgisi olmadığını iddia eden Şerbetçi, mahkemede yaptığı savunmada, "1992-1993 yıllarında mahallemdeki pek çok çocukla Yeşil Çelebi Camii'ndeki Kur'an kursuna gittim. İsmet Sever teyzemin oğludur. 2000 yılında İsmet Sever yakalanana kadar Hizbullah örgütüyle bağlantısını bilmiyordum. Hiç kimseye fotoğraf veya özgeçmiş vermedim. Hakkımdaki özgeçmiş ve fotoğrafımın nasıl ulaştığını bilmiyorum" dedi.
Yakınları, aldığı ceza Yargıtay tarafından onanan Şerbetçi'nin suçsuz olduğunu öne sürdüler. Oğlunun tek suçunun 16 yaşında iken arkadaşları gibi Kur'an kursuna gitmek olduğunu söyleyen anne Mevlüde Şerbetçi, "Gittiği Kur'an kursunu Hizbullah'ın ders verdiği yer olarak değerlendirmişler. Kursun üzerinden 15 yıl sonra gelip yakalıyorlar. (Örgütte senin özgeçmişin var) demişler. Özgeçmişi var ama yalan yanlış bilgiler var. Başkaca da delil yok. Eşi ve 2 çocuğu ortada kaldı" diye konuştu.
Oğlunun ceza almasına sebep olan belgenin bilgisayarda yazıldığını ve hiçbir imza olmadığını anlatan Şerbetçi, "Özgeçmişinde oğlumun müzik aletleri kullanma, spor ve elektrik konusunda becerileri olduğu yazıyor. Oysa oğlumun bir gözünde yüzde 80 oranında görme kaybı var. Oğlumun ne böyle hobileri ne de becerileri söz konusudur. Fen bilgisi dersinde başarılı olduğu yazılmış. İlkokul mezunu biri bu derslere ne zaman girmiş? Raporda kardeşimin polis olduğu yazıyor. Oysa o 17 yıl önce emekli oldu, bahsettiği diğer kardeşim ise 13 yıl önce ölmüş" şeklinde konuştu.