BIST 9.685
DOLAR 34,65
EURO 36,62
ALTIN 2.961,13

Bir değil bin Melih Gökçek feda olsun!..

Bir büyük dava adamının istifasını açıklarken, liderine sadakat gösterme noktasında gelecek nesillere bir manifestosunu izledik…


“Hayatta iki şey mühimdir…
Birincisi okyanus gibi bol
HAYSİYET…
İkincisi Elif gibi dimdik
ŞAHSİYET…
İşte Türkiye’nin başkentine 23,5 yıldır Belediye Başkanı olarak hizmet veren Melih Gökçek böyle veda etti!..

Başkan  liderinin isteği üzerine nokta koyup görevinden ayrıldığı sırada yaptığı açıklamalar, bir dava adamının liderine karşı nasıl sadakat duyması gerektiğinin bir manifestosu gibiydi...


Gökçek’in Büyükşehir Belediye Meclisi’nde yaptığı veda konuşmasına tanık olurken, belki de davasının lideri Recep Tayyip Erdoğan’ın bile beklemediği şekilde kullandığı sözler fitnecileri bir kez daha yerin dibine gömdü dersek yeridir…


“Hazırlanan barkovizyon gösterisinde Erdoğan’ın görüntüsüne yer vermedi” diye fitne çıkarıp bekleyenler, Reis’in Gökçek’le birlikte çeşitli hizmetlerdeki fotoğraflarına bol bol şahit olarak üzüldüler!
Yani malzeme bulamadılar...

Açık konuşmak gerekirse salonda bulunan meclis üyeleri, gazeteciler bile Melih Gökçek’in yapısını bildikleri için her bir cümlesinde böylesine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için övgü dolu sözler kullanmasını beklemiyordu…


Bir kere baştan şunu söyleyeyim;

Şöyle yapılanlara bir bakınca kim ne derse desin, kim ne yazarsa yazsın tarih  “Ankara’nın makus talihini yenen adam Melih Gökçek'tir” diye yazacaktır…..
Ankara için ne yaptı diyenlere verilecek cevap ‘neler yapmadı ki!’ olur…
1994'de bozkir bir başkent olarak aldığı, Suların 4 gün akmadığı, hava kirliliğinden kuşların dahi öldüğü, doğru dürüst parkı bile olmayan, Ankara’yı göz kamaştıran hizmetleri ile marka bir başkent olarak teslim ediyor..

Ona düşmanlık besleyenlerin asıl nedeni  muhalefet ile her zeminde çatır çatır mücadele etmesinden,sosyal medyayı çok iyi kullanmasından ve kendisini kullandırmamasından başka hiç bir şey değildir..

Dedim ya…
Haysiyet ve şahsiyet meselesi bu…
Melih Gökçek haysiyetli ve şahsiyetli bir başkan olarak adını tarihe yazdırırken, vedası da kendisine yakışır şekilde yaptığı açıklamalarla oldu!
Neler söylemedi ki!
Bir dava arkadaşının liderine bağlılığı noktasında örnek olacak şekilde gelecek nesillere de bırakılacak bir manifesto gibi konuşmaydı...

Dedi ki;
“Recep Tayyip Erdoğan'ın hakkı inkar edilemez. AK Parti iktidarı önce kendi milletine sonra bütün mazlum milletlere umut olmuştur. Erdoğan liderliğinde umut olmuştur.”

Dedi ki;
“Hızlı trenle, her kentte bir havaalanı, üniversiteyle, şehirlerde metrolarla, şehir hastaneleriyle, sağlıkta devrim niteliğindeki yenilikler, denizi alttan üstten geçen köprülerle, modern statlar ve milli harp sanayiyle Türkiye Recep Tayyip Erdoğan döneminde, AK Parti döneminde tanışmıştır.”

Dedi ki;
Yaşlı, engelli, kadın, şehit aileleri, gaziler gibi toplumun pek çok kesimine maaşları bağlanmış, mazlumun ilacı olunmuştur. Bu konuda liderimiz Recep Tayyip Erdoğan'ın hakkı inkar edilemez.

Dedi ki;
“AK Parti'mizin merkez kararında yapılan değerlendirmeyle genel başkanım ve liderim Recep Tayyip Erdoğan tarafından istifam istenmiştir. Kaç kez yedi düvele meydan okuyan Melih Gökçek'in sessizliğinin nedeni neydi?”

Dedi ki;
“Ben bir dava ahlakından geliyorum. Benim davamda nefse uymak, benim davamda şahsi çıkarlar için davaya zarar vermek yoktur. Benim davamda emir demiri keser, benim davamda liderin talimatına uymak gerektir.”

Dedi ki;
“Türkiye olarak bugüne kolay gelmedik. Amacımız gelişmiş ve üreten bir Türkiye'ydi, insanları güven ve huzur içinde yaşayan bir Türkiye'ydi. Amacımız dünya Müslümanlarının ve mazlumlarının umudu olmaktı. Şimdi bunları gerçekleştiren bir iktidar ve lideri var.
Bu iktidar AK Parti, bu lider Recep Tayyip Erdoğan.”

Dedi ki;
“Bizler bu umudu inşa ederken o gün liderimiz benim belediye başkanlığı yaparak katkı sağlamam gerektiğini düşündü, şimdi istifa ederek katkı sağlayacağımı düşündü. Ben istifa etmezsem inandığımız umutlara haksızlık olur diye düşündüm.”

Dedi ki;
“Başarısız olduğumu , yorgun olduğumu düşündüğüm için ya da başka her hangi bir kaygı nedeniyle değil, sadece ve sadece ülkemi lider ülke yapacağına inandığım Recep Tayyip Erdoğan'ın talebini yerine getiriyorum.”

Dedi ki;
“Recep Tayyip Erdoğan demek Türkiye'de mazlumların sahipsiz kalmaması demek, bu güzel ülkenin insanlarının yeniden o karanlık günlere dönmemesi demektir.”

Dedi ki;
“Recep Tayyip Erdoğan demek Arakan'da yaşayan mazlumun aç kalmaması, ölüme terk edilmemesi, Filistin ve tüm mazlum milletlerin sahipsiz kalmaması, Türkiye'de yaşayan 3.5 milyon Suriyeli ve Iraklının ülkesine gönderilip orada ölüme terk edilmemesi demektir.”

Dedi ki;
“Ben Melih Gökçek olarak vebal altına giremem, yarın vesile olduğum yanlışlığın hesabını Allah katında veremem diye korkarım. Onun için liderimiz Recep Tayyip Erdoğan'ın emrine uyarak belediye başkanlığını bırakıyorum.”

Dedi ki;
“ Ben bir dava adamıyım, benim duruşum 28 Şubat'ta da, Gezi Parkı eylemlerinde de 17-25 Aralık'ta da 15 Temmuz FETÖ ihanetinde de hep aynı şekilde olmuştur.”

Dedi ki;
“Liderimize ve onun siyasetine zarar vermeyi, mazlum insanlara, mazlum bu milletlere ve tüm İslam alemine verilecek zarar kabul ederim. Bu nedenle 23.5 senedir aralıksız sürdürdüğüm Ankara Büyükşehir Belediye başkanlığından istifa ediyorum.”
                                       
Evet Melih Gökçek bu sözlerle ve  meclis üyelerinin dakikalarca süren alkışları arasında veda etti…
Duygu dolu muhteşem bir final yaptı...

Kendisine oy vermeyenlere dahi teşekkür eden bir Melih Gökçek'i  izledik...

Birileri kriz çıkarır,tavır koyar derken biz tam aksini bu köşede yazarken yanılmadığımızı gördük...

Tek kelime ıle gönülleri fethederken salonda hem büyük alkış aldı hemde duygu seli yarattı...

Ne inkar edeyim insan Osman Diyadin olarak alkışladım.

Belki gidişi böyle olmamalıydı ama başı dik alnı açık şekilde çeyrek asırdır damgasını vurduğu Ankara Büyükşehir Belediyesine şu sözlerle veda ediyordu…
“Ben Ankara’da doğdum…
Ankara’da büyüdüm…
Ankara’ya hizmet ettim…
İnşallah Ankara’da öleceğim…
Ankara’yı ve Ankaralıları çok seviyorum…
Çok güzelsin Ankara.”

Bu sözler aslında bir veda değil!..
“Cesaretli bir adam yeri geldiğinde tek başına çoğunluktur.”
Melih Gökçek hep böyle olmuş bir adam…
Doğru bildiğini söylemekten asla çekinmeyen, hayatı boyunca cesur bir yürek olarak yaşayan bir mücadele adamı…
“Kişisel ihtiraslarla dolu bir başkan, koltuğu için yapmayacağı iş yok” diyen, özellikle partisinde de bulunan bazı zatlar şimdi anladınız mı Melih Gökçek’in kim olduğunu!
Cumhurbaşkanı Erdoğan için kullandığı  övgü dolu her kelime nedeniyle üzüldüğünüzü görür gibiyiz..
Her bir cümlesi yüzlerini kızartmıştır!..

Açıkça dedi ki;

'Bir değil bin Melih Gökçek Recep Tayyip Erdoğan'a feda olsun!.' 

Peki bundan sonra?
Bence Gökçek'in bittiğini sanmasınlar!..

Hani  bir söz var ya!..
“Bu sevda burada bitmez” diye…
Gökçek'in vedası sadece Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne…
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la  2019 için omuz omuza vererek ülkesine hizmet etmeye önemli bir görevde devam edecektir diye düşünüyorum..
Çünkü Reis’in yanında kaç tane Melih Gökçek var ki?

Asıl meselede zaten bu..
Bekleyin görün…

Adam gibi geldi.,,

Adam gibi mücadele etti..

Adam gibi hizmet etti...

Adam gibi veda etti!

Şimdilik hoççakal başkan...